En Sıcak Konular

Bu haber çok bayat ama okumaya değer

4 Şubat 2010 14:49 tsi
Bu haber çok bayat ama okumaya değer Bazı haberler eskimez ve güncelliği kaybetmez. 2004 tarihli Sabah Gazetesi'nin haberi, halen TBMM Komisyonlarında görüşülmekte olan Ulusal Biyo Güvenlik Kanun Tasarısı adlı GDO'yu meşrulaştıran yasa ve GDO konusunda 'ülkemizde GDO yok' diyenlerin kula

Transgenik ürünler, insan ve hayvan sağlığı, biyolojik çeşitlilik, çevre ve sosyo-ekonomik yapı üzerinde risk oluşturma olasılığı taşıyor. Gen aktarımı ile diğer organizmalardan hastalık ve alerji yapma özelliği taşıması mümkün. Bu ürünlerin kullanılarak üretildiği ürünler de bu tehlikeyi taşıyabiliyor. Bitkilerin genetiği değiştirilirken aktarma sonrasında transgenik hücreleri seçmek için bir miktar markör denilen tanımlayıcı bir gen de aktarılıyor. Bu gen ise antibiyotik direnç geni. Uzmanlar bu özelliğin bitkilerden hayvanlara ya da insanlara geçebileceğini söylüyor. Bu durumda örneğin bir zararlı böcek antibiyotikten etkilenmeyebilir. Keza hastalıklara karşı kullanılan antibiyotik insanları iyileştirmeyebilir. Yine antibiyotik dayanıklılık genlerinin insan ya da hayvan bünyesine geçmesi nedeniyle dayanıklılık oluşması, transfer edilen genlerin insan bünyesindeki bakterilerle birleşme olasılığı, virüs kaynaklı genlerin dayanıklılık genini diğer virüslere transfer etme olasılığı da diğer bir risk. Ayrıca transgenik bitkiler, ekildikleri çevrede istenmeden yaygınlaşabilme hatta genetik özelliklerini diğer bitkilere bulaştırma tehlikesi taşıyor. Bunun önlenemez doğa facialarına davetiye çıkardığı ileri sürülüyor.

JAPONYA'DA ÖLÜMLERE YOL AÇTI
Transgenik ürünlerin tehlikeleri konusunda yaşanmış en büyük olay Japonya'da meydana geldi. Japonya'da GD bakteri tarafından üretildiği anlaşılan 'tryptophana' (insan vücudu için gerekli olan bir tür amino asit) bağlı olduğu anlaşılan bir sendrom nedeniyle 37 kişi öldü, bin 500 kişi kısmi felç geçirdi, 5 bin kişi de geçici olarak iş göremez hale geldi. İşte Türkiye'deki transgenik ürünler

* GELECEKTE PAZARA SUNULACAKLAR
Vitamin A destekli domates, tuzluluğa tolerant domates. Beta karoten, vitamin A, içeriği yüksek çeltik.
Vitamin E içeriği yüksek Kanola.
Kolera, hepatit B ve ishal hastalıklarına karşı koruyucu aşı taşıyan muz ve patates.
Kafein içeriği düşük kahve.
Hastalıklara dayanıklılık genleri taşıyan asma.
Nikotin oranı düşük tütün.
Herbisit dayanıklılığı olan kavak ve okaliptus.
Kuraklığa, tuzluluğa ve herbisite dayanıklı çim bitkileri.

* DENEYSEL OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER
Atropin içeriği yüksek güzelavrat out.
Domuz tüyünde bulunan geni taşıyan pamuk bitkisi.
Bakteri, memeli, balık genlerini taşıyan bitkiler. (Balık geni taşıyan domates, domuz geni taşıyan pamuk, vitamin A içeriği yüksek çeltik, herbisit'e dayanıklı soya, yüksek şeker veren mısır, toprak yüzeyinde büyüyen şeker pancarı, kızamık aşısı taşıyan patates, rafta bozulmayan domates, sütünden ipek üretilen inek, atık suları temizleyen balık, kuzey kutupta yetiştirilen kolza, üzerinde fiyatı yazılı karpuz.)

* ŞU AN PAZARDA BULUNAN ÜRÜNLER
Kanola: Böceklere, yabancı ot ilaçlarına dayanıklılık ve yağ kalitesini arttıran genler.
Mısır: Yabani ot ilaçlarına dayanıklılık geni, erkısırlık.
Pamuk: Yabani ot ilaçlarına dayanıklılık geni
Patates: Zararlı böceklere ve virüse dayanıklılık geni.
Soya: Yabani ot ilaçlarına dayanıklılık geni ve yağ kalitesini arttıran genler.
Yazlık kabak: Virüse dayanıklılık geni
Şeker pancarı: Yabani ot ilaçlarına dayanıklılık geni.
Domates: Yabani ot ilaçlarına dayanıklılık geni, raf ömrü uzunluğunu arttırıcı gen ve tuzluluğa dayanıklılık geni.
Papaya: Virüse dayanıklılık.

Domatesimin geniyle oynama

Yıllardır bilmeden genleriyle oynanmış ürünler (transgenik) yiyoruz. Uzmanlara göre bu büyük bir tehlikenin başlangıcı.

 

 

***

Modern çağın gerekliliği mi gıda terörünün yeni adı mı

Türk halkının son birkaç yıldır bilmeden bol miktarda transgenik ürün tükettiğini belirten uzmanlar, yaşanmış örneklerden yola çıkarak tehlikenin çok büyük olabileceğini vurguluyor.

Türkiye'de 1996'dan beri genetiğiyle oynanmış transgenik ürünler tüketiliyor. Üstelik transgenik ürünler, beyaz ve kırmızı etten kraker ya da gofrete kadar pek çok üründe de kullanılıyor. Oysa üyesi olmayı hedefledğimiz Avrupa Birliği'nde gerek transgenik ürünün kendisi, gerekse bu ürün kullanılarak elde edilen ürünler özel ibareli etiketler taşıyor. Türkiye'de ise ne kontrol, ne yasa ne de etiketleme zorunluluğu var. Uzmanlara göre Türk halkı son birkaç yıldır bilmeden bol miktarda transgenik ürün tüketti. Yeterince araştırma yapılmadığı için genetiğiyle oynanmış ürünlerin gelecekte insanda ya da doğada ne gibi zararlara yol açabileceği henüz tam olarak bilinmese de, uzmanlar yaşanmış örneklerden yola çıkarak tehlikenin çok büyük olabileceğini vurguluyor.

SOYAMIZI BIRAKTIK
Transgenik ürünlerin Türkiye'ye uzun zamandır girdiğini kaydeden Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Mehmet Karaca, "Örneğin büyük oranda soya ve mısır girdi. Biz kendi soyamızı kullanmadık depolarda bekliyor. Yurtdışından soya getirdik dünyanın parasını verdik" diyor. Laboratuar ortamı dışında bu ürünleri tespit etmenin mümkün olmadığını dile getiren Karaca şöyle devam ediyor: "Çünkü üzerinde etiket falan yok. Avrupa Birliği bu konuda etiketleme zorunluluğu getirdi. Transgenik ürünlerin pek çoğu ABD'de üretildiği ve onlar tarafından satıldığı için ABD buna karşı çıktı. Bugün transgenik ürünler dünyadaki bütün ülkelere girmiş durumda. ABD'de markete gittiğinizde normal domatesin kilosu 5 dolar hemen yanında transgenik domates satarlar kilosu 5 cent." Türkiye'ye gelen transgenik soyanın daha çok hayvan yemi yapımında kullanıldığını ifade eden Karaca, bu yemlerin tavuk, koyun, inek besisinde kullanıldığını kaydediyor.

DENETİM ŞART
Bu konuda kendisinin bir çalışma yaptığını söyleyen Karaca en azından büyük şehirlerde bu konuda acilen bir denetim getirilmesi gerektiğini ifade ediyor. "Bu ürünlerin neler olduğunu bilmemiz gerekiyor" diyen Karaca şöyle devam ediyor: " Tehlikesi konusunda ise şunu söyleyebilirim. Transgenik ürün örneğin cep telefonundan daha az riskli. Ama transgenik ürünün çevreye olan etkisi cep telefonundan fazla olabilir."

"O CİVCİVLER BİZLERİZ"
Tarım Bakanlığı'nın "Biz transgenik ürün ithal etmiyoruz" dediğini belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Biomühendislik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şeminur Topal, oysa sadece beyana tabi olduğu için transgenik ürünlerin yıllardır Türkiye'ye girdiğini ifade ediyor. "Mısır giriyor örneğin. Ama bu sadece mısırla kalmıyor. Nişastası, çorbası, yağı, unu, gofreti, krakeri derken çok sayıda ürüne yayılıyor. Örneğin transgenik soya 900 türev üründe tüketiliyor" diyen Prof. Topal kullanım yaygınlığını şu ilginç bir örnekle açıklıyor. "Hani Maliye Bakanı, oğlunun getirdiği mısırlar için 'onu civcivlere yedirecek' diyordu ya. İşte o civcivler bizleriz." Topal, Tarım Bakanlığı'nın AB'ye verilen taahhüt nedeniyle 2 yıl içinde bu ürünleri tespit edecek laboratuarı kurması gerektiğini hatırlatıyor. Prof. Topal Türkiye'nin bir yandan AB'ye söz verdiğini, ancak diğer yandan da bu ürünlerin asıl üreticisi olan ABD'ye taahhüt verildiğini belirterek, Tarım Bakanlığı'nın 2 yıldır bu nedenle yasa çıkarmadığını iddia ediyor.

TRANSGENİK ÜRÜN
Türkiye'ye 1996'dan beri transgenik, yani genetiğiyle oynanmış gıda ürünleri giriyor. Üstelik bu ürünler beyaz ve kırmızı etten kraker ya da gofrete kadar pek çok üründe de kullanılıyor

AB'de gerek transgenik ürünün kendisi, gerekse transgenik hammaddeyle elde edilen ürünler özel ibareyle satılıyor. Türkiye'de ise ne kontrol, ne yasa ne de etiketleme zorunluluğu var


Sabah



Bu haber 1,037 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,101 µs