İRAN: Başka çaresi var mı?

4 Şubat 2010 14:36 tsi
Yok. Ama bunu 'Acem yöntemi'yle yapacak. iyibilgi Ankara

İran Dışişleri Bakanı Muttaki’nin tam da Ankara’da bulunduğu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile sıcak kareler verdiği hem de ağzından iki ülke ilişkilerine ilişkin bal damlamasından sadece saatler önce Tahran…

Orada da Başkan Ahmedinejad şöyle diyordu: “Veririz onlara (Batılılar) az zengin Uranyımu, çok zenginleştirilmişini alırız, mesele etmesinler”.

Aslında Batının mesele ettiği bir konu bu. Ancak, bu ziyaret ve açıklamanın zamanlamasını çakıştırmaktan evvel, daha önemli zamanlamalar söz konusu.

İyibilgi’nin de yansıttığı gibi, ABD’nin İran’dan atılmış bir füzeyi durduramamasının hemen ardından, Tahran’ın hem füze denemeleri hem de uzaya canlı gönderme girişimleri olduğu gibi medyaya yansıdı.

Evet bunlar da birer zamanlama ve elbette aralarında politik bir korelasyon var. Hazır çatı kurmaya devam ediyorsak, şunları da eklemeliyiz: bu olaylardan evvel ABD Körfez ülkelerinin füze sistemlerini yükselttiği gerçeği ile bu olaylardan sonra “Batılı ülkelerin İran’a yeni yaptırımlar planladığı” gerçeğini.

İran liderliğinin “veririz, alırız” söylemi tam da bir başka batılı kaynağın “Batılı ülkeler İran'a yeni yaptırımlar peşinde” haberine denk düştü.

Tahran’ın bunu fark etmemiş olması imkansız, çünkü İran BBC ile neredeyse savaş halinde.

BBC’ye göre BM'deki Batılı bir diplomat, ABD'nin, nükleer programı yüzünden İran'a yeni yaptırımlar uygulanmasını öngören bir müzakere belgesini Avrupalı müttefiklerine ilettiğini söyledi.

Bu önemli. Fakat İran’ın adımı da önemli. İran’ın masadan çektiği dosyayı yeniden ortaya iteklemesinin nedenleri, ard arda gelen olaylar zincirinin hangi halkasına bağlanmalı?

Bugün için dünya liderleri İran Cumhurbaşkanı’nın uranyumu ülke dışında zenginleştirmeyi kabul edebilecekleri yolundaki açıklamasının üzerine atlamış değiller.
  
Bu İran politikalarında bir değiliklik mi? Yoksa, Tahran yeni yaptırımlardan mı korkuyor?

Soru zaten güvensizlik işareti. Ama tek tek ülkeler de okunmalı. ABD bekleyecek, İngiltere açıklamadan memnun, Almanya da öyle ama, ‘resmiyete dökelim’ diyor. Tıpkı Fransa gibi. Londra’nın şüphesine rağmen Rusya da İran önerisini memnunlukla karşıladı.

Ankara’nın pozisyonu zaten belli. “Çözelim hemen, gereken neyse yapalım” havasında. Bir tek Çin sessiz. O da yakında rengini belli eder.

Peki İran? Aynı öneriyi yeniden masadan çekebilir mi? Belki. İşte o yine “halka”ya bağlı. Bu açıklamayı yaptıran halkaya.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,399 defa okundu.