Devlet Bahçeli grupta konuşuyor

2 Şubat 2010 11:12 tsi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında partililere sesleniyor...

Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durumdan çıkması mümkün görülmedi. Yoksulluk ve işsizlik meselelerinin çözümünde demokrasisi gelişmiş bir ülkenin varlığını gösteremedik. Ekonomiyi yalnızca veri yıüını olarak gören Başbakan ve hükümetinin söleneni anlaması mümkün değildir.

Eğer fatura varsa ekonominin bunun hepimize yansıtılması doğru olacaktır. kaymağını yandaşların yediği bir ekonomi olmamalıdır. Aksine böyle sürerse yoksulluk sürecektir. Kıt kaynaklar haram helal demeden klullanılıyor. Başbakanı kayıkçılıktan gemi sahipliğine çıkan varlığı gözler önündedir.

Erdoğan dünle kavgasını sürdürüp gelecekten beklentisi olmadığını göstermiştir. Asgari ücretle geçinenlerin evine ne kadar malzeme girdiğini sorgulayan hastalıklı bakış açısını en çok alt gelir grubunu ilggilendirecek karar verecektir.

Gelişme ve kalkınma olmamıştır. Dübne nazaran insanımız daha mutsuz daha fakir daha işsiz konuma gelmiştir. 

Dün kayıklara sahip olanlar bugün gemileri hangi kirli paralarla almıştır. Eğer yumurtayla bütçe ölçülüyorsa, yumurta fabrikaları nasıl çıkıyordur.

Bu aşamada demokrasinin istikrarını muhhafaza etmek daha zor daha meşakkatlidir. Demokrasi erdemlerinden bahseden hükümetin önce buna alışması gerekmektedir.

Milliyetçi Hareket kutlu vazifeye hazırdır. Erdoğanın bakkallıkla uğraşan zihniyeti bizi rahatsız etmiştir. Bu bakış açısı bizi rahatsız etmiştir. Bu iş kolunun büyük marketlerin insafına teslim edileceği görülmüştür. Bakkalların devrinin bitmesi mümkün değildir. Büyük iş merkezlerinin lobilerinin etkisi ile büyük marketlere insanları yöneltmek ve esnafı tasfiye etmek doğru değildir.

Erdoğan gerçekten samimi ise bu kesimin rızkına el uzatmamalıdır.

Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde de kobilerin ciddi katkısı olmuştur. Bugünkü ölçekler denilince ekonominin kamburu haline gelmiş bir yapı haline getirilmemelidir.  Doğaldır ki her şeyin sürekli ve tempıolu değiştiği sosyal alanda KOBİ'lerin değişimden etkilenmemesi mümkün değildir.

KOBİ'ler rekabet ortamından etkilenmişlerdir. Sorunları artmıştır. Bunların şilk sorunları finansmandır. Gelinen aşamada faiz düşüklüğünden bahseden Başbakan'ın bir an önce düşük faizi neden kullanmadığı açıklanmalıdır. Yapılanlar çok az sayıda KOBİ'lerin faydalanmasına neden oldu. Bankalarla övünen Başbakan, KOBİ'lere ayrılan bütçe ancak KOBİ'lerin yüzde 5'ine ulamıştır. KOBİ'ler ihmal edilmiştir.

Bugün Türkiye'de yaşananlar son derece vahim ve endişe vericidir. Hükümet sorun çözme iradesini kaybetmiştir. Huzursuzluk ve uyumsuzluk had safadadır. Yeni azınlık oluşturma çabaları ile bölücü planla birlik  ve bütünlük bozulması umutlanmıştır. İnsanımız çaresizdir. Hükümetten ümidii kesmektedir. Ahlaki değerler yıpranmıştır. Ahlaki yıkım yaygınkaştı. Topluma güvensizlik hali ortaya çıkmış. Çözüm adıyla verilen taviler tam bir çözümsüzlük olmuştur. Karşımızdaki AKP gerçeği budur. Türkiye'nin bu rezaleti ve sonucu haketemdiğini., yıkımın yaygın hale geldiğini, yapılan tercihlerin mahkum hale getirdiği ve artık iradesinin kaybettiğini ortaya çıkarmıştır. 7 K'lı tahribat zinciri ortyaa çıkmıştır.

Milletimizi kabilelere ayırmak cahiliye devrinin zamanı değildir. Çırpındıkça batan kimselerin bizim millet sevgimizi hesaba katmaları düşünülemez. Milleti kavim zanneden Erdoğan'ın ne kültürü ne de bünyesi buna yeterdir. Milleti kutuplaştıracak bu anlayışa yer vermek şüphelidir. Bizi ruh ikizi olmayla suçlayacak kişiler dikkat etmelidirler. Sayın Baykal da Erdoğan da temiz ailelerin çocuklarıdır. Aynı topraklar üzerinde etiştik. Zaman zaman hatamız olabilir. İlla bir ikiz olma hali olacaksa. Baykal ve Erdoğanla ruh ikizi olabilriiz ama bölücü zihniyetin, peşmerge zihniyetinin ruh ikizi olmaktan utanç duyarız.

Böyle ruh ikizlerinden idarecilerden milletimizi korusun. Sözde açılım adı altındaki projedeki sıkıntı, anlaşılmaktadır.Çıktıkları yolda foyaları ortaya çıkmıştır. Milletimiz perde gerisindeki, alçaklıklaraşahit olmuştur. Gül'ün sözlerini Türkiye unutmadı. Mızrak çuvala sığmamaktadır. Bunları unutturmak için kafaları karıştıracak mekanizmalar devreye giriyor. En büyük desteği ise hısım akraba medya gücüdür.

Basın mensuplarını gazla suçlaması içerisine düşülen buhranın göstergesidir. Benliği sürekli şişirilen birisi için bu aşama gelişmedir. Umarım uluslarası uçurumların kıyısından da dönmelidir. Şayet bir dil sürçmesi değilse gaz konusu stratejik bir zihniyete hizmet edecektir.

Devletin resmi yayın kuruluşu da dahil yayınlar hükümetin güdümüne girdi. Girmek istemeyenler ise sansürlere maruz kaldı. Başbakan'ın böyle durumda yapılan şeylere yer vermemesi tam bir ikiyüzlülüktür.

ayrıntılar gelecek

Haber7

Bu haber 500 defa okundu.