Başbakan Erdoğan'a destek yağdı

2 Şubat 2010 08:55 tsi
Başbakan Erdoğan’ın, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değişeceğini açıklayarak sinyalini verdiği Demokrasi Devrimi’ne destek yağdı. Ortak tepki ise: EMASYA kalkarsa gizli sıkıyönetim biter.

Gizli sıkıyönetim biter 

Başbakan Erdoğan’ın işaretini verdiği demokratik devrim düzenlemelerinin hayata geçirilmesi halinde 1997’den beri Türkiye’de var olan ‘gizli sıkıyönetim’in ortadan kalkacağı bildirildi

Başbakan Erdoğan’ın, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değişeceğini açıklayarak sinyalini verdiği Demokrasi Devrimi’ne destek yağdı. Ortak tepki ise: EMASYA kalkarsa gizli sıkıyönetim biter.

DAHA ÖNCE OLMASI GEREKİRDİ

Siyaset Bilimci Prof. Doğu Ergil: Demokratik bir ülkede olması gereken şeyler bunlar. Gelişmeyi, değişmeyi engelleyen şeylerden bahsediyor Başbakan. Bunlar gerçekleşirse, bundan sonra topluma huzur gelir ve toplum gelişirse AK Parti bundan sonraki seçimi garantilemiş olur.

SİVİLLEŞME ANLAMINA GELİR

Gazeteci Ali Bayramoğlu: Söylenenler gerçekleşirse Türkiye için çok olumlu olur. Çünkü EMASYA 28 Şubat döneminin en önemli tortusudur ve devlet sisteminin uygulama düzeyinde askerileşmesi ve askeri çalışmasını ifade eder. Bu hükümlerin kaldırılması Türkiye’nin sivilleşmesi anlamına gelir.

HEMEN KALDIRILMALI

AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan: EMASYA Protokolü hemen kaldırılmalı. 28 Şubat şartlarında hazırlanmış ve gizli bir sıkıyönetim niteliği taşır. 2009 Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda da buna dikkat çekildi. Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki sözleri son derece önemli.

SÖYLEMEK BİLE 7 YIL ÖNCE SUÇTU

AB uzmanı Can Baydarol: Türkiye’de gördüğüm kadarıyla gecikmiş bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Bu da AB ile ilgli ilişkilere yansıyor. Soğuk Savaş’tan sonra yeniden yapılandırmamız gereken süreci 20 yıl gecikmeli yapıyoruz.

3. LİGDEN BİRİNCİ LİGE ÇIKARIZ

Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkan    Bilal Çalışır: Çok daha önce yapılması gereken şeylerdi bunlar. Türkiye dünya ligine katılmaya çalışırken bu uygulamalarla 3. ligde bulunuyordu. Dünyada Başbakan’ın saydığı kanunlar yok.

DOĞRU ÜSLUP VE ZAMAN

Prof. Deniz Ülke Arıboğan: Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması ve istismara açık alanların önünün kesilmesi gerekir. Aynı zamanda doğru işi, doğru üslup ve doğru zamanlama ile yapmak gerekir.

35. madde 27 Mayısçıların EMASYA 28 Şubatçıların

Milli Eğitim eski Bakanlarından Hasan Celal Güzel: TSK İç Hizmet Kanunu’nu 27 Mayıs’tan sonra, darbenin gerekçesi olmadığını iddia edenlere karşı TSK hazırladı. EMASYA’-nın ruhunda Anayasaya ve yasalara aykırılık vardır. Demokratik rejime terstir.

Artık asla iç tehdit olmayacak

Başbakan Erdoğan, önceki gün TRT’de şu üç mesajı vermişti:

• EMASYA Protokolü diye bir şey olmaz, kaldıracağız.

• İç tehdide yönelik oluşturulan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ndeki endişeleri de gidereceğiz. Bundan sonra asla iç tehdit olmayacak.

• TSK İç Hizmetler Kanunu’nun 35. maddesi değişebilir.

Sorun TSK’nın yarattığı fiili durumdan kaynaklı

Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel: 35. madde kapsamında TSK’da ‘cumhuriyeti koruyup kollama kapsamında iç siyasete müdahale edilebilir’ yönünde bir anlayış yerleşti. Demokrasilerde herhangi bir düzenleme askere, darbe, muhtıra hakkı vermez. Sivil iradenin değil de askeri iradenin benimsediği tehditlerden hareketle planlama yapılıyor. Sorun bundan kaynaklanıyor. Problemler yasal  düzenlemelerden kaynaklanmıyor. Silahlı kuvvetler tarafından yaratılan fiili durumlardan kaynaklanıyor. 35’inci maddenin kaldırılması faydalı.

MGK: ‘Kırmızı kitap’ devletin ikinci Anayasası değil

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, internet sitesinde, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile ilgili sorulara cevap verdi. İşte o cevaplar:

• Milli menfaat, milli hedefler ve iç-dış güvenliğe ilişkin esasları kapsar.

• Bakanlar Kurulu’nun anayasal görevi çerçevesinde hazırlanan bir bakanlar kurulu dokümanıdır.

• MGK’nın tavsiyesi Bakanlar Kurulu’nun kararıyla güncellenir. Anayasa ve yasalara uygun olarak  hazırlanır.

• Anayasa benzeri bir üstünlük ve değişmezlik atfedilmesinin hukuki temeli bulunmamaktadır.

• Doğrudan güvenlik boyutu taşıyan konuları içermektedir.

• Hükümetler tarafından belirlenmiş olan bu esasların nasıl uygulanacağı, yine hükümetlerce tespit edilmektedir.

• Devletin güvenliğini ilgilendirdiği gerekçesiyle siyasal süreçleri kısıtlaması söz konusu değildir.

• Değişik siyasal iktidarlar tarafından farklı biçimde değerlendirilebilecek sorunları daha sonra iktidara gelecek hükümetleri de bağlayacak biçimde çözümleyen bir belge değildir.

• Gizlilik derecesi, diğer demokratik ülkelerden farklı değil. TBMM’nin bilgilendirilmesini değerlendirme yetkisi, Bakanlar Kurulu’nundur.

• Çeşitli nedenlerle tutuklananlarda  belgenin bulunduğuna ilişkin olarak adli makamlardan Kurumumuza intikal eden resmi bir bilgi yok.

cihan

Bu haber 675 defa okundu.