ASAM İnsanlığa Karşı Suçlar Araştırma Enstitüsü Başkanı Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem, bu kararın bazı açılardan Türkiye’nin lehine olabileceğini söyledi.
Lahey’de bulunan Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı kararı değerlendiren Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem, kararda ilginç bir yan olduğunu, devletin sorumlu tutulmadığını söyledi. Ermenilerin bütün arzusunun Osmanlı'yı oradan da Osmanlı'nın yerine geçti diyerek Türkiye’yi suçlamak yolunda olduğunu belirten Lütem, “Ama bu karar devleti dışarıda bırakarak doğrudan doğruya kişileri suçluyor. Sırf o yönüyle alınması itibariyle sanki lehimize gibi bir hava var” dedi.
Emsal olabilir
Türkiye’nin ya da Ermenistan’ın bir gün soykırım iddialarını uluslararası mahkemeye taşıması halinde bütün kararlarda olduğu gibi bu son kararın da emsal gösterilebileceğini belirten Lütem, “Kararlar daima emsal olarak gösterilir. Hukuk tekniği böyle zaten. Ama tabi bu konu Uluslararası Adalet Divanı’na giderse, kabul edilir mi sorun orada olabilir” diye konuştu.
Adalet Divanı’nın 1948 sözleşmesine göre hareket edeceğini hatırlatan Lütem, 1948 sözleşmesinin 1948’den sonra olan olayları kapsadığını ve geriye işleyemeyeceğini söyledi. Lütem, “Onun için hemen götürdük kabul edildi gibi şeyler yanlış. Normal koşullarda öyle bir davaya bakılmaması lazım. Ben bugün karar verdim, götürdüm Ermenistan’ı mahkemeye verdim, böyle bir şey yok çünkü o hukukun olmadığı bir dönemden bahsediyoruz” dedi.
"Soykırım yok!"
Devletin sorumluluğu bakımından kararın Türkiye’nin görüşlerine daha uygun olduğunu belirten Ömer Engin Lütem, “Ama şöyle bir şey var. Devletler sorumlu değil dolayısıyla kurtulmuşum havası verilemez. O zaman esasen suçluyum da devlet suçlu tutulmayacağı için suçlu değilim gibi olur” dedi.
Emekli Büyükelçi Lütem, “Ortada devletin suçlu olup olmadığı değil soykırım olmadığına dair görüşümüz var. Biz suçlu olup olmadığını değil, olayın olmadığını söylüyoruz. Bunun üzerine illa ki ‘devlet suçlu tutulmadı, demek ki Osmanlı suçlu tutulamaz’, bunu bir argüman olarak ileri sürmek, bir noktada esas itibariyle soykırım oldu da hukuk tekniği bakımından suçlu tutulamıyor gibi olur. Onun da ters tepme ihtimali var onu da düşünmek lazım” diye konuştu. Lütem, Tehcirin esasında bir soykırım olmadığını söylenmesi gerektiğini söyledi.
Soykırımla etnik temizlik arasındaki farka da dikkat çeken Lütem, “Etnik temizlik demek mutlaka soykırım anlamına gelmez. Bir araziden belirli bir grubu çıkarırsanız bu etnik temizliktir. Bizde etnik temizlik dendiğinde mutlaka onların öldürülmesi anlaşılıyor. Hiç alakası yok. Öldürülebilirler tabi ama esas olarak belli bir araziden onların çıkarılmasıdır. Korkutursunuz kaçırırsınız, sürersiniz kaçırırsınız, yahut da öldürürsünüz. Etnik temizlik, uluslararası ceza hukukundan soykırımdan farklı bir deyim” dedi
Nokta
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle