En Sıcak Konular

'Siyasilerin hatası, terörü güvenlik meselesi kabul etmesi'

31 Ocak 2010 16:26 tsi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, siyasilerin en büyük hatasının, terörü güvenlik meselesi olarak kabul edip polise ve askere havale etmesi olduğunu, bu yüzden 30 yıldır sorunun çözülemediğini söyledi.

AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı'nca Anafartalar Otel'de düzenlenen konferansa katılan Salih Kapusuz, partililere demokratik açılımı örnekler vererek anlattı.

Muhalefet partilerinin erken Seçim konusuyla ilgilendiğini belirten Kapusuz, "Bir erken Seçim olacak mı? diye düşüncesi olanlara açık bir dille ifade ediyorum, Türkiye'nin kaybedecek zamanı yok, erken Seçim Türkiye'nin gündeminde olmayacak." dedi.

Geçmiş yıllarda her 2-2,5 yıla bir Seçim düştüğünü, hükümetlerin projelerine hayat vermeden ayrıldığını, yerine bir başkasının geldiğini hatırlatan Kapusuz, böyle bir istikrarsızlığın ülkeye bir şey kazandırmadığını vurguladı.

Kapusuz, istikrarı ve güveni çok önemsediği için sürelerini sonuna kadar kullanma konusunda ilke kararı aldıklarını kaydetti.

2007'de bir erken Seçim gerçekleştirildiğini hatırlatarak, bu seçimlerin, cumhurbaşkanının seçilememesi dolayısıyla zorunlu olarak erkene alındığını dile getiren Kapusuz, ''Sonuç itibariyle önümüzdeki seçimler, 2011 Temmuz ayında yapılacak. Belki bu ay konusunda bir değişiklik yapmak söz konusu olabilir. Ancak henüz bu konuda kesin bir düşünce yok. Gerekçesi ne olursa olsun, bizim siyasi anlayışımızda siyasi iktidarları halk belirler, halk getirir, halk götürür, karar halka aittir.'' diye konuştu.

Kapusuz, Türkiye'nin 30 yıldır terörle mücadele ettiğine işaret ederek, şunları söyledi: ''Bugüne kadar hiçbir Cumhuriyet hükümeti yok ki terörle mücadele konusunda zafiyet göstersin. Terörle mücadele konusunda her türlü çaba ve gayret devam etti ve bugüne kadar geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, bütün güvenlik birimlerimiz bu ülkenin birlik ve beraberliğini koruyabilmek için sonuna kadar savaştılar, hâlâ da savaşmaya devam ediyorlar. Evet, güvenlik güçlerinin mücadelesi, terörle yapılan mücadele ülkemizi böldürtmedi bu doğru. Ancak problemi çözdü mü? Üzülerek ifade ederim ki problemi çözmedi. Peki, nasıl hatalar ve yanlışlar yaptık diye muhakeme, öz eleştiri yaparsak, bir kere siyasilerin en büyük hatası bu işi güvenlik meselesi olarak kabul etti, bu işi asker ve polise havale etti. Asker ve polis elinde silah var, gücü temsil ediyor, o zaman karşısında silahlı olanlarla birlikte silahlı mücadele edecek ve bu işi çözecek. Tam 30 yıl, olağanüstü hal dahil olmak üzere, sıkı yönetimler dahil olmak üzere bu mücadele her türlü metoduyla uygulandı."

Kürt olmak, Türk olmak ya da Arap olmanın bir sorumluluk olmadığını, bir aşağılık ya da üstünlük olmadığına dikkat çeken Kapusuz, "İnsanlar tercih ettiği şeylerden ve yaptıklarından dolayı sorumludur. Bir şeyi tercih ediyorsunuz, elbette ki onun sorumluluğunu da üstleneceksiniz. Bir eylem yapıyorsunuz onun bir karşılığı var, orada da bir sorumluluk var. Peki, Türkiye'de bir terör sorunu var mı? Evet var. Kürt sorunu var mı? Evet var. Ekonomik sorun var mı? Evet var. Peki bunu kim çözecek? Bir başkası bunu çözmeyecek, bunu biz yapacağız. Burada öncelikli sorumluluk kime ait? Milletin yetki verdiği, göreve getirdiği siyasi partilere ait.'' şeklinde konuştu.

Demokratik açılımla ilgili olarak herkesin bazı noktaları çok iyi bilmesini ve anlamasını isteyen Kapusuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu proje bir devlet projesidir. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konu görüşülmüştür, tartışılmıştır ve buna bağlı olarak devlet olarak bu işte adımlar atılmıştır. Bu konuyu muhalefette konuşan arkadaşlar, müzakere dedi, mütareke dedi, ihanet dedi, hıyanet dedi, ülkeyi bölmek dedi. Bir çok ithamlarla karşı karşıya kaldık. Açık bir dille ilan ediyorum. Biz partiyi kurarken üç kırmızı çizgimizden bahsettik. Etnik milliyetçiliğe, dini milliyetçiliğe ve bölgesel milliyetçiliğe karşı olduğumuzu ifade ettik. Bu ve bunun gibi bazı ithamlarla karşılaştığımız için de açık olarak tekrar belirtiyorum. Bizim bu projemizde, devletin bu projesinde, tek devlet, tek bayrak, tek millet, üniter yapı. Resmi dil Türkçe, eğitim dili Türkçe ve aynı zamanda bu ülkenin üniter yapısının, anayasadaki bu üç maddenin değiştirilemez maddelerinin değiştirilemeyeceğini bir kez daha ifade ediyorum."

cha



Bu haber 576 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,493 µs