En Sıcak Konular

Darbelerle 'senaryoların' tuhaf kesişimi

23 Ocak 2010 19:28 tsi
Darbelerle 'senaryoların' tuhaf kesişimi "Zeyno Baran “Türkiye’de darbe ihtimali yüzde 50” diye yazı yazmıştı." Hatırladınız mı?

Balyoz darbe planı ortaya çıkınca “işbirlikçi gazeteciler” hep bir ağızdan i-nan-mı-yo-ruz şarkısını söylemeye başladı. Maksatları gürültü çıkarıp tartışmayı boğmak. Bunların temel argümanı şu: “Bunların bir kısmı senaryo. İçine eklemeler yapılmış.”

Bu nedenle Balyoz planını “dummies” için, özellikle de Yeni Şafak’taki “dengelek” ya da “dingilik” arkadaş için bir kez daha özet olarak anlatayım: Öncelikle, elde 2002 aralık ayında hazırlanmış “Balyoz Harekât Eylem Planı” (BHEP) adlı temel bir belge var. Bu belgenin ayrıca “Ek A, B, C” gibi belge üzerinde belirtilmiş ekleri mevcut. Bir de Mart 2003 yılında BHEP’de öngörülen şekilde düzenlenmiş bir “seminer” var. Bu “seminer” rutin yapılan “harp oyunu” toplantıları kılıfı altında yapılmış. Eldeki ana metne ait eklerde yer alan planlar ve listeler dehşet verici. Örneğin BHEP ana metni üzerinde yer alan eklerden birinde İstanbul ve çevresinde oturan ve işbirliği yapılacak sivillerin isimleri, adresleri, telefonları, şecereleri çıkarılmış. Yani sadece isimler sıralanıp geçilmemiş. Bu isimler yerleşik çevresinde bilinen sivil şahıslar. Bir “savaş senaryosunda” sivillerin isimleri neden yer alır? Hadi bir nedenle siviller savaş senaryosunda yer aldı diyelim. Peki, o senaryoda polis teşkilatına neden yer yok? Oysa bir savaş durumunda, polisin yasal görevi “geri cephe” denilen alanda iç güvenliği korumaktır. Bunun için polisler askere bile alınamazlar.

Senaryoda Ergin Saygun ve Süha Tanyeri’nin de adları var. Bu iki komutan Washington’da Anayasa Mahkemesi Başkanı’na suikast yapılan “senaryo”nun aktörü ile yakın ilişki içindeydi. O dönemde Zeyno Baran “Türkiye’de darbe ihtimali yüzde 50” diye yazı yazmıştı. Yani darbelerle “senaryo”ların tuhaf bir kesişim alanı var. Yine, Balyoz’da PKK’dan yararlanmak istenmesi gibi Hudson senaryosunda da generaller Amerikalı yetkililerin “PKK’nın lider kadrosunu yakalayıp teslim etsek” önerisine “Bu AKP’ye oy kazandırır. PKK liderleri teslim edilmemeli” diye karşı çıkmışlardı. Bunu bizzat toplantıya katılan bir kaynaktan dinledim. Hükümetin cebine koyduğu parayla Washington’a kadar giden ve orada “PKK’lıları teslim ederseniz AKP oy kazanır” gerekçesiyle PKK liderlerini teslim almak istemeyen generallerin AKP’nin elinden hükümeti almak için Fatih Camii’ni bombalama senaryosu neden absürt geliyor onu anlamadım.

Şunu da sorayım. Balyoz Eylem Planı ve eklerinde isimleri yer alan komutanlar arasında Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla gözaltına alınan askerlerden bazılarının adı da var mı?

Hadi diyelim ki o konuşmalar ve o belgeler “senaryo”; be kardeşim bu ülkenin en ebleh adamına sorsalar ve deseler ki “Ülke Yunanistan ile savaşıyor. Yardıma ilk koşacaklar kim olur?,” o en ebleh adam bile ilk iki sırayı şu şekilde yapar: 1-Ülkücüler. 2-Dinî gruplar. Özellikle de Çarşamba cemaati sayılır. Kaldı ki bu cemaat o bölgede bulunmasını ve İstanbul’un ortasında kalmaya çalışmasını sizin de milli dava ilan ettiğiniz bir argüman ile açıklıyor: “Biz orayı terk edersek Patrikhane el koyacak. Bunun için bizim üzerimize geliyorlar.” Şimdi durum buyken, kendini açıkça devletçi bir pozisyonda konumlandırmış bir Çarşamba cemaatine karşı “bunlar Yunanistan’la savaşı fırsat bilip isyan çıkaracak. Bu nedenle sıkıyönetim ilan edilmesi lazım” diye düşünebilmek, bu ebleh zırvalar üzerine “senaryo” yazmak hangi “kurmay zekâlı”dan fışkırır?

O belgeler darbe planıysa korkmayalım. Yapanlar yargılanır süreç biter. Korkmamız gereken, konu kendisine toplumsal destek verecek grupların isyan çıkaracağını varsayan “kurmay zekâlı” komutanların durumu.

O konuşmalardan birinde, bir “kurmay zekâlı”da “bu durumda İç Anadolu’da da benzer durumlar çıkacağından buradaki durumu acilen bastırmamız gerekir. Bunun için şiddet kullanılacaksa kullanılmalı ki bu isyan İç Anadolu’ya yayılmasın” diyor. E be “kurmay zekâlı”, bir savaş sırasında İç Anadolu’da isyan çıkabileceğini düşünüyorsan benim vergimden sana yedirilen yemekler haram zıkkım olsun. “Ulan bu ordu İç Anadolu’da bile isyan ile karşılaşacaksa kimin ordusu” diyesi geliyor insanın...

Emre Uslu / Taraf



Bu haber 691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,709 µs