EMASYA ile dış tehdidin ne alakası var?

21 Ocak 2010 16:45 tsi
USAK Uzmanı İhsan Bal Taraf Gazetesi'nin 'Balyoz Darbe Planı'nı yayınlamasının ardından planın altında imzası olduğu öne sürülen Emekli Org. Çetin Doğan'ın açıklamalarını değerlendirdi: "Hedef saptırmaktantan başka bir amaç taşımıyor."

Bal'ın değerlendirmesi:

Emekli Orgeneral, eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın açıklamalarını inceledim ve kendi adıma bazı sonuçlar çıkardım.

Doğan, “Biz düşmanla mücadele ediyoruz” diyor, millet içinde düşman arıyor ve bunu Emasya Protokolü’ne dayandırıyor. Emaysa Protokolü, iç güvenlikle ilgili, polisin ve jandarmanın eksik kaldığı yerlerde, valiliğin inisiyatif ve davetiyle silahlı kuvvetlerin yardımını öngörüyor. Düşmanla mücadele ile bu protokolün bir bağlantısı yok, hiçbir yasal zemine dayanmıyor.

“Devlet suç işlemez”

İkinci dikkat çekici nokta, “Biz bazı senaryolar geliştirdik” açıklaması. Bu senaryo ile, iddia edilen senaryolar benzeşiyorsa, devlet suç işlemez. Senaryolar, yurtdışında örneğin Moskova’da operasyon yapılırken geliştirilir ama memleketin ortasında böyle senaryo geliştirilemez. Bu iddia kabul edilebilir bir iddia değil.

“Temel hareket noktası sakat”

Üçüncüsü, “Tüm bunları anayasamız, devletimiz için, memleketi korumak için yaptık” deniyor. Bir memleket, yıkılarak korunamaz. 5000 sayfalık belgelerde, bu ülkenin iktidarından “\%47 oy almış parti, irtica”, DTP için de “\%6- 7 oy almış parti, bölücü” diye bahsediliyor. Yani bu memleket hem bölücü, hem irticai. Peki memleketin \%50sini düşman yaptığınızda nasıl başarı elde etmeyi bekliyorsunuz? Bu facia bir durumdur, izah edilebilir tarafı yoktur. Böyle bir genelleme, herkesin başına bir vukuat gelebileceği anlamına gelir ve senaryoda oyunlar bunun üzerine inşa edilemez. Temel hareket noktası sakat.

“Tüm TSK zan altında”

Doğan’ın açıklamalarının benim açımdan diğer bir sorunlu kısmı, “Biz bunu koruma kollama görevi içinde, herkesin bilgisi dahilinde yaptık” sözleri. Böylelikle tüm kurumu kendisine siper alıyor ve kurumu zan altında bırakıyor, bu çok yanlış bir tavır. Suç üstlenilmiyor,suç herkese sirayet edilmeye çalışılıyor. Bir suç varsa- ki var olduğu gün be gün ortaya çıkıyor- TSK töhmet altında bırakılıyor.

Asimetrik bir saldırı ve tehditten bahsediliyor. Çetin Paşa da “Hedefte ben değil, TSK var” diyor. Bu açıklama hedef saptırmaktan başka bir amaç taşımamakta ve “Benim peşime düşerseniz asimetrik saldırıyla baş başa kalırsınız” demektir. Böyle bir olayda bütün ordu suçlu olamaz, olmamalılar da. Varsa bir hata, bu o kişilerle sınırlı olmalıdır. Çetin Paşa bunun altında imza atmışsa, baş suçlu odur. Tüm orduyu siper yaparak, kendilerini kurtarmaya çalışmaları beyhudedir, anlamsızdır. Emasya Protokolü’ne dayanarak bütün kenti alt üst edebilir, bunu hukuka dayandırmaya çalışırsanız o zaman bu ülkede her şey her şeye dayandırılabilir.

Haberturk

Bu haber 751 defa okundu.