O başlıklar istihbarat işi mi?

21 Ocak 2010 09:39 tsi
Kendi kendimizi yiyoruz ama...Ya tartışan biz değilsek?

Sivil dikta tartışmalarının arkasında “İngiliz-Amerikan politikalarının çatışması” olabileceği aklınıza gelir miydi?

Vatan gazetesinde İngiliz arşivlerindeki “12 Eylül belgelerini” araştıran Jan Devletoğlu’nun yazı dizisini okuyuncaya kadar benim de aklıma gelmezdi.

Devletoğlu’nun yayınladığı ve çoğunun “vay vay vay” diyerek okunduğunu sandığım belgeler şunları anlatıyor:

BİR. İngiliz Büyükelçiliği’nin 15 Kasım 1978 tarihli raporunda yer alan “Süleyman Demirel bir kere daha iktidara gelirse Türkiye hızla Hitler tarzı bir faşist yönetime kayacaktır” ifade çok ilginç.

İKİ. İngilizler Demirel yerine Adalet Partisi’nin başına Kamran İnan’ın getirilmesini arzu ediyorlar.

ÜÇ. O tarihte iktidarda olan CHP’nin lideri Bülent Ecevit’ten ise çok memnunlar.

DÖRT. Bu arada Türkiye’deki bir “askeri darbe” ihtimaline karşı “bir şeyler yapma” çabası içindeler. Yani 12 Eylül günü “bizim çocuklar yaptı” diyen ABD’lilerden

farklı bir yaklaşımları var İngilizlerin.
***

Şimdi ister istemez biraz “komplo teorisi” yapacağız.

İngiliz arşiv belgelerinde yazılanları dikkate alacak olursak, özellikle bu bölgede İngiliz ve Amerikan çıkarlarının asla çatışmayacağına ilişkin görüşün sorgulanması gerekiyor. Çünkü görülüyor ki İngilizler ABD’nin Türkiye’ye ilişkin planlarına pek de olumlu yaklaşmıyorlar.

Öyleyse...

İngilizlerin Demirel’e karşı oluşları AP liderini “Washington güdümünde” görmeleri yüzünden olabilir mi?

Eğitimini ABD’de yapan Demirel’e kuşkuyla bakarken gençlik yılları İngiltere’de geçen Ecevit’e güven duymaları tesadüf olmayabilir mi?

Türkeş’e bakışlarında da “benzer” bir motivasyon rol oynamış olabilir mi?

Diğer taraftan Demirel’in yerine düşündükleri Kamran İnan’ın da Washington’a mesafeli, Avrupa’ya yakın duruşu bir anlam taşıyor mu?

Siyasi ömrü boyunca hep Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmak isteyip de bir türlü bu muradına eremeyen Kamran İnan’ın “Türkiye Cumhuriyeti anayasasında kendisinin dışişleri bakanı olamayacağına dair gizli bir madde olduğuna” ilişkin sözleri şakadan mı ibarettir?

***

Konuyu bugünkü tartışmalara bağlamak için de şöyle bir soru sorulabilir:

Gizli yazışmalarda “Demirel iktidara gelirse Türkiye Hitler faşizmine kayacak” diyen İngilizler bu görüşün Türk kamuoyunda seslendirilmesi için de bir çaba harcamış olabilirler mi?

Bunu soruyoruz, çünkü Jan Devletoğlu’nun Vatan gazetesinde yayımladığı belgelerden birinde “Ecevit’e direkt destek açıklamak uygun olmayacağından gazetelerde İngiltere’nin Türkiye’deki demokrasinin devamlılığından yana olduğuna ilişkin yazılar yazdırılması ve bu konuda gazetecilere önceden hazırlanan bir sorunun verilip ‘bunu basın toplantısında Dışişleri Bakanı’na sorun’ denmesi...”  gibi öneriler yer alıyor.

Karda yürüyüp izini belli etmeyen İngiliz istihbaratı, o günlerde Türk basınında yer alan “Demirel faşizme kayıyor” iddialarıyla bir şekilde ilgiliyse, durum farklı bir boyut kazanır.

Bu durumda 1970’lerdeki “Sivil diktatörlük” tartışmalarında İngiliz-Amerikan politikaları arasındaki çatışmanın rol oynamış olabileceği akla gelir.

Ayrıca bu durumda “bugünkü” kampanyanın da başka bir açıdan sorgulanması düşünülebilir.

İbrahim Kiraslı / Star

Bu haber 1,485 defa okundu.