Gürbüz Çapan savunmasını tamamladı

18 Ocak 2010 13:45 tsi
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Gürbüz Çapan, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk'a bağlı örgüt üyesi olmakla suçlandığını belirterek, ''İlhan ağabey bana kefil oluyor. Savcılar o kefaleti üyeliğe çevir

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Esenyurt Belde Belediyesi'nde başkanlık yaptığı dönemdeki çalışmalarını anlatan Çapan, bu dönemdeki çalışmalarının hepsinin suç kabul edildiğini ve kaldırılan İstanbul DGM'de yargılandığını anımsatarak, ''İnşallah Türkiye'de hak hukuk yerini bulacak. Adalete inancım tamdır'' dedi.

Belediyedeki asıl çalışmalarının ikinci dönemde olduğunu, harcamalarının yüzde 98'inin yatırımda kullanılanlar olduğunu ifade eden Çapan, ''Çok sıkıntı çektim. Dik durdum, dik durmaya çalıştım. Üzgünüm. Türkiye'de dik durmak çok zor. Lüzumsuz yere hapse konuldum'' diye konuştu.

Esenyurt Belediyesi'ne yapılan operasyonun İstanbul değil, Ankara ve Edirne'deki jandarma tarafından gerçekleştirildiğini dile getiren Çapan, ''Jandarmayı fitlediler. Ermeni asıllı Kürt olduğuma dair rapor hazırladılar. Türkiye'nin her yerinde hakkımda dava açtılar. 'Koyun kaçakçılığı yapmışsın' dediler'' şeklinde konuştu.

Cumhuriyet'in bir fazilet olduğunu ifade eden Çapan, ''Çoban Sülü, 7 sefer Başbakan bir sefer de Cumhurbaşkanı oldu. İETT garajından bir kişi belediye başkanı, Başbakan oldu. Demokrat değil ama hürriyet ayağı tamdır. Ben Cumhuriyet'i yıkayım diye değil, demokratik hale getireyim diye solcu oldum. Benim bu davada ne işim var, beni niye kattınız, ne alakası var?'' dedi.

Cumhuriyet'in iki temel problemi olduğunu, Kürtlerle ve diniyle barışamadığını savunan Çapan, ''Kürtlerle ilgili en büyük örnek Irak'tır. Kürtler, Bağdat'a, Kerkük'e ya da Musul'a ellerini kollarını sallaya sallaya gidemezler. Gitmek istediklerinde pasaport almaları gerek. Türkiye'de Kürtler istedikleri yere gidebiliyor. Türkiye'de Kürtlerle ilgili bir sorun yok. Kürtler kendileri sorun edinmiş'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de insanların birbirlerini koklayarak anlaştığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük avantajının 'halk gibi kokması' olduğunu belirten Çapan, ''Çok severim kendisini, çok çalışkandır. İlk zamanlarda havası iyiydi. Şimdi yanına bir grup almış nereye gittiği belli değil. Deniz Baykal'ın kokusu bu halka uymuyor. Türkiye'de bütün partileri kapatın, tek CHP seçime girsin, yüzde 26 oy alamaz'' dedi.

Çapan, komodinin üzerinde duran mermilerden dolayı, savcıların kendisini silahla suçladıklarını ifade etti.

Bugün duruşmaya katılmayan tutuklu sanıklardan Kenan Temur'un da hastaneye kaldırıldığını belirten Çapan, ''Adam deli, hasta'' dedi.

-SUÇLAMALARA YANIT-

Çapan, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk'a bağlı örgüt üyesi olmakla suçlandığını belirterek, şöyle devam etti:

''İlhan ağabeyi severim. İlhan ağabey Cumhuriyet'in ilk filozoflarından, aydınlarından biridir. Bütün aydınlarla ilişki kurmaya çalıştım. Cumhuriyet gazetesinin fikirlerine çok fazla katılmam ama Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet yaşamalıdır. Dolayısıyla kardeşlerime 'gidin, ortak olun' dedim. İlhan ağabey bana kefil oluyor. Savcılar o kefaleti üyeliğe çevirmişler. Niye Turgay üye değil de ben?. Karamehmet, Koç da para vermiş. Niye onlar üye değil de ben üyeyim? Mahallenin Kürdü biz miyiz?''

Hakkında yapılan suikast ihbarı üzerine valiliğe başvurduğunu ifade eden Çapan, bu nedenle silah taşıdığını ancak kullanmadığını söyledi.

Ailesinin kan davasından dolayı hasımları bulunmasına rağmen 1979'dan beri eline silah almadığını dile getiren Çapan, ruhsatlı silahını bir gün bile beline takmadığını kaydetti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, savunmasını tamamlayan Çapan'ın önceki ifadelerinin okunmasına geçti.
 
aa

Bu haber 677 defa okundu.