Askere balans ayarı mı?

9 Ocak 2010 12:25 tsi
Siyasi irade ile Genelkurmay’ın kurduğu ilişki basındaki kimi yorumcular tarafından ‘askere balans ayarı’ olarak niteleniyor. Aslında kim kime balans ayarı yapıyor? iyibilgi analiz

Bundan birkaç hafta önce Karargah’ta kozmik arama başladığında, “kurumlar arası çatışma var” çığlıkları manşetleri doldurduğunda iyibilgi çok basit bir gerçeğin altını çizmişti: Yapılan yorumların hepsi bilgisizlikten kaynaklanıyor. Ortada çatışma yok, mutlak bir uyum var.

Neyse ki gelişmeler bizi doğruladı. Şimdi herkes Erdoğan’ın önceki gün karargaha gitmesini “uyum fotoğrafı” ya da “askere jest” olarak yorumluyor.

Bu Türk medyasının iyibilgi’nin çizgisine geldiğini gösterir, önemli bir gelişmedir.

Ancak şimdi de “zirvedeki uyum” ile ilgili bazı haksız yorumlar yapılıyor.

Örneğin Mehmet Ali Birand yaşanan süreci “AKP’nin askere balans ayarı” olarak niteliyor.

Türk medyasının en tecrübeli isimlerinden Birand’ın bu tanımlaması elbette tartışma yarattı. Milliyet’in güçlü kalemi Hasan Cemal de bugün bu konuya değiniyor.

Ancak yaşananlara “AKP’nin askere balans ayarı” nazarından bakmak, yine fotoğrafı tam olarak görememek anlamına geliyor. Askerin kendi içinde yaşadığı dönüşümü, komuta kademesinin kontrolünde yapılan bu dönüşümü “dinamitlemek” anlamına geliyor. Çünkü Başbuğ liderliğindeki komuta kademesi, aslında Hilmi Özkök zamanında başlayan “Orduyu çağa uydurma süreci”ni “taban”larına rağmen, biraz da “can yakma pahasına” yürütüyor. Başbuğ’un kimi zaman yüksek sesle konuşması “tabanın gazını” almakla açıklanıyor. Dolayısıyla bu hassas süreçte yapılan bu tür “balans ayarlı” yorumlar, bu süreci dinamitlemekten öteye gitmiyor. Zaten Cemal gözden kaçırmış, çünkü Birand o yazısında AK parti ve Erdoğan’ın biraz da “intikam ve rövanşist bir hırsla” hareket ettiğini ima ediyor. Bu yaklaşım yaşadığımız hassas sürece katkı sunabilir mi?

Üstelik bu yaklaşım resmin bütününün yanlış anlaşıldığı izlenimi de uyandırıyor.

Bakın iyibilgi’de genelkurmay’daki görüşmeyle ilgili hiçbiryerde olmayan bir bilgiyi verelim. Başbuğ, Erdoğan’a Genelkurmay karargahında küçük bir tur attırdı. İkili en en uzun vakitlerini Meraşal Fevzi Çakmak’ın şu anda müze olan odasında harcadı. Çakmak’ın “manevi bağları” da dikkate alındığında bu önemliydi… Bir savunma muhabirinin “Genelkurmay Kazım Karabekir Paşa’ya yönelik psikolojik önyargısını yıktı” şeklindeki hatırlatmasını ve “Genelkurmay tarihiyle de kucaklaşıyor” saptamasını da hatırlatalım…

Dolayısıyla bu yaşananlar Türkiye’nin dönüşümüdür… Türkiye tarihiyle, bugünüyle, geleceğiyle buluşuyor… Önyargılar, tabular yıkılıyor…Daha fazla demokrasi yönünde devlet kendini yeniliyor. Yeni dünya düzenine ayak uyduruyor. Tıpkı 1908 sonrası meşruiyete geçmesi, birinci dünya savaşı sonrası Cumhuriyeti kurması, ikinci dünya savaşı sonrası çok partili hayata geçmesi, soğuk savaş sonrası dünyaya eklemlenmesi gibi… Şimdi de tüm kurumlar kendisini bu yeni düzene adapte ediyor. “Balans ayarı” gibi tanımlamalar, zaten sancılı olan bu değişim sürecini huzursuz edebilir… Türk aydınları bu dönüşümü desteklemeli, köstek olmamalı…

Elbette bu yaklaşıma Star’dan Mehmet Altan’ın da dikkat etmesi gerekiyor. Yaşananlara “balans ayarı” demek ne kadar yanlışsa Başbakan’ın Genelkurmay’a giderek Başbuğ’a jest yapmasına kızmak da o kadar yanlış.

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 1,823 defa okundu.