çuvalla belge | " /> çuvalla belge | "/>

En Sıcak Konular

Ergenekon'a çuvalla belge

7 Ocak 2010 15:31 tsi
Ergenekon'a çuvalla belge Hüseyin Baybaşin, basına söyleyemeceği bilgiler için Ergenekon savcılarını davet etti. Baybaşin savcılara çuvallar dolusu delil verecek...

Türkiye'nin karanlık tarihinin önemli tanıklarından biri de "Uyuşturucu kaçakçısı" olarak bilinen Hüseyin Baybaşin'di.

Geçmişte yaptığı açıklamalar, hakkında ileri sürülen iddialar bunu gösteriyor.

Özellikle 90'lı yıllarda hem Türkiye, hem de Avrupa basını onunla ilgili çok şey yazdı.
Uyuşturucu dünyasının "baronu" ya da "Avrupa'nın Escobarı" olarak nitelendi. Geniş ilişki ağından ve dünyada etkili oluşundan söz edildi.

Bu yılın ilk günlerinde Taraf gazetesine yaptığı açıklamalar çok tartışılacağa benziyor.
Mafyayı, karanlık dünyayı yakından izleyen bir gazeteci olarak Baybaşin benim de ilgi alanımdaki isimlerden biriydi.

Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan davanın kapsama alanına Susurluk girince ister istemez Baybaşin'i konuşulması gerekenler listesine aldım ve ilgilenmeye başladım.

Beni, 1998'de Hollanda'da tutuklanan ve ömür boyu hapse mahkûm edilen Baybaşin'e götüren şey, Susurluk döneminde çok dillendirilen "Uyuşturucudan devletin kasasına 45 milyar dolar girdi" iddiasıydı.

Bu iddia Ergenekon Terör Örgütü'yle ilgili ikinci iddianameye şöyle girdi:
"1994'te yaşanan ekonomik krizi Tansu Çiller hükümeti 25 milyar dolarlık uyuşturucu parasıyla aştı."
Bu çarpıcı iddia daha önce de sonra da Türkiye basınında geniş haber oldu. İddiayı dile getirenlerden biri de Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi eski bakan Fikri Sağlar'dı.

Peki devleti de, devleti yönetenleri de zan altında bırakan böylesine önemli bir iddia niçin araştırılmadı?

Baybaşin'le 3 saat
Bu iddia etrafında dönen olayların perde arkasını öğrenmek için en iyi adres Hollanda'ydı ve ben de geçen yıl oraya gittim. Amacım, 11 yıldır Amsterdam'a 45 dakika uzaklıkta bir cezaevinde yatan Hüseyin Baybaşin'le görüşmekti. Görüşmek zordu ama şansım yaver gidince çok da zorlanmadan, dünyanın en iyi korunan cezaevine girerek ilk kez "Avrupa'nın Escobarı" olarak nitelenen Baybaşin'le görüştüm.

Medyaya göre "suç dünyasının en etkili ismi"yle yaklaşık üç saat cezaevinde kaldım.

Karşımda bilinen bir mafya babasından çok, adeta bir siyasi aktör vardı ve daha çok da siyasetle ilgiliydi.

İlk kez karşılaştığım Baybaşin'le kısa süre de olsa sağlık ve Türkiye üzerine sohbet ettik. O daha çok Türkiye'yi sordu ben de onun dört duvar arasındaki cezaevi yaşamını...
Sonra sohbetimiz başladı.

Ailesiyle bile o güne kadar görüşemeyen Baybaşin, Türkiye'den neden çıkmak zorunda kaldığını, kimlerin baskı yaptığını ve ne teklif edildiğini ayrıntılı biçimde anlattı.
Ayrıca Hollanda'da başına örülen tezgâhtan da söz etti.

Doğrusu bu söylediklerinin birçoğu daha önce de basında yer almıştı. Benim asıl merak ettiğim işe şuydu:

"Çarpıcı iddialarda bulunan Baybaşin bu işin neresindeydi? Devlet yetkilileriyle nasıl bir ilişkisi vardı ve devlet uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkiyi nasıl kuruyordu?"
Bu soruma şu cevabı alınca şaşırdım:

"Ben hiçbir zaman uyuşturucu kaçakçısı olmadım. Susurluk Araştırma Komisyonu'nun tespitine göre, devletin kasasına uyuşturucu trafiğinden 45 milyar dolar girmiş. Bunları yapanların hepsi benim ailemin bireyleri değil herhalde. Bunca insan içinde bir iki tane Baybaşin çıktı diye bütün aileyi uyuşturucu kaçakçısı olarak sergilemek, takdir ederseniz ki kasıtlıdır."

Ama şu sözleri de dikkate değerdi:

"Basının yazmasını istemediğim çok detaylı bilgiler var. Ben savcılarla görüşmek isterim. Bu zamana kadar kapımı çalmadılar ama açıkçası sizin aracılığınızla davet ediyorum. Siz gerçekten hesap sormak istiyorsanız, benim size vereceğim somut deliller çuvalla. Buyurun ben size sunayım."
Kısaca Baybaşin de devlet sırrı diyerek savcılara konuşacağını söylüyor.

Eğer, kirli tarihin sivil ayağıyla ilgili söyledikleri Ergenekon savcıları tarafından araştırılsa sanıyorum öteki ayakları da ortaya çıkacak ve Ergenekon'un seyrini de etkileyecek.

Baybaşin aslında sadece dönemin siyasi isimleriyle ilgili değil, Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden devletle PKK ilişkisine kadar, birçok çarpıcı şey de söylüyor.
Onlara da yarın devam edelim...

Mahmut Övür / Sabah



Bu haber 1,129 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,758 µs