Şişt! Sen git abin gelsin

6 Ocak 2010 12:36 tsi
Komşu işimiz çok, ne istiyorsan açık söyle. iyibilgi Ankara

Şaka yollu söylemek gerekirse, Türkiye “komşularla sıfır sorun politikası” çeşitli zorluklara karşın sürdürmeye çalışırken, Sofya’nın ‘hiç alaka yokken’ tazminat istemesi, bu politikayı Bulgaristan’a istisna olarak ‘komşuyu sıfırlama’ya dönüşebilir mi?

Dediğimiz gibi bu elbette bir latife ve kelime oyunu. Ama Sofya’nın iyi niyetini görmemiz de gerekir.

İşin özü şu: Bulgaristan'ın 1913 yılından sonra Türkiye'den göç eden Bulgarların Türkiye'de bırakmak zorunda kaldıkları mal ve mülkleri için tazminat istiyor.

Ne kadar? Aslında miktarın çok önemi yok. Ama 10 ile 20 milyar dolar arasında gidip geliyor. Bu da manidar tabi ama biz yine konuya bakalım. Bu iddia Bulgaristan Başbakanı tarafından da zikredilmiş halde.

Ama sadece onun tarafından değil. Örneğin Bu ayın üçünden Bulgar Hükümeti’nin Yurtdışındaki Bulgarlar ve Dini İşler Bakanı görevini yürüten Bojidar Dimitrov da, “20 milyar $ ödeyin, AB'ye tam üye olun” minvalinde bir şeyler söyledi.

Kısaca, Türkiye’nin AB’ne tam üye olabilmesi için Sofya’nın şartlarını açıkladı. Ve 20 milyar dolar talep etti. Aslında Bakan’ın bu açıklamayla ne dünyadan ne de Türkiye’den haberi olmadığı anlaşılıyor ama biz yine devam edelim.

Bakan demiş ki, “Türkiye AB tam üyesi olabilmesi için Bulgaristan ile arasındaki maddi tazminat meselelerini halletmesi gerekiyor. Balkan savaşları öncesi ve esnasında evinden barkından olan Bulgar vatandaşlarının tazminat meselesi açık bulunmaya devam ediyor. 1925 yılında bu durumla ilgili Türkiye ve Bulgaristan yönetimleri arasında anlaşma imzalanmış olmasına rağmen şartları günümüzde halen yerine getirilmemiştir. 1983 yılında Bulgaristan yönetimi asrın başında zorunlu göçün bedelini 10 milyar Dolar olarak hesaplamıştı. Zaman faktörünü de göz önüne aldığımızda günümüzde bu rakam 20 milyar dolara eşdeğerdir. Dünyanın 16. ekonomisi olan Türkiye’nin bu faturayı ödeme gücüne sahip olduğunu düşünüyoruz”.

O kadar kötü bir üslup ki, hani diplomasi falan zaten değil de, “bayağı” pazarlık yapıyor Sofya.

Tabii Türkiye’nin yanıtı daha “mâkul” oldu.  Şöyle üç madde halinde verelim, her birinin manasını size bırakalım.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Tarihte yaşananlar tek taraflı cereyan etmemiştir. Bulgaristan'dan Türkiye'ye o dönemde göç etmek zorunda kalan 2 milyona yakın Türk olmuştur. Dolayısıyla bu tarihi konuların bütün kapsamıyla tartışmaya açılmasını gerektirir" dedi.

Davutoğlu, "Türk-Bulgar dostluğunun devam etmesi her iki ülkenin yararınadır. O dostluğu zedeleyecek açıklamalardan kaçınılmakta büyük bir fayda bulunmaktadır" dedi.

Davutoğlu, “Türk-Bulgar dostluğunu zedeleyecek açıklamalardan kaçınılmakta büyük fayda bulunmaktadır. Bundan sonra da her konuda Bulgar komşularımızla işbirliğini geliştirecek her türlü çalışma yapmaya devam edeceğiz."

Böyle. Şu an Bulgaris’tan da sağcı bir hükümet bulunuyor. Başında da Başbakan Boyko Borisov. Borisov bu ay veya biraz daha sonra Türkiye’ye gelecek ve ilk denenler doğruysa, Türkiye'ye gelip tazminat talebini iletecek.

Peki Sofya gerçekten bunu yapabilecek mi? Bu soruyu yanıtlamak için Bulgaristan’ın derdini tam anlamak gerekiyor.

Sıralayalım. Bulgarlar’a para lazım bir, iki, Bulgarlar AB denkleminde kimin yanında duruyor, üç, açık yazalım, İngiltere-İtalya çizgisinde mi, Fransa-Almanya çizgisinde mi?

Dört, yoksa enerji yolları meselesinde daha kuzeye mi bakıyor? Beş, Türkiye’nin komşularıyla gelişen ilişkilerinde Balkan kulvarında biraz dışlandığını mı hissediyor?

Yoksa hepsi mi? Bulgaristan muhtemelen bu üslubu Ankara da kullanamayacak. Hatta “muhtemelen” kelimesini de kaldıralım.

Yani Sofya buraya geldiğinde zaten geri adım atmış olacak. Tabii buradan şunu unutmayalım: Bulgaristan bir şey istiyor, AB kozunu gösteriyor, ve bu büyük ihtimalle ekonomik!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,802 defa okundu.