İktidarın ipleri kimin elinde?

6 Ocak 2010 08:44 tsi
İktisat uzmanı İbrahim Kahveci: "İktidara bakıyor ve aklımıza G-20'de alınan "siz üretmeyin-tüketin" kararları geliyor. Ve düşünüyoruz; kim iktidar?"

İktidar kimde? Atatürk'ün söylediği gibi "iktidar kayıtsız şartsız milletindir" söylemini Türkiye'de söyleyebilir miyiz?

Bir tarafta 'tek parti iktidarına' gidiliyor tezleri savrulurken diğer tarafta katı devletçi yapı ne kadar kırılabilmiştir sorguluyor muyuz?

Türkiye'de iktidar mücadelesi için ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini kurumsallaşmış çıkar gruplarından gözlemek yetmez mi?

Güç ve sorumluluk kavramları ülkemizde maalesef oldukça dengesiz dağıtılmıştır. İktidarı paylaşan kurumlar oluşturulurken nedense sorumluluklar siyasal tarafa yıkılmıştır. Ama her geçen yıl siyasal iktidarın gücü zayıflatılırken kurumsal iktidarlar almış başını gitmiştir.

Dün Başbakan Erdoğan emekli maaşlarına yapılan zamları açıkladı. Gözüme ilk çarpan nokta çalışanlara ödenen asgari ücret ile emekli maaşları arasındaki farkın açılmış olmasıydı. Oysa bu ülkede çalışanların teşvik edilmesi ve emeklilerin de iyi şartlarda yaşaması gerekiyor. Kurulması gereken denge ne birinin lehine ne de diğerinin aleyhine olmamalıdır.

Maaş üretim faktörlerinden emeğin fiyatıdır. Yani bir iş veya üretimde emeğin katkısına ödenen paydır. Emek ürettiği değerin ancak bir kısmını alabilir. Oysa ülkemizde şirketlerin kârlılık oranları tek hanelidir. Sanayi envanteri çıkarıldığında bu tabloyu net olarak görebildik. Tek haneli kâr oranı karşısında acaba yüksek ücretleri kim nasıl ödeyecek?

Önceki gün MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan kriz ortamında bile şirketlerin eleman aradığını ama vasıflı eleman bulunamadığını açıkladı. Oysa bu günlerde Danıştay meslek liselerine ilgiyi artıracak katsayıyı tartışmalı şekilde iptal etti.

Bir diğer tarafa bakıyoruz ki işçi sendikaları ne çalışanın ne de emeklilerin maaşlarını beğenmiyor. Ama bir de kendilerine dönüp "işçi kalitesini ve ülke katma değerini artıracak ne gibi bir eylem ve hareket içerisindeyiz" diye sormuyorlar. İşin daha vahimi "eylem yapacağız" diye derhal açıklama peşine takılıyorlar. Acaba çalışan kesimin kalitesizliğine yol açan uygulamalarda sendikalar ne yaptı? Meslek liseleri kapatılırken sendikalar eylemde miydi?

Hükümet yılbaşında alt ve orta gelir grubunu etkileyecek zam yağmurunu IMF uyumu ile aynı anda açıkladı. Ardından emekli zamları açıklandı. Kısaca bir aldı bir verdi. Ama çalışanın verimliliğini ve gelirini artırıcı bir adım atılmadan.

IMF anlaşması ile coşan piyasalar ve varlık barışı ile akması beklenen milyarlarca dolar kurları bir anda alaşağı etti. Şimdi ne olacak? İhracatçı kurları düşmüş enerji başta olmak üzere maliyetleri artmış şekilde bekliyor. Dışarı mal satmak artık daha zor olacak. İçerde ise ucuz ithal mallar cenneti oluşuyor.

Şimdi iktidara bakıyor ve aklımıza G-20'de alınan "siz üretmeyin-tüketin" kararları geliyor. Ve düşünüyoruz; kim iktidar?

İbrahim Kahveci / Yeni Şafak

Bu haber 587 defa okundu.