İşte Özel Harp'in kurucu subayları | " /> İşte Özel Harp'in kurucu subayları | "/>

En Sıcak Konular

İşte Özel Harp'in kurucu subayları

3 Ocak 2010 12:03 tsi
İşte Özel Harp'in kurucu subayları Arınç'a suikast iddiasıyla günlerdir arama yapılan Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı'nın eski adı Özel Harp Dairesi'ydi ve ABD'nin soğuk savaş örgütlenmesiydi. Kurucu başkan ve subayları ise oldukça tanıdık iki isimdi:

Günlerdir arama yapılan Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı'nın eski adı Özel Harp Dairesi... ABD'nin soğuk savaş örgütlenmesiydi. Kurucu subaylar arasında Alparslan Türkeş ile 12 Eylül sonrası siyasete atılan Turgut Sunalp de vardı. İşte yarım asırdır tartışılan örgütlenme:

Başbakan Yardımcısı Arınç'a suikast iddiasıyla günlerce aranan Seferberlik Tetkik Kurulu'nun bağlı olduğu Özel Harp ne zaman kuruldu? Kurucu başkan ve subayları kimdi. Peki, Özel Harp'in tarihinde hangi karanlık olaylar var?

Özel Harp Dairesi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast düzenlemiş olabilir mi? Bana göre zor. En azından yürüyen soruşturmaya bakınca ve eldeki verilerle bu pek mümkün görünmüyor. Yani resmi bir araçla bir albay ve binbaşının Başbakan Yardımcısı'na suikast yapmak için elde kroki sokak sokak gezmeleri anlaşılmaz duruyor. Ama Özel Harp Dairesi'nin tarihini okuduğumuzda o kadar çok anlaşılmaz olay var ki. 

SOĞUK SAVAŞ TEHDİDİNE KARŞI

Özel Harp Dairesi'nin tarihini anlayabilmek için kronolojik sıraya göre gitmekte fayda var.

1933: Nazi Partisi Nasyonal Sosyalistler'in Almanya'daki yükselişi başlamıştı. Savaş endişesiyle Türkiye'de Yüksek Müdafaa Meclisi kuruldu. Görevi milli seferberlik planlarının hazırlanması ve seferberlik halinde valiliklere verilecek görevlerin tespitiydi. (Bugünkü Milli Güvenlik Kurulu)

1947: Bernard Baruch, ilk kez Doğu ve Batı Blok'u tanımlamasıyla birlikte 'Soğuk Savaş' kavramını kullandı. Amerika artık Sovyet tehdidine karşı Türkiye'yi ileri müttefik olarak görüyordu.

1948: Türkiye'den bir grup subay, Amerika Birleşik Devletleri'ne gayri nizami harp eğitimi almak üzere gönderildi. Daniş Karabelen, Alparslan Türkeş, Suphi Karaman, Turgut Sunalp bu subayların en tanınmışlarıydı.

1949: Yüksek Müdafaa Kurulu'nun adı, Milli Savunma Yüksek Kurulu olarak değiştirildi. Görev tanımına 'seferberlik' konularının yanı sıra 'İç ve dış güvenlik konularına karşı hazırlık yapma' yetkisi de eklendi.

1952: Bu yılın 27 Eylül'ünde Amerika'nın isteği ve Milli Savunma Yüksek Kurulu'nun tavsiye kararıyla Milli Avcı Birlikleri Kurulması'na ilişkin kanun yürürlüğe girdi. Bu kanunla gayri nizami harp yapabilecek örgütlenmeyi sağlamak ve düşman işgali sırasında savunma birlikleri kurmak üzere görevlendirildi.

1969: 8 Eylül'de gazeteci İlhami Soysal, Özel Harp Dairesi subaylarından Yarbay Raci Tekin tarafından öldüresiye dövüldü. Yarbay Tekin'le beraber Astsubay Başçavuş Yüksel Aşçıoğlu ve Astsubay Sadık Görmez de Soysal'a saldırmışlardı. 1960'lı yıllarda Masonlar üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Soysal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural hakkında yazdığı yazılardan dolayı tehditler alıyordu. İsmet Paşa, Soysal'ı birkaç kez üstü kapalı bir şekilde Orgeneral Tural'ı araması ve işi tatlıya bağlaması konusunda uyarmıştı. (İsmet Paşa'nın bu 'iyi polis' rolü tam bir inceleme konusudur. Zira 1926'da suikast davasında arabulucudur ama en yakın arkadaşları idam sehpasına gider. 1961'de 'Sizi ben bile kurtaramam' dediği Menderes'in idamını bir türlü engelleyemez. 1972'de baba Cemil Gezmiş'e 'Elimden geleni yapacağım' der ama sonuçta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. O gün Soysal'a saldıran  Yarbay Raci Tekin, delil yetersizliğinden beraat etti ve Kıbrıs'a yollandı. Kıbrıs, Özel Harp Dairesi'nin adeta staj sahası gibiydi. Raci Tekin, Ergenekon tutuklusu Muzaffer Tekin'in babasıdır. 

1977: Kanlı 1 Mayıs'ta Taksim'de toplanan binlerce kişilik kalabalığın üzerine ateş açanların da Özel Harpçi olduğu iddia ediliyor. Avukat Rasim Öz, katliam belgelerinin Daire'nin arşivinde olduğunu iddia ediyor.

TÜRKEŞ KURUCU SUBAY

27 Eylül 1952'de kurulan Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı'nın (Özel Harp Dairesi) başına Tümgeneral Daniş Karabelen getirildi. 15 subay da kurucular arasında yer aldı. Peki kimdi bu subaylar? Amerika'da gayri nizami harp eğitimi alan askerlerimiz yani, Alparslan Türkeş, Suphi Karaman, Turgut Sunalp, Ahmet Yıldız ve Fikri Ateşdağlı. Peki, Daire Başkanlığı görevinde bulunan Korgeneral Daniş Karabelen kimdi? O, Osmanlı'nın son döneminde Teşkilat-ı Mahsusa'nın bir subayıydı. Filistin'de çarpışan 5.Ordu'da görev aldı. Cemal Paşa ve Ali Fuat Cebesoy ile birlikte cephede bulundu. Ama asıl bağlı olduğu kişi Süleyman Askeri'ydi. Yani, Özel Harp Dairesi, Teşkilat-ı Mahsusa'nın devamıdır iddiasının temeli bu ilişkilere dayanıyor. Karabelen, milli mücadelenin ilk yıllarında Karakol Cemiyeti'nde çalıştı. Ardından ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. Tümgeneral rütbesindeyken Özel Harp Dairesi'ni kurdu.

AMERİKA KURDU

Uzun lafın kısası, Türkiye sert ve derin bir kamplaşmanın girdabında savruluyor. Bu kamplaşma bizi tarihi gerçeklerden uzaklaştırıp, kör ediyor. Bir kesim Özel Harp Dairesi'ni Amerika'nın kurdurduğunu unutuyor ve 'Bu Amerikan operasyonudur, TSK'ya saldırı var' diyor. Karşı kesim ise bu operasyonların Amerika'nın bir projesi olduğunu görmek istemiyor ve 'Özel Harp Dairesi'ni dağıtırsak demokrasi gelecek' diyor. Bütün bu toz duman içerisinde son söz: Yaşadığımız topraklara vatan diyebiliyorsak  ve Kıbrıs halen bir Türk yurduysa bunda  Özel Harp'in payı var. Ama birçok faili meçhul olayla kendi yurdumuzda güvensiz yaşıyorsak bunda da Özel Harp'in sorumluluğu var. Özel Harp Dairesi, Arınç'a suikast planı yaptı mı yapmadı mı bilemem. Ama bildiğim şey Amerika, kendi kurdurduğu bir kurumu istediği zaman dağıtır.  

TOZLU DOSYALARDA ÜÇ OLAY

ÖZAL SUİKASTI İDDİASI

Burada bir parantez açalım; emekli Büyükelçi Kaya Toperi de yedek subaylığını Daniş Paşa'nın emir subayı olarak yaptı. Daha sonraki yıllarda ise 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın danışmanlığında bulundu. Ailesinin iddiasına göre Özal bir suikasta kurban gitmişti. Son gece katıldığı bir davette limonata ikram edilmiş ve ertesi gün ani bir kalp kriziyle hayatını kaybetmişti. Ailesi, Kaya Toperi'yi suçlar açıklamalar yaptı. Bu teori çok akla yakın durmuyor ama Özal'a Kartal Demirağ tarafından yapılan suikastta Özel Harp Dairesi'nin izi daha belirgindir. Özal suikastını soruşturan Yargıtay Savcısı Uğur Tönük, MİT'e çağrılmış ve burada 'Dur' denmişti. 'Dur' diyenin kim olduğu ise daha sonra belli olacaktı. Özel Harpçi Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu!

6-7 EYLÜL OLAYLARI

Özel Harp Dairesi'ne atfedilen ilk büyük operasyon 1955 yılında yaşanan
6-7 Eylül olayları oldu. Atfedilen diyorum, çünkü gazeteci Fatih Güllapoğlu ile konuşan Sabri Yirmibeşoğlu, İstanbul'da Ermeni, Rum ve Yahudi azınlıkların ev ile iş yerlerinin yağmalandığı 6-7 Eylül olaylarının Özel Harp Dairesi'nin işi olduğunu açıkça söylemiş ve 'Mükemmel bir organizasyondu' demişti. Ama sonradan açıklamanın yarattığı tepkilerden çekinip 'Daha o yıllarda Özel Harp Dairesi kurulmamıştı ki' diyerek söylediğinden çark etti. Oysa, Daire o tarihte kurulmuştu. Bu kanıyı güçlendiren başka deliller de var. Özel Harp'in kuruluş talimatını verenlerden biri de Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'ydu. 6-7 Eylül olaylarının işaret fişeğini Londra'dan o çakmıştı. Kıbrıs görüşmeleri sırasında 'elini rahatlatacak' eylemlere ihtiyacı olduğunu söylemiş ve Türkiye'den de bu 'ihtiyaç' karşılanmıştı. Önce atılıp atılmadığı bile belli olmayan bir bombayla Atatürk'ün evine Yunanlılar saldırdı haberi yayılmış, ardından da utanç dolu yağma başlamıştı. Yağmacıların elinde hepsi aynı marangozhaneden çıkmış sopalar vardı. Ve tabii yağmalanacak evlerin adresleri.

KIBRIS BARIŞ HAREKåTI

DIŞİŞlerİ Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs'ta giderek artan Rum tedhişine karşı bir örgüt kurulmasına da öncülük etti. Yine Özel Harp Dairesi içinde oluşturulan TMT'nin (Türk Mukavemet Teşkilatı) kuruluş talimatını da o verdi. Bu kez planın adı KİP yani, Kıbrıs'ın İstirdatı Planı'ydı. Özel Harp Dairesi'nin ikinci büyük icraatı Kıbrıs'ta oldu. TMT ve Daniş Karabelen ile yardımcısı Rıza Vuruşkan. Albay Vuruşkan'ın bu operasyondaki kod adı Bozkurt'tu. Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar süren bir mücadeleyle Kıbrıs yeniden kazanıldı.

Gürkan Hacır / Akşam



Bu haber 1,169 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,310 µs