'Batasuna örneği' | " /> 'Batasuna örneği' | "/>

En Sıcak Konular

AYM'den 'Batasuna örneği'

31 Aralık 2009 08:06 tsi
AYM'den 'Batasuna örneği' 

Demokratik Toplum Partisi'ni kapatan Anayasa Mahkemesi, parti kapatmaya şiddetle karşı olan Avrupa'ya karşı gerekçeli kararında İspanyol yargı organlarının verdiği 'Batasuna' örneğini gösterdi.

Anayasa Mahkemesi'nin, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasına ilişkin kararının gerekçesinde, ''Terörizm, kitlelere yönelik hedef gözetmeyen şiddet eylemleriyle toplumun güven duygusunu ortadan kaldırarak, halkın can derdine düşmesini ve olaylara tepkisiz kalmasını amaçlar. Böylece kitleler terörizme karşı duyarlılıklarını yitirir, terörü kanıksar ve devletle toplum arasında güven açısından büyük bir uçurum oluşur'' görüşü vurgulandı.

Anayasa Mahkemesi'nin, DTP'nin kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazetede yayımlandı.

Gerekçeli kararda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dava, kapatılması istenen davalı DTP'nin ''Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği'' ileri sürülerek açıldığından, öncelikle konuya ilişkin Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve ilgili uluslararası sözleşmelerin incelenmesinin gerekli görüldüğü belirtildi.

Bu düzenlemelerle Anayasa koyucunun, siyasi partilerin varlıklarını sürdürmelerini esas alıp, kapatılmalarını ise ayrık durumlarla sınırlı tutarak, öncelikle demokratik rejimin, sağlıklı biçimde yaşatılmasını amaçladığı, ancak korunması gereğini de göz ardı etmediği vurgulandı.

Gerekçeli kararda, şöyle denildi:

''Anayasa'nın somut kuralları, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin içtihatları ile Avrupa ortak standardını saptayan Venedik Komisyonu'nun belirlediği kriterlerle birlikte değerlendirildiğinde, bir yandan Anayasa'nın öngördüğü klasik demokrasi anlayışının gereği olarak siyasal özgürlüklerin güvence altına alınması sağlanırken, diğer yandan son çare olarak düşünülen siyasi parti kapatma yaptırımı ile demokratik düzenin korunması amaçlanmıştır.

Siyasal iktidarın kaynağı, dolayısıyla egemenliğin sahibi ulus olmakla birlikte, ulusun kendine ait bir yetkiyi doğrudan kullanamaması, temsil ve aracı sorununu gündeme getirmektedir. Bu sorunun çözümü, ancak karmaşık toplumsal beklentileri ve gereksinimleri somutlaştıran, bunları iktidara yönelik genelleştirilmiş eylem programları biçiminde sunan ve halkın çoğunluğu tarafından tercih edilen, temelinde siyasal karar mekanizmalarını yönlendiren aracı organların mevcudiyetine bağlıdır.''

DEMOKRASİ TOPLUMSAL BARIŞIN VE ÖZGÜRLÜĞÜN GÜVENCESİ

Toplumların çok farklı düşünce ve tercihlerin hüküm sürdüğü, demokrasinin işleyişinde çatışabilir fikirlerin akışının sağlandığı yapılar olduğu belirtilen gerekçeli kararda, ''Siyasal düzen ve bunun temel normları, hukuksal kurallar, toplumdaki çatışma ve farklılıkların barışçı yolda düzenlenmesine olanak verdiği sürece meşruiyetini korurlar. Bu meşrulaştırma işlevi toplumsal farklılıkların özgürce yaşanması, talep sahiplerinin özgürce örgütlenerek siyasal iktidara yönelmesi ve iktidar kullanımına katılmasıyla yerine getirilmiş olur'' denildi.

Demokrasinin toplumsal barışın ve özgürlüğün güvencesi olduğu vurgulanan gerekçede, Anayasa'nın ise siyasal düzenin barışçı toplumsal taleplere açılmasını ve zaman içinde doğacak zorunlulukları karşılayacak yöntemleri barındıran temel kurallar bütünü olduğu belirtildi.

Gerekçede, kimi gerekçelerle farklı düşüncelerin siyasal yaşama yansıtılmasının engellenmesinin demokrasiyle ve temsilde adalet ilkesiyle bağdaşmayacağı, çatışan farklı fikirlerin ürünü olan siyasi partilerin bu fikirleri tartışmaya açmaktan yoksun bırakılması ve başka yollarla tehlike savma refleksinin demokratik siyasetle çelişki oluşturacağı vurgulandı.

Uluslararası yargı yerlerince belirtildiği ve Venedik Komisyonu'nun çeşitli tarihlerde kabul ettiği raporlarında da vurgulandığı üzere, ''siyasi partilerin şiddet kullanılmasını savunmaları veya anayasayla garanti altına alınan hak ve özgürlüklere zarar verecek şekilde demokratik anayasal düzeni yıkmak için politik bir araç olarak şiddeti kullanmaları veya aynı amaçları gerçekleştirmek için terör ve şiddete başvuran oluşumlarla birlikte hareket etmeleri ve onlara destek vermeleri halinde zorunlu bir tedbir olarak siyasi partilerin yasaklanması veya kapatılmasının makul görülebileceği'' ifade edildi.

BATASUNA ÖRNEĞİ

Teröre destek verdikleri ve terörü kınamayı reddettikleri gerekçesine dayalı olarak İspanyol yargı organlarınca kapatılmalarına karar verilen Herri Batasuna ve Batasuna Partilerinin yaptığı başvuruyu değerlendiren AİHM 5. Dairesi'nin, 30 Haziran 2009 tarihli Herri Batasuna ve Batasuna/İspanya kararının özet gerekçesine de yer verilen gerekçeli kararda, AİHM'in şu tespitleri yer aldı:

''AİHM, otuz yıldan daha uzun süreden beri var olan terör ortamında ve diğer siyasal partilerin tamamı tarafından kınanmakta iken şiddeti kınamayı reddetmeyi terörizme üstü kapalı bir destek davranışı olarak görmüştür. Mahkeme, başvuran partilere izafe edilebilecek ve terörle uzlaşma sonucuna varacak birçok ciddi ve tekrarlanan eylem ve davranışın varlığını belirlemiştir. Mahkeme, her halükarda, partinin kapatılmasının terörün kınanmaması olgusuna da dayanmış olmasını Sözleşme'ye aykırı görmemektedir Zira, siyasetçilerin sadece eylemleri ve söylemleri değil, aynı zamanda belli durumlarda pozisyon alma olarak değerlendirilebilecek ve tamamen açık destek eylemi sayılabilecek eylemsizlikleri veya sessizlikleri de dikkate alınmalıdır.

AİHM, başvuran siyasi partilere atfedilen eylem ve söylemlerin, bir bütün olarak 'demokratik toplum' kavramı ile çelişkili olduğunu değerlendirmiştir. Bu nedenle, İspanyol Yüksek Mahkemesi tarafından başvuranlara uygulanan ve İspanyol Anayasa Mahkemesi tarafından da onaylanan yaptırımın devletlerin sahip olduğu takdir yetkisi çerçevesinde makul biçimde 'sosyal olarak zorunlu bir ihtiyaca cevap verdiği' sonucuna ulaşmıştır.''

Gerekçede, bir siyasi partinin tüzüğü ve programı ile eylemlerinin Anayasa'nın 68. maddesinin 4.fıkrasında korunan ilkelere aykırılığı değerlendirilirken, Anayasanın siyasi partilere verdiği özel önemi vurgulayan diğer kurallarının da göz önünde bulundurulması gerekeceği ifade edilerek, ''Bu nedenle, Anayasa'nın 69. maddesi uyarınca tüzük ve programlarındaki söylemleri ya da eylemlerinin, ancak Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında korunan ilkelere temel esasları itibariyle aykırı olması, bu ilkeleri ortadan kaldırmayı amaçlaması ve bu nitelikleriyle demokratik yaşam için doğrudan, açık ve yakın tehlike oluşturması durumunda siyasi partilerin kapatılmasına elverişli ağırlıkta olduğu kabul edilebilir'' denildi.

TERÖRÜN TANIMI

Ulusal düzenlemelerin yanı sıra örgütlenme özgürlüğüne ve terörizme ilişkin kimi esasların uluslararası sözleşmelerde de yer aldığı belirtilen gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Paris Şartı'nın ilgili maddelerinden örnekler verildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1624 sayılı kararında, sadece teröristlerin değil terörizmi teşvik edenlerin de cezalandırılması için üye ülkelerin yasal düzenlemeler yapmaya çağrıldığı, ayrıca bu eylemlerin haklılığını savunanlara, mazeret bulanlara ve onları yüceltenlere karşı gerekli önlemlerin alınması ve bunun yanı sıra terörle ilişkisi saptananlara güvenli bölgeler yaratılmasının önlenmesinin üye devletlerden istendiği belirtilen gerekçede, ayrıca, ''terör tanımı'' yapılmadığı ancak ''amacı ne olursa olsun, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın terörizmin, güvenlik ve barışın bir numaralı tehdidi'' olarak kabul edildiği kaydedildi.

Kökünü Latince ''terrere'' sözcüğünden alan terör deyiminin, ''korkudan sarsıntı geçirme'' veya ''korkudan dehşete düşmeye sebep olma'' anlamlarına geldiği ifade edilen gerekçede, Türkçe'deki karşılığı ''yıldırma, korkutma'' olan terör kelimesinin, ''bir toplumda bir grubun, halkın direnişini kırmak için meydana getirdiği ortak korku'' anlamını da içerdiği belirtildi.

Gerekçede, terör olgusunun ideoloji, örgüt ve şiddet unsurlarını içerdiği, buna göre, terörün öncelikle bir ideolojik alt yapısının olması gerektiği vurgulanarak, şöyle denildi:

''Örgüt, benimsediği ideoloji doğrultusunda hareket etmekte, stratejisini buna göre belirlemektedir. Terör örgütlerinin siyasi eğitim adını verdikleri faaliyetlerin amacı, örgütün dayandığı temel ideolojiyi örgüt mensuplarına benimsetmek ve örgütün hedefleri doğrultusunda bilinçlendirmektir. Günümüzde terör örgütleri, dini, felsefi veya siyasi bir düşünce sistemini, belli bir etnik kökene mensubiyeti esas alarak ideolojilerini temellendirmekte ve hedef olarak rejim değişikliğini veya ülke toprakları üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlamaktadırlar.

Terörün diğer bir unsuru ise örgüt unsurudur. Örgüt, organize bir yapı içerisinde, aynı ideolojiyi benimseyen ve aynı hedefe yönelmiş kişilerden oluşur. Günümüzde terör örgütleri, çoğunlukla örgüt lideri ile ona bağlı üst düzey sorumlular ve daha alt düzeydeki bölge, il ve birim sorumlularından oluşmaktadır. Örgütsel yapılanmada illegal teşkilatlanma ve gizlilik esastır.

Terörün en önemli unsuru ise şiddet unsurudur. Terör örgütleri şiddeti, ideolojileri doğrultusunda belirledikleri hedeflere ulaşmada önemli bir araç olarak görmekte, silahlı propaganda adı verilen terör eylemlerini, ülkenin anayasal düzenini değiştirmek için kaçınılmaz bir yöntem olarak benimsemektedirler. Terör örgütleri, gerçekleştirdikleri şiddet eylemleri ile topluma korku salarak, halkta bıkkınlık ve yılgınlık duygusu oluşturup, vatandaşın devlete olan güvenini sarsmayı ve kaos ortamı yaratmayı hedeflemektedirler.''

TERÖR VE TERÖRİZM

''Terör'' ve ''terörizm''in birbirinden farklı kavramlar olduğu, terör sözcüğü, dehşet ve korkuyu belirtirken terörizmin, bu kavrama süreklilik ve siyasal içerik kattığı ifade edilen gerekçede, terörizmin temel amacının, bir davaya veya siyasal anlaşmazlığa dikkat çekilmesi olduğu, bu dikkati çekmenin, şiddet eylemleri neticesinde toplumda oluşturulan korku ve dehşet havası ile sağlandığı belirtildi.

Gerekçeli kararda, terörizmin benimsediği bir diğer amacın, kargaşa yaratarak toplumun direnme gücünü kırmak, yerleşik sosyal ve siyasal düzenin arkasındaki halk desteğini şiddet yoluyla zayıflatmak olduğu vurgulanarak, şu tespitler yapıldı:

''Terörizmin birtakım siyasi ve ekonomik çıkarlar sağlamanın aracı olarak kullanılması da mümkündür. Bu gibi durumlarda terörizm, sözü edilen çıkarların elde edilmesinde, hedef alınan ülke ve toplumda amaca uygun bir ortamın oluşmasına aracılık etmektedir.

Terörizm, kimi durumlarda ise bir siyasi mücadele aracı olmaktan çıkıp, bir ülkenin bir başka ülkeyi zayıflatmak ve istikrarsızlaştırmak için kullandığı bir araç haline gelmektedir.

Terörizmin, suikastten silah teminine, organize suç örgütleriyle işbirliğinden uyuşturucu ticaretiyle finans desteğine kadar her türlü aracı da kullandığı bir gerçektir.

Terörizm kitlelere yönelik hedef gözetmeyen şiddet eylemleriyle, toplumun güven duygusunu ortadan kaldırarak, halkın can derdine düşmesini ve olaylara tepkisiz kalmasını amaçlar. Böylece kitleler, terörizme karşı duyarlılıklarını yitirir, terörü kanıksar ve devletle toplum arasında güven açısından büyük bir uçurum oluşur. PKK/KONGRA-GEL isimli örgütün de bu tanımlanan nitelikte bir terör örgütü olduğu hususunda uluslararası düzeyde bir anlayış birliğinin olduğu tartışmasızdır.''

aa

 



Bu haber 392 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,697 µs