En Sıcak Konular

İran: Ateşe benzini kim döküyor?

30 Aralık 2009 11:44 tsi
İran: Ateşe benzini kim döküyor? Batı İran'a en büyük 'silah'ı çekti: İNSAN HAKLARI! iyibilgi Ankara

İran’da bir huzursuzluk veya Tahran’ın iddia ettiği gibi ‘dış mihraklar’ın hamleleri var ise, bunun aktif hale gelişinin tarihi 12 Haziran 2009 sayılabilir.

Bu tarihte gerçekleşen Devlet Başkanlığı seçimleri öncesinde ve sonrasında çıkan olaylar zaman zaman korlandı ama hiç sönmedi.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın “ulema desteği” de bularak zaferle çıktığı bu sandık savaşları sırasında meydana gelen olaylarda sembolleşen ölümlerden biri de Neda Aga Sultan’dı.

Ona kalp mesajı yapılırken kamerela bakan gözleri tüm dünyaya inanılmaz bir hızla yansıdı ve bugün İran’a yönelik hem iç hem de dış muhalefetin sembolü oldu.

Buna mukabil Neda’nın bu kadar küreselleşmesini İran’a yönelik dış oyunlardan biri olarak gören algılar da ortaya çıktığı gibi, Cumhurbaşkanlığı adaylarından ve muhalif kanadın önemli isimlerin Musevi’nin yeğeninin öldürülmesi olayı için de-en azından biçim üzerinden-şimdi aynı iddialar tekrarlanıyor!

Tek tek olaylara bakarak da İran’da hayli karışık hatta kaotik bir siyasi sürecin geliştiğini görmek mümkün, dünyadan Tahran’a bakarak da.

İran ülkede yaşanan olayların arkasında açık biçimde ABD ve İngiltere’yi görüyor ve bunu söylüyor da. Hatta İran Londra’ya bir nota da verdi. Anımsanacağı gibi seçimler döneminde de iki ülkenin arası BBC’nin İran yayınları yüzünden gerilmişti.

Ancak tepkiler karşılıklı. ABD ve İngiltere de, hatta genel olarak Batı diyebiliriz, gösteriler sırasında İran yönetiminin gösterdiği “anti-demokratik ve insan haklarına aykırı” tutuma itiraz ediyorlar. 

Bir tür psikolojik savaş var yani ortada ve Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, "Hem senaryoyu yazanların hem de oyuncuların yanlış yaptığını" söylüyor.

Tabloya İran'a uranyum zenginleştirme programını durdurması için yıl sonuna kadar verilen süre dolması da eklenmeli. Obama İran’a yönelik yaptırımlar için müttefiklerine çağrıda bulundu.

İran ise “ne zaman yanıt vereceğimizi kendimiz karar veririz” noktasında. Yani aynı noktada.

Bu arada Tahran’ın göstericilere veya ABD’nin deyimi ile “cesur göstericelere” tavrı da bir tür siyasi fasit daireyi tamamlıyor.

“Sokakları kontrol altına alan İran yönetimi dün muhaliflere yönelik gözaltı furyası başlattı. Muhalif liderlerden Mehdi Kerrubi ev hapsine alınırken aralarında Humeyni'nin damadı, muhalif lider Mir Hüseyin Musavi'nin iki danışmanı, eski bakanlar ile Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Ebadi'nin gazeteci kızkardeşinin de bulunduğu 500'e yakın kişi gözaltına alındı.”

Çemberin diğer yarısı ise şöyle: “Yurdışındaki İranlılar ise Almanya, Fransa, İtalya ve ABD'de tutuklamalara karşı gösteriler düzenledi. Bu arada, İran Devlet Televizyonu ülkedeki 30 eyaletin 17'sinde dün yapılan protesto gösterilerinin görüntülerini yayınladı. Haberde gösterilere milyonlarca kişinin katıldığı bildirildi.”

Bugün Sabah Gazetesi’nde yer alan dünya basının İran’daki olaylara nasıl başlıklar attığını gösteren haberi de üzerinde düşünmeye değer. Biz de paylaşalım:

ABC News (ABD): Aşure gününde öldürmek, en büyük günah.
 Washington Post (ABD): İran dönüm noktasında.
 New York Times (ABD): İran halkı ile savaşta.
 Haaretz (İsrail): İran'daki bir isyan değil, siyasi devrim.
 Guardian (İngiltere): İran'daki İslami rejim bir otorite krizine düştü.
 Independent (İngiltere): Asıl savaş Tahran, İsfahan ya da Necefabad'ın sokaklarında değil, Kum kentinde dini liderler arasında veriliyor.
 Financial Times (İngiltere): ABD artık daha fazla sessiz kalamaz.
 Daily Star (Lübnan): Dünyanın gözü İran üzerinde.

Bu heyecanlı başlıklar içinde gerçeğe en yakın olan ise sanırız İndependent’in (İngiltere) manşet-yorumu olsa gerek! ABC News’un denemesi ise biraz sakil duruyor.

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,216 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,160 µs