neler oluyor? | " /> neler oluyor? | "/>

En Sıcak Konular

İran'da neler oluyor?

29 Aralık 2009 09:10 tsi
İran'da neler oluyor? Asıl mesele İran'ın içinde değil dışında

Dünkü gazetelerde yer alan İran fotoğrafları dikkatinizi çekti mi?   Sokaklarda gösteri yapmaya çalışan protestocular vardı o fotoğraflarda.
Onları püskürtmeye çalışan polis vardı.
Yerde sürüklenenler, üzerlerine biber gazı sıkılanlar vardı...

***
Pazar günü, Şiiler için en önemli dini günlerden biri olan aşureydi. O gün haziran seçimlerinde kaybeden ve kendilerini 'reformcu' olarak tanımlayan Musavi ve Kerubi'nin destekçileri sokaklara döküldüler. Bu protesto ilk değildi, zira bir süredir İran'da reformcular karışıklık çıkarmak için her dini günü fırsat biliyor. Ancak bu kez ilk olan, polisin kullandığı gücün miktarıydı. Besiç denen ve İslami rejimin bekçileri kabul edilen güvenlik güçleri, protestocuların üzerine ateş açtılar, biber gazı sıktılar ve 15 kişiyi öldürdüler.

***
Protestolar, göstericilerin güvenlik güçlerine taş atmalarıyla başladı. Pazar günü boyunca polis ile göstericiler arasındaki çatışmalar sürdü. İşin politik boyutu ise pazartesi, yani dün yaşandı. Musavi'nin üç kilit danışmanı çalıştıkları yerden toplanıp, götürüldüler. Eski Cumhurbaşkanı Hatemi'nin kurduğu ve reformu temsil eden bir düşünce kuruluşuna baskın yapıldı, eski Dışişleri Bakanı İbrahim Yazdi ve insan hakları savunucusu Emad Baghi tutuklandı.

***
Dışarıdan bakınca İran'da yenilik yanlısı Musaviciler, rejimin bekçisi Ahmedinecad ile çatışıyor gibi görünüyor. Ancak ülkede kim yenilikçi, kim statükocu meselesi oldukça tartışmalı. Musavi de, Kerubi de İran siyasetinde eski ve zamanında rejimin koruyuculuğunu yapmış isimler. O nedenle İran'da yaşananları anlamak için başka bir yöne bakmak gerek.

Asıl mesele İran'ın içinde değil dışında

İran'In içinde yaşanan karmaşanın asıl sonucu içeride kimin bu karmaşadan galip geleceği değil. Karşıt taraf gibi görünen Ahmedinecad ve Musavi'nin aslında temel konularda hiç de birbirlerinden farkları yok. Dışarıya yansıyan fotoğrafa bakmayın. İran'da kimse 'Şah yeniden gelsin' demiyor, 'İslami rejim gitsin' diyen de yok. Çatışanların farklı bir İran perspektifleri var gibi gösteriliyor. Halbuki öyle değil.

***
Aralarında yalnızca ince bir çizgi var. Reformcu olarak tanıtılanlar Besiç'e (devrim polisi) kafa kaldırıyor. Besiç aslında 'sokak insanı' olan, kaba güç kulllanan ve şehirli kabul edilmeyen bir grup. İran'da saçlarının önünü gösteren kadınlarla temsil edilen elit grubun derdi rejimden çok, rejimin kaba saba uygulanmasıyla.

***
O nedenle ülkede hangi grup galip gelecek, tartışması yapmak çok anlamlı değil. Biz İran'da neler olduğunu anlamak için ülkeye kuşbakışı bakmalıyız. Öyle yapınca da ortaya şu fotoğraf çıkıyor:

***
İçerideki karışıklık nedeniyle İran tamamen kilitlenmiş durumda. Ahmedinecad ülkedeki kaosla uğraştığı için hareket kabiliyeti neredeyse hiç yok. Karışıklığı bastırmadan başka hiçbir konuda karar alamıyor. Bu da onun elini zayıflatıyor. Çünkü İran'ın şu anda asıl odaklanması gereken yer içerisi değil, dışarısı. Neden mi?

***
Nükleer güç pazarlığında İran'a 2009 sonuna kadar süre tanınmıştı. Bu süre daha sonra Ocak 2010'a uzatıldı. O zamana kadar Ahmedinecad'ın nükleer konusunda başta ABD olmak üzere BM ile anlaşması gerekiyor. Ancak şimdiki duruma bakacak olursak bu imkansız. Zira Ahmedinecad ükedeki karışıklığı düzeltmeden başka konularda adım atamaz.

***
Bu gidişle İran, nükleer konusunda uzlaşmacı bir resim çizmediği için BM Güvenlik Konseyi devreye girecek ve yeni yaptırım kararları çıkaracak. Bunun ipucunu geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs 'Çin ve Rusya'dan İran'a karşı yaptırımlara destek için yeşil ışık yandı' diyerek verdi.

***
Kısacası İran'ı anlamak için içeriye değil, İran'ın içerisi yüzünden paralize oluşunun dışarıya etkilerine bakmak gerek.

Nagehan Alçı / Akşam



Bu haber 714 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,593 µs