En Sıcak Konular

Ergenekon'un 'sivil' tezgahı

25 Aralık 2009 11:19 tsi
Ergenekon'un 'sivil' tezgahı Biz bu filmi görmüş müydük? Kesinlikle...

Maraş Katliamı olalı tam 31 yıl oldu. 19 Aralık 1978’de bir provokasyonla başlayan olaylar, 26 aralıka kadar devam etmiş ve yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye’nin örtülü bir savaş yaşadığı ve adım adım faşist bir darbeye sürüklendiği yıllardı. CHP iktidardaydı.

Dönemin İçişleri bakanı İrfan Özaydınlı, olayların ana nedenin sol örgütlerin kışkırtması olduğunu söyleyerek tarihe geçmişti. Daha sonra görevden alınarak yerine Hasan Fehmi Güneş atandı.

 K. Maraş katliamı, Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren en önemli virajlardan biridir. Katliamdan sonra Ecevit hükümeti 13 ilde sıkıyönetim ilan ederek 12 Eylül karanlığının yolunu açmıştı.  Olaylar Maraş’ta olmuştu ama Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Adana, Kars gibi stratejik önemi olan iller asker yönetimine teslim edilerek kalıcı askeri yönetim çemberi oluşturulmuştu.  Aslında 1978 Türkiye için ilginç bir yıldı. Amerika, 1974 Kıbrıs harekâtından sonra Türkiye’ye ambargo uygulamış, Ecevit hükümeti de Amerikan üslerini kapatmıştı. Soğuk savaşın son ama en keskin yıllarıydı. Amerika’nın Türkiye’deki üslerden vazgeçmesi mümkün değildi. 1973’te başlayan kriz, başta Amerika olmak üzere, merkez ülkelerde neoliberal uygulamaları zorunlu hale getiriyordu.  Amerikan militarizmi krizi aşmak için bütün dişlerini çıkarmıştı. Latin Amerika’da faşist darbeler zaten 70’li yıllarla birlikte gündemdeydi. Sovyetlerin egemenliğindeki Doğu Avrupa ile kaynayan Ortadoğu arasında köprü olan Türkiye’de “istikrar”, Amerikan şahinlerine göre, ancak ve ancak bir askeri darbe ile sağlanabilirdi. 1978’de Maraş olaylarından hemen önce, ordu içinde birçok gurup darbe için harekete geçmişti bile. Mesela “rahatsız genç subaylar” olayı çok ilginçtir.

Darbe yapmak (!) için harekete geçen teğmen düzeyinde birtakım subaylar basın tarafından deşifre(!) edilmiş ve bunun üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, “ordunun yıpratıldığını” (asimetrik enformasyon teorisini daha o zaman bilmiyorlardı) söyleyerek Ecevit hükümetinden orduya sahip çıkmasını istemişti. Tabii Demirel’de bunu fırsat bilerek Ecevit’ten ordunun yıpratılmasının durdurulmasını istemiş ve hem muvazzaf subaylara hem de emekli askerlere sahip çıkılması çağrısı yapmıştı. Demirel, “askerlere siz sahip çıkmazsanız o zaman onlar kendilerine sahip çıkarlar” diyordu. Tabii çok ilginçtir ki o gün örtülü darbe çağrısı yapan Demirel’in çağrısı ancak kendi iktidarında yerine gelmişti. Ama fark etmiyordu; “sivil” Ergenekon iktidarını askeri Ergenekon’a devretmişti sonuçta. Şimdi bir kargaşa yaratıp ilkönce “sivil” bir CHP-MHP iktidarı planı yapanların sonraki adımı nedir acaba? Baykal’ın Başbakan olduğu bir iktidar 1980’de Demirel’in yaptığını yapar mı ya da bunun için mi iktidar olmak ister? Ne iç (ya da ufuk) açıcı sorular değil mi?   

Şimdi buradan kesinlikle tarihin tekerrür olduğu gibi klişe (ve tabii yanlış) bir çıkarımda bulunmayacağım. Ama bu bütün tarihi bilgilerin ve ayrıntıların bugün için sonuçları var.

Birinci sonuç: Türkiye’de Ergenekon yapılanmasının, dönemlere göre, bir” sivil” bir de askeri başı vardır. Şimdi bütün bu bilgilerden 1978’deki “sivil” başın kim olduğunu çıkarttınız mı?

Peki, Demirel’in o gün söylediklerini bugün kim söylüyor. Baykal değil mi; o zaman bugün Ergenekon’un “sivil” başı kim?

Şimdi gelelim bugüne, yani 2010 Türkiye’sine. O günlerde olanlar bugün olabilir mi? Yani o zaman darbe için mezhep kavgasını gündeme getirenler, dönem gereği, iç savaşı-kışkırtmaları- anti-komünist bir sosa bulayıp 12 Eylül’ün yolunu açmışlardı. Şimdi mezhep kışkırtmasının yerine etnik kışkırtmayı koymaya çalışıyorlar. Ama bugün Türkiye’de bir Kürt-Türk çatışmasının koşulları yok. Türkiye bir kaosu değil, dönem gereği, demokratikleşmenin sancılarını yaşıyor. Demokratikleşmenin ilk adımının da asker vesayetinden kurtulmakla olacağını artık bu ülke biliyor. Bu “kurtulmanın” bir diğer anlamı-sonucu- da, başından beri iktidar ortağı olan, hatta iktidarın belirleyicisi olan askeri-bürokratik zümrenin ve onların sanayiden medyaya kadar olan tüm yandaş ve destekçilerinin iktidardan düşmeleridir. 

Dünyada 1973’te başlayan kriz, 2008 sarsıntısıyla bitti. Bu, yalnız neoliberal dönemin bitmesi anlamını taşımıyor.  İki yüz yıllık ulus-devletlere bağlı sermaye birikim süreci bitiyor. Amerika ve İngiltere, ikinci savaş sonrası, kapitalizmi, Avrupa’yı yeniden inşa ederek ve üçüncü dünyayı Amerikan hegemonyasına bağlayarak ayağa kaldırdılar. Şimdi bu hasta adamı ayağa kaldırmak yetmiyor. Yeni bir kapitalizm, bu sefer Türkiye’den başlayarak Asya, Afrika ile birlikte bir dünya sistemi olarak yeniden inşa ediliyor. 1989’un dalgası 2010’da Türkiye üzerinden, Ortadoğu, Kafkasya ve K.Afrika’ya ulaşacak.

İkinci Sonuç:  İlkönce 1978 Türkiyesi sonra da 12 Eylül karanlığı hesabı içinde olanlar bu hesaplarına 2010 ve sonrasında ulaşamayacaklar. 2010 onların iktidarlarının kesin olarak bittiği bir yıl olacak.

Cemil Ertem



Bu haber 1,126 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,786 µs