"Gaffur'u savunmak, soykırımı savunmaktır!"

Son dönemlerde televizyon ve sinemamız sorunlu tiplerin kuşatması altında. Üstelik bu kuşatma gittikçe artmakta. Öncesinde Kemal Sunal ve İlyas Salman’ın başrollerinde yer aldığı acımasız ve adaletsiz dünyaya karşı direnç gösteren saf insanların hikayelerini, Perihan Abla, Mahallenin Muhtarları dizilerinde olduğu gibi mahalle dayanışması teması etrafında şekillenen televizyonlarımız şimdilerde, çarpıklığın dayatmacısı olmuş durumda.
“Kaygısızlar” dizisi ile başlayan, sorunlu tiplerin sempatik ve rol- model olarak sunumu günümüzde Gaffur gibi tiplemelerle adeta abartılıyor. Elinde bıçakla, saçma sapan kıyafetlerle gezen, evli kadına sarkıntılık eden Gaffur tipine şimdi bir yenisi daha ekleniyor: Psikopat Niksar!

Maskeli Beşler tayfasından!

Uzun yıllar sonra yeniden yayınlanmaya başlayan, fakat bu kez eski başarısını yakalayamayan Bir Demet Tiyatro’nun yeni buluşu Psikopat Niksar’ı, canlandıracak isim de, Gaffur tiplemesini oynayan Peker Açıkalın gibi “Maskeli Beşler” grubundan.

Maskeli Beşler filmleri serisi bilindiği gibi Türk Sineması’nın en tartışmalı yapımlarından. Dizide yer alan karakterler, "geçimsiz", "saldırgan", "isyancı", "hırçın", "hırsız" ve "bozguncu" olmalarına rağmen bu özellikleri “Yetiştirme Yurdu”nda büyüdükleri için normal gösteriliyor! Dahası bu tipler sempatik olarak sunuluyor!

"Milleti nasıl bozabilirizi" tezgahlıyorlar

Psikopat Niksar’ın bugün gazetelerde yer alan fotoğrafı ve “psikopat” sıfatı tipin sergileyeceği ve özendireceği hastalıklı davranışların habercisi gibi.

Toplumun önüne sunulan bu  “hastalıklı tipler”in neliği hakkında iyibilgi okurlarını aydınlatan Akşam Gazete’sinin ekran polisi Burhan Ayeri, “Bu tipler asla toplumun gerçekliğinden doğmuş değil” diyor. Gaffur’dan sonra Psikopat Niksar tipinin hayatımıza sokulmak istenmesini kınayan Ayeri, "hastalıklı tipker, sorunlu ilişkiler öne çıkarılıyor, seyirciye dayatılıyor. Gülüyoruz ağlanacak halimize. Ahlaki kaygı taşımayan, inançsız insanlar, televizyonu kullanarak her türlü oyunu halk üzerinde oynama fırsatı buluyorlar.  Bazı gruplar bir araya gelip, "bu milletin milli birliğini, inancını nasıl bozabilirizi" tezgahlıyorlar. Maalesef Televizyonların çoğunda otokontrol olmadığı için bu tipler bizi zehirliyor! “ şeklinde konuşuyor.

Gaffur'u savunan bunu da savundu: "Ermeni soykırımı"

“RTÜK sansürüne kesinlikle karşıyım” diyen Ayeri, “Televizyonlar kendi kontrol ve eleme mekanizmasını kurmalı, izleyiciler de kamuoyu oluşturmalı. Maalesef ülkemizde ABD’de olduğu gibi kamuoyu oluşturacak bir izleyici kitlesi yok” yorumunu yapıyor. Avrupa Yakası’nda yer alan  Gaffur tiplemesinin ezilen, alt sınıfın sesi olarak lanse edildiğine de değinen Ayeri, “Gaffur gibi hasta tiplemelerin alt kesimi temsil ettiğini savunanlar, Ermeni soykırımını savunan kişiler ve halk düşmanlarıdır. Gaffur nasıl halkı temsil edebilir. Gaffur tipini ilk gördüğümde ürktüm bakışlarından. Alfred Hitchcok filmlerinden fırlamış gibiydi" diye yakınıyor.

www.iyibilgi.com