En Sıcak Konular

Türkiye'yi içe doğru sıkıştıran kim?

17 Aralık 2009 08:16 tsi
Türkiye'yi içe doğru sıkıştıran kim? Ya düğmeye dışarıdan bir güç bastıysa?

Savaşın “resmen” başladığını kimse kabul etmiyor ama, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar liderlerinin katıldığı 30. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’nde esen hava, Ortadoğu’da ciddi bir “Arap-İran savaşı”nın sürdüğünü ortaya koydu.

Son dönemde pek içimize kapandık, türkülerimizde yer alan Yemen topraklarına doğru uzandığımızda bu savaşı bütün yönleriyle görebiliyoruz.

Hatırlatalım: Yemen’de bir iç savaş var!..

Ülkenin kuzeyindeki Şii azınlık (Hauti kabilesi) İran’dan geldiği belirtilen silahlar ile merkezi yönetime karşı savaşı başlatmış durumda. Yemen, artık korsanlarıyla ünlü Somali gibi “yitik devlet” statüsünde görülmeye başladı.

İran’ın komşusunda ciddi bir manevra gerçekleştirdiğini gören Suudi Arabistan bu ülkeye askerini soktu, Şii direniş mevzileri her gün Suudi hava kuvvetlerinin bombardımanı altında. Amerika’nın Ortadoğu’da İran’a karşı kurduğu “ Sünni-Arap cephesi”nin ilk savaşı bu. Suudi askerinin yanısıra Mısır ve Ürdün kuvvetlerinin de Yemen topraklarında oldukları biliniyor.

İran ne kadar, Yemen’deki Şii direnişle ilgisi olmadığını açıklasa da Sünni Arap devletleri tarafından inandırıcı bulunmuyor. Nitekim, Kuveyt’te toplanan son Zirve’de, Kuveyt Emiri el-Sabah’ın “Hepimiz, Suudi Arabistan’ın kendisini Yemen’de koruma hakkını savunuyoruz ve İran’ı artık uluslararası hukuk kurallarına uymaya çağırıyoruz” demesi de bunun açık bir örneğiydi.

Türkiye, İran’la ilişkilerini “ihtiyatlı” bir biçimde geliştirir, Beyazsaray’daki Erdoğan-Obama görüşmesinin ana noktasını İran’la ilişkilerin geleceği oluştururken, Arap dünyasının Yemen topraklarında Tahran’la askeri bilek güreşine girmiş olması dikkat çekicidir.

Obama kimden kaçtı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Erdoğan-Obama görüşmesine katılamamasının bedelini Büyükelçi Nabi Şensoy emekliliğine çok az bir zaman kala ödedi. Ama Washington’dan sızan bilgiler ve iddialar belki de, her şey yolunda gitse bile Obama’nın Erdoğan’la, esas olarak Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un katılmadığı bir ortamda görüşmek isteyebileceğini gösteriyor.

Obama ve ana çekirdek ekibi, İsrail’in, Pentagon’daki güçlü Yahudi lobisinin, sistemde varlığını koruyan neo-conların pek istemediği bir İran politikasına sahipler. Tahran’ı askeri açıdan hedef almaktansa, zamana oynayarak sorunu yeni bir Ortadoğu cephesi yaratmadan çözmeye çalışıyorlar.

Bush yönetiminden miras kalan Savunma Bakanı Robert Gates ile New York zeminli politikacı Hillary Clinton ise Yahudi lobisine daha yakın bir çizgide ilerlemeyi sürdürüyorlar.

Clinton’un son olarak birden ortaya çıkıp Latin Amerika ülkelerini, “İran’la ilişkilerinizi geliştirmeniz tehlikeli sonuçlar doğurur” diyerek tehdit etmesi ne anlama geliyor?

Kızım sana söylüyorum

Clinton’un bu açıklamasına Latin Amerika’dan sert tepki geldi doğal olarak. Venezuella, Honduras ve Bolivya, İran’la ilişkilerini normalleştiren bölge devletleri olarak açıklamayı açık tehdit olarak algıladıklarını dünyaya duyurdular. Brezilya da homurdandı. Hillary Clinton’un Erdoğan’ın Washington ziyaretinden hemen sonraya rastlayan bu açıklamasını neden yaptığı ise koca bir soru işareti. İran’la ilişkilerini normalleştiren devletler Amerikan Dışişleri Bakanı’nı rahatsız ediyorsa, acaba Ankara’ya bakışı nasıldır?

Vakit daralıyor

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın son açıklamasında, dünya diplomasisine İran konusunda bu ayın sonuna kadar süre tanıdıklarını fakat İran’ın nükleer silah kapasitesi geliştirme riskine karşı askeri müdahale konusunda sonsuza kadar durmayacaklarını söylemesi Ortadoğu’nun sıcak bir döneme girdiğini gösterdi. Kuveyt’ten baktığınızda, İsrail’in İran’a karşı geliştireceği bir askeri müdahalenin ciddi bir “Arap desteği” olacağını ve belki de Ortadoğu’da Arap-İsrail sorununun çözümünde de yeni bir rota açacağını görebiliyorsunuz.

Çok değişkenli garip bir dönem. Ortadoğu’da “büyük oyun” sürüyor. Ufukta kan ve gözyaşı var. Belki de bir güç Türkiye’yi bölgesel ağırlığını tam gösterebileceği bir sırada kendi içinde büyüyen bir sorunun içine çekmeye çalışıyor. Bölgesinde kıpırdayamayan, içe dönük bir Türkiye. Tezgah bu yönde. Dışarıdan görünen bu.

Ardan Zentürk / Star



Bu haber 1,426 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,609 µs