Berlusconi'nin suratına, katedral attı

15 Aralık 2009 09:18 tsi
Silahta bir mesaj yok mu? Racon bu değil mi? iyibilgi Ankara

Son zamanlardaki ‘haytalıklarına’ bakarak, ‘oh olsun, iyice azıtmıştı zaten’ diyenler olabileceği gibi, çıkışında saldırıya uğradığı toplantıda, sıkıntıdan “g-stringli kız” resimleri çizmesini de başına gelenlere bağlayan çok olabilir.

Herhalükarda, suratına atılan Katedral’in ahlaki bir mesajı olduğu muhakkak kabul edilmeli, zaten “ağırlığın” manası da bu olsa gerek!

Dolayısı ile, her ne kadar saldırgan “meczup” sayılsa bile, seçilen “silahın” tüm suikastlarda “ipucu” taşıdığından şüphe edilemez. Ama işte O katedralin, dünyanın en büyük katedralinin, 15 yüzyıllık katedralin öyküsü bir sonraya bırakıp...

Bir liderin nasıl “korunmaması gerektiği”ne örnek olarak vakayı inceleyelim. Ki, en ufak hatalarında dünyayı başlarına yıktığımız bizim korumalara da bir hak teslimi olsun.

Berlusconi’nin uğradığı ilk saldırıda resmi korumaların mazaret olarak sığınabileceği-tabii bu meslekte böyle bir şey yok!-tek nokta var ise, liderin bu denli yakın ve yoğun kalabalığa sokulmaması kuralını ihlaldir.

Elbette liderler bunu zaman zaman önemsemezler ve hele hem bizim gibi İtalyanlar gibi siyasi liderlerini yakından hatta dokunarak görmeye alışmış toplumlar özelinde koruma kâbusu da bu.

Ancak bu olayda hepsi bu kadar. Bir saldırgan hedefine yönelik silahı-her ne ise-aleni, göze sokarak, TV’lerden canlı izlenebilecek biçimde, kullanmadan evvel, havada ne kadar tutmalıdır ki, güvenlik bu garipliği fark etsin?

Vereceğiniz her süre, dün İtalya’da yaşanan olaydaki sürenin 4 te birine bile yaklaşmayacaktır. Birinci ve en büyük hata bu. Daha doğrusu bu açıkça görevi ihmal!

İki, devasa hata saldırıdan sonra liderin arabadan çıkmasına izin vermek. Bu hatayı yapan görevliyi eşek sudan gelene kadar dünyanın heryerinde döverler.

Arabaya liderin geç bindirilmesi, arabanın durması, korumaların Berlusconi’yi bir yandan tutup diğer yandan burnuna garip bir paçavra ile pansuman yapmaya çalışması, hepsi felaket.

Bu iki nokta zaten Berlusconi’nin nasıl korunmadığını çok iyi gösterdi. Ve ders olarak da diğer ülkelerde okutulmalı ama, doğrusunu söyleyelim, bir çok ülkede bu hatalar artık yapılmıyor.

Gelen bilgilerden biri Berlusconi’nin o sırada yanında yakın koruma olarak 6 görevlinin bulunduğunu söylüyor.

Hani, kardeşim altı kişide mi saldırıyı görmedi ayrı konu ama bir de teorik hata yapıldı saldırı sırasında.

Korumalara altını çizerek öğretilen, hatta kafalarına kazınan bilgilerden biri, saldırganın da-saldırı önlenmiş olsun olmasın-etkisiz hale getirilmesi, oradan uzaklaştırılması ve korunmasıdır!

Çünkü ona da saldırı olabilir. Bu gerçekten de önemlidir. Fakat tüm bunlar ne zaman yapılır? Hedefin güvenliği tam sağlandıktan sonra.

Bunlar elbette saniyelerle olan işler. Ama zaten eğitimleri buna göre. Bu durumda ortaya çıkan tablo şu: saldırı olmuş, 6 koruma var, biri Berlusconi’yi arabaya doğru itiyor, öbürü pansuman yapıyor, devamında Berlusconi dışarı çıkıp “getirin bakayım onu bana” diyecek kadar riskte, geri kalan 3 veya 4 koruma zaten kaçmayan adamın peşine seyirtiyor.

Bu profesyonel bir suikast olsa idi, adamlar değil ateş etmek, İtalya’nın en büyük binasını Berlusconi’nin suratına atarlardı.

E, attılar da zaten!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,176 defa okundu.