O kuşku neden hiç kaybolmaz? | " /> O kuşku neden hiç kaybolmaz? | "/>

En Sıcak Konular

O kuşku neden hiç kaybolmaz?

12 Aralık 2009 10:52 tsi
O kuşku neden hiç kaybolmaz? Bingöl, Başbağlar, Güçlükonak, Şemdinli ve Danıştay...Hepsinin bir ortak noktası var.

Tokat'ın Reşadiye ilçesinde 7 kişinin şehit olmasıyla sonuçlanan saldırıyı, PKK'nın bir biriminin yaptığı anlaşıldı. Bunu, hem kendileri açıkladılar, hem de Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korg. İsmail Hakkı Pekin teyit etti. Buna rağmen, spekülasyonlar devam ediyor. Meselâ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Neden PKK 3 gün sonra üstlendi?" sorusunu gündeme getiriyor. Çünkü, PKK'nın söz konusu biriminin "taşeron örgüt" olarak kullanılması da ihtimal dahilinde. Tabii ki, çok küçük bir ihtimal. Umut ediyoruz failler yakalanır ve sorgulanır. Böylece, her türlü şüphe de ortadan kalkar.

Neden kuşku duyuyoruz ya da neden tereddütten kurtulamıyoruz? Sebebi ortada. Geçmişte, acı olaylar yaşandı.

* Meselâ 1993'te, Bingöl'de, silâhsız 33 eri otobüste, gerçekten PKK'lılar kurşuna dizmişti ama, daha sonra, bunun, Öcalan'dan habersiz, Şemdin Sakık tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Sakık hangi maksada hizmet ediyordu? Aynı tarihte, devlet, Öcalan ile temas kurulmuştu; PKK tek taraflı ateşkes ilân etmişti; Bakanlar Kurulu, teröristleri dağdan indirecek bir takım düzenlemeler yapmaya hazırlanıyordu. Her şey yarım kaldı. Seneler sonra, Şemdin Sakık'ın başında bulunduğu birime, Türkiye'den yanlış enformasyon aktarıldığı anlaşıldı: 33 silâhsız er yerine, Özel Tim'in vurucu bir gücünün bölgeye operasyon amacıyla gittiği malûmatı terör örgütüne ulaştırılmıştı.

Bunun gibi, 5 Temmuz 1993 tarihinde, Başbağlar köyünde gerçekleşen katliamın da, ne olduğu tam anlaşılamadı. Sözde PKK üyesi 100 kişilik bir grup köyü basmış, yatsı namazında bulunan köyün erkeklerini bir alanda toplamıştı. Kadın ve çocuklar da meydana götürülmüş ve kendilerine 1.5 saat terör örgütünün propagandası yapıldıktan sonra, erkekler 100 metre uzağa sevk edilerek kurşuna dizilmişti. 214 hane, cami, okul, halkevi kundaklanarak yakılmıştı. O günlerde, Başbağlar katliamı, 3 gün önce cereyan eden Sivas Madımak Oteli'nin yakılması olayına misilleme olarak gösterildi.

Hadiseyi takiben Jandarma ve polis operasyonu sonucunda 20 kişi tutuklandı, yargılandı ve beraat etti. Yargıtay, Jandarma ve polise verilen ifadelerin işkence altında alındığını kabul etti; delil saymadı.
Gene kafaları karıştıran bir başka katliam Güçlükonak'ta cereyan etti. Güçlükonak'a bağlı Koçyurdu köyünden 4'ü korucu 11 kişi, bulundukları minibüste önce ağır silâhlarla taranarak öldürülmüş, ardından da minibüs ateşe verilerek yakılmıştı. O tarihte PKK'nın tek taraflı ilân ettiği ateşkes sürüyordu. Yetkililer, bu katliamdan PKK'yı sorumlu tuttular. Hatta Genelkurmay Başkanlığı, yabancı basın mensuplarına bir gezi tertip ederek, onları olay yerine götürdü ve "PKK yaptı" tezini işledi. Ölenlerin vücut ile elbiseleri yanmış olmasına rağmen, hepsinin kimliğinin sapasağlam askerin elinde çıkması, şüpheleri kuvvetlendirmişti. Nitekim yıllar sonra, dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Bakanı Adnan Ekmen, "Araştırınca arkasından devlet çıktı; tanıklar korkunca biz de üzerine gidemedik" açıklamasını yaptı. (17 Şubat 2009)

* 2005'te, Hakkâri'de peş peşe bombaların patladığını, ama bombayı patlatanların, istim üzerinde iken, Şemdinli'de ele geçirildiklerini hatırlıyoruz. Umut Kitabevi'ne bomba atan iki astsubaydan bahsediyorum.

* Bir başka örnek de, suçu başörtüsüne ve dincilere yüklemek amacıyla gerçekleştirilen Danıştay saldırısıdır.

Yanlış anlaşılmasın, "PKK yapmadı" demiyorum. PKK her türlü melaneti, her türlü katliamı yapar. Ama, "Eylemlerin önü, arkası, maksadı iyice araştırılmalı" düşüncesindeyim.

Nazlı Ilıcak / Sabah

Haberin devamı için: Sabah



Bu haber 603 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,703 µs