'depreme benzer' uyarısının sebebi | " /> 'depreme benzer' uyarısının sebebi | "/>

En Sıcak Konular

İsrail'e 'depreme benzer' uyarısının sebebi

11 Aralık 2009 11:28 tsi
İsrail'e 'depreme benzer' uyarısının sebebi "İsrail savaş uçakları, İran hava sahasına girer, birkaç bomba bırakırsa Türkiye ne yapacak? "

İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi. Bu, Türkiye'den İsrail'e yönelen şimdiye kadarki en sert ifade bana göre. Erdoğan; İsrail'in Türkiye ile ilişkilerini "üçüncü bir tarafa saldırı için bir kart olarak kullanmaktan kaçınması" çağrısında da bulundu. Neden? Çünkü İsrail, her iki uyarıyı da haklı çıkaran provokasyonlara girişti.

Bu cümleler; sadece Arap kamuoyuna verilen mesaj olarak algılanamaz, yorumlanamaz. Bir gerçeği, çok ciddi bir endişeyi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin bugünkü temelini ortaya koyan, geçmişte yaşanan tecrübelerden hareketle söylenen sözler bunlar. En son Anadolu Kartalı tatbikatlarından dışlanmasından sonra İsrail'e yönelik bu sert uyarının hangi endişelerden kaynaklandığına bakalım.

6 Eylül 2007'de İsrail savaş uçakları, Türk hava sahasını da kullanarak Suriye'de bir bölgeyi bombaladı. Hava sahası ihlaliyle kalmadı, İsrail uçakları yakıt tanklarını Türkiye topraklarına bıraktı. Savaş uçakları, nükleer tesis gerekçesiyle Suriye'nin El Kibar bölgesini bombalamıştı.

Aynı yıl 24 Mayıs tarihinde ABD savaş uçakları dört dakika Türk hava sahasını ihlal etmiş, olay büyük tepkiyle karşılanmış, konuyla ilgili haber Genelkurmay internet sitesine konulmuştu. Oysa yıllardır ABD uçakları, savaş makineleri Türkiye'deydi. İsrail uçakları da.

İsrail öyle dokunulmaz öyle sorumsuzdu ki, Türkiye'nin "açıklama" isteğine cevap bile vermiyordu. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim acilen Ankara'ya gönderildi. Suriye, saldırıya uğramıştı. Bütün dünyayı bilgilendirdi. Hiçbir ülkeden tepki gelmedi. İlk kez İsrail uçakları Türkiye hava sahasını geçerek bir ülkeyi bombalıyordu. Belki bu pilotlar da Konya Ovası'nda eğitilmişti! ABD ve İsrail, hem Suriye'nin hem de İran'ın hava savunmasını test etmişti. Hem de Türkiye üzerinden, Türkiye ile bu ülkeler arasında savaşa neden olabilecek bir yöntemle. Bu, Suriye'ye yapılan ilk saldırı değildi.

Irak işgalinden hemen sonra, 2003'te, İsrail savaş uçakları Suriye'nin başkenti Şam yakınlarına kadar geldi. Bir bölgeyi bombalayıp geri döndü. Bu, İsrail'in 1982'de Irak'ın Osirak tesislerini bombalamasından sonra giriştiği en tehlikeli saldırıydı. 14 Eylül 2004: İsrail F-16'ları Suriye savaş uçaklarıyla Doğu Akdeniz üzerinde kapıştı. Suriye'ye ait iki MİG-29 düştü. Uçaklardan biri İsrail yapımı Python-4 füzesiyle, diğeri de ABD yapımı AIM-9M Sidewinder füzesiyle düşürüldü. Bu olayın ardından Suriye hava savunma sistemini güçlendirmek için Rusya ile görüşmeleri başlattı. SA-18, TOR M1, S-300PMU2 ve S-400 sistemleri istedi. İki ülke, ABD ve İsrail'in tepkilerine rağmen, SA-18 kısa menzilli füze sistemin satışı konusunda anlaştı. 26 Haziran 2006: İsrail savaş uçakları Suriye hava sahasına girip Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın Lazkiye'deki ikametgahı üzerinde alçak uçuş yaptı. Tacizin ardından, 34 gün sürecek Lübnan saldırısı başladı. 28 Temmuz 2007: İsrail'e ait pilotsuz uçaklar Lübnan üzerinden Suriye hava sahasına girdi. Güçlenen Suriye savunması, İsrail casus uçaklarını düşürdü.

Ama 6 Eylül tarihli saldırı, Türk hava sahası kullanılarak yapılmıştı. Erdoğan'ın dediği gibi; "Türkiye ile ilişkiyi üçüncü bir tarafa saldırı için kart olarak" kullanmıştı İsrail.

İsrail'in Suriye'ye yaptığı önceki saldırılardan sonra; "Türk askeri Suriye'ye karşı da kullanılacak mı" diye sormuş, tehlikeli eğilime dikkat çekmiştik. Çünkü o dönem Türk-İsrail ilişkileri zirvedeydi, Suriye düşmandı. Tam tersi gelişmeler yaşandı. İsrail-Türkiye ilişkileri soğudu, Suriye ile ortaklıklar gelişti. Artık yeni hedef bu ortaklıktı. Türk hava sahası kullanılarak yapılan son saldırı, Türkiye-Suriye ortaklığını bozmaya yönelikti. Bu yüzden Ankara çok sert tepki gösterdi. İsrail'in cevabı daha doğrusu cevapsızlığı ise utanç vericiydi. Her zamanki gibi sorumsuz, devletten ziyade örgüt vurdumduymazlığı tavrını yineledi.

12 Eylül 2007'de, yani saldırıdan hemen sonra, Başbakan'ın bugün dikkat çektiği o endişeyi gündeme taşıdık. Türkiye ile köklü ilişkilere sahip bir ülke, Türkiye üzerinden üçüncü bir ülkeye, Suriye'ye saldırıyordu. Oysa dünyanın en önemli krizi İran'dı. "İsrail Türkiye'den İran'a saldırırsa…" başlığı altında ortada Türkiye için çok ciddi tehditler içeren bir ihtimalin söz konusu olduğunu, İsrail'in Türkiye üzerinden İran'a saldırabileceğini, uçaklarının Türkiye'de eğitilme sebeplerinden birinin bu olduğunu belirterek şu cümlelere yer vermiştik:

İsrail'in İran nükleer tesislerini vurmak için iki yolu var. Ürdün/Suudi Arabistan/Irak üzerinden uçmak. 1981'de Irak tesislerini böyle vurdu. İki ülkeye haber vermeden hava sahalarını kullandı. Şimdi aynısını yapabilir mi? Bu ülkeler izin verir mi? Vermez, cesaret edemez. Ayrıca mesafe uzun. Geriye Suriye ve Türkiye hava sahasını kullanmak kalıyor. İran'ın, Suriye hava savunma sistemlerinin faturasını ödemesinin nedeni burada ortaya çıkıyor. İran aslında Suriye üzerinden kendi savunmasını güçlendiriyor. Peki ya Türkiye!

Ankara'nın önünde bir tuzak var, bilmiyorum ne kadar frakındayız! İsrail savaş uçakları, Türk hava sahasını kullanarak Suriye'ye girebiliyor. Buna niye ihtiyacı olabilir! Suriye hava sahasına Golan'dan girebilir, Akdeniz'den girebilir. Türkiye'ye ihtiyacı yok ki! Ama burada bir kötü niyet var. Türkiye üzerinden giriyor ve Türkiye-Suriye ilişkilerini riske atıyor.

Peki İsrail, bir süre sonra aynı şeyi İran'a karşı da yaparsa ne olacak? Yapar mı, yapar, yapabilir! Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmaları hatırlayalım. Bu çerçevede İsrail savaş uçakları Türk hava sahasında eğitiliyor. Böyle bir hakları var. Ancak bu hakkı kötü niyetli kullanmaya eğilimli olduğunu son Suriye olayında gösterdi. Yarın, aynı anlaşmalar çerçevesinde Türk hava sahasında uçan İsrail savaş uçakları, İran hava sahasına girer, birkaç bomba bırakırsa Türkiye ne yapacak? "Türkiye üzerinden İran'a saldırı!" Kulağa nasıl geliyor? Eminim Ankara'dakiler, son olaydan sonra bunları düşünüyorlardır…"

Gerçekten de düşünüyorlarmış… Gerçekten de böyle bir endişe varmış. Sadece endişe değil, böyle bir ihtimal de varmış. 2007 Eylül ayında geçekleşen ve bölgesel çatışmalara neden olabilecek İsrail provokasyonuna karşı Türkiye hazırlıklıymış. Bu gerçeğin iki yıl sonra Başbakan tarafından bu kadar açık, net ve kararlı biçimde ortaya konulması, gerekli uyarının yapılması çok önemliydi.

Çünkü böyle bir ihtimal hala var.

İbrahim Karagül / Yeni Şafak



Bu haber 763 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,691 µs