İşte o istifanın perde arkası

Başbakan Erdoğan'ı Meksika'ya uğurladığımız gündü... Yani Salı günü... Ayıptır söylemesi Erdoğan'ın Washington'ı terketmesiyle biz dahil bütün gazeteciler derin bir oh çekti. Çünkü Türkiye için oldukça önemli olan bu gezi gazeteciler için de farklı bir sınav niteliğindeydi. Erdoğan'ın kaldığı Willard Intercontinental Otel'in lobisindeki gazetecilerin özel haber kapma telaşıyla oradan oraya koşturması hala gözlerimin önünden gitmiyor.

Ancak Türk siyaseti ve de Türk diplomasisi işte... Tüm gazetecilerin "Erdoğan gitti" rehavetine kapıldığı bir sırada aslında Türkiye'de bomba etkisi yaratacak bir haber yine aynı otelde pişmeye başlamıştı. Erdoğan'ın uçağı Meksika'ya doğru yola çıktığında kulağı kesik olan gazeteciler bir fısıltıyla dışarıdaki arkadaş toplantılarını, yemekleri bir kenara bıraktı. Çünkü Willard Intercontinental'daki diplomatlar arasında bir hareketlenme başlamıştı. ABD'deki diplomatların katıldığı Büyükelçi Nabi Şensoy'un verdiği davet yavaş yavaş terkediliyordu. Bu hayra alamet değildi... Haber kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı.

Haber şuydu: Nabi Şensoy istifa mektubunu hazırladı....

İşte bu haber çok önemliydi. Çünkü Başbakan Erdoğan'ın tarihi gezisi sonrasında gelecek bir istifa haberi Washington'daki görüşmelerde hayati bir hata yapıldığı ya da bazı şeylerin ters gittiği anlamına gelecekti. Bu fısıltıyı duyan meraklı gözler "istifa kararının"nın peşine düştü.

Yapılan küçük çaplı araştırmalar bir süre sonra şu gerçeği ortaya çıkardı: Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama ile görüşmesinde bir sorun yaşanmış, elçi bir bakanla tartışma yaşamıştı.

İlk önce hangi bakanla tartışma yaşandığı ve tartışmanın ardındaki sebep öğrenilemedi. Ancak meraklı gözlerin araştırması derinleştikçe yeni bilgiler gelmeye başladı.

Büyükelçi Şensoy Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Oval Ofis'in kapısında tartışmıştı. Daha sonra tartışmanın sebebinin tam bir skandal olduğu anlaşıldı. Meğer Nabi Şensoy, bir gün önceden kararlaştırılmasına rağmen Erdoğan ile Obama arasındaki ikili görüşmeye Bakan Davutoğlu'nun da katılacağını Beyaz Saray'a bildirmemişti. Bu tam bir skandaldı. Bu skandalın ardından Bakan ile Elçi arasında yaşandığı iddia edilen tartışmaları gazetelerde okudunuz.

Ancak gazetelerde okumadıklarınız da var: Örneğin Elçi Şensoy "gereğini yapınız" dediğinde önce görevden alınması kararlaştırıldı. Bu Şensoy'un Nisan'da başlayacak olan emekliliğinin yanması anlamına gelecekti. Daha sonra bundan vazgeçildi ve istifa etmesi sağlandı.

Peki, Şensoy'un istifasının ardındaki tek sebep, kendisinden kaynaklanan diplomatik skandal mı? Ya da yılların diplomatı Şensoy nasıl olur da böylesi bir hata yapar?

Bu soruların yanıtı şöyle verilebilir: Şensoy ile hükümetin arası aslına bakılırsa uzun bir süredir limoniydi. Sebebi Şensoy'un siyasi tutumlarıydı. Şensoy'un siyasi yaklaşımı bugüne kadar sorun olmamıştı, ancak bir yıllık süreçte Washington'da olanlar hükümetin Şensoy'a şüpheyle yaklaşmasına yol açtı.

Bir örnek verelim: Washington'da yapılan bazı toplantılarda Erdoğan Putin'e benzetilmişti. Erdoğan'ın canını çok sıkan daha sonra basına yansıyan bir tartışmaya dönüşen bu konuşmaların tutanakları delil oluşturması için elçilikten istenmişti. Gelin görün ki Washington'da Türkiye ile ilgili yapılan her toplantı hakkında not tutan elçilik bu kez o toplantıları kayıt altına almamıştı, ya da elde olan kayıtları Türkiye ile paylaşmadı.

Elbette bununla sınırlı değil... Örneğin geçtiğimiz haftalarda Erdoğan'ın ziyareti öncesinde Washington'da Kongre'de yapılan kimi toplantılarda Türkiye'yi insan hakları ve basın özgürlüğü konusunda insafsızca eleştiren bazı konuşmalar yapıldı. Şensoy'un bu konuşmaları yapanlarla yakın ilişkisi biliniyordu. Hatta o konuşmaları yapan isimleri ağırladığı da...

İşte bu gelişmelerin üzerine bir de tecrübeli bir diplomattan beklenmeyen skandal eklenince geriye "görevi bırak, merkeze git" demekten başka bir seçenek kalmadı.

Yani Oval Ofis'in kapısında yaşanan tartışma bir buçuk yıldır yaşananlara tuz biber oldu.

Elbette istifayla birlikte bir gerçek daha ortaya çıktı. O da şu: Erdoğan Washington'a ağırlığını koyuyor. Türk siyasetinde Washington eski önemini yeniden kazanıyor. Uzun bir süredir siyasetin dışında kalan Washington, ABD'nn başkentinde insan hakları ve Ergenekon vurgulu toplantı düzenleyenlerin girişimleriyle yeniden siyaseti belirleyen etkenler arasına giriyor. Hükümet Washington'da yapılan kulislerin bu başkenti yeni bir üs haline getirdiğini geç de olsa anladı. Şimdi o başkente müdahil oluyor.

Son not: Hükümetin o başkente nasıl müdhil olduğu, bunu hangi strateji çerçevesinde yaptığı ise oraya atayacağı sürpriz yeni isimle belli olacak.

www.iyibilgi.com