O eylemlerin amacı: Kapıları kapatmak

8 Aralık 2009 09:25 tsi
Mahir Kaynak'tan çok ilginç iddia

Sokak eylemleri 

DTP diğer partilerden farklı bir parti. Kürt kimliği üzerine kurulu ve tüm talepleri bu kimlikle sınırlı görünüyor. Diğer bazı partilerin de inanç ya da kimlik üzerinde talepleri olsa bile bunlar belirleyici değil. Türkiye’nin tümü hakkında ve bir ülkeyi ilgilendiren tüm konularda görüşleri ve projeleri var. Ekonomi politikası, dış politika, demokrasinin tanımı gibi konular da siyasetlerinin bir parçası. Oysa DTP bölgede yaşayan insanların sorununu ve taleplerini kimlikle sınırlıyor ve ülkenin bu kimliğin tanınması ve ona sağlanan ayrıcalıkla tüm sorunlarını çözmüş olacağını düşünüyor. Yani Türkiye’nin diğer sorunları gündemlerinde yok.

Bölge halkı için de kimlik dışında bir talep ve projeleri yok. Nasıl bir idari yapı istedikleri, bu yapı içinde halkın ekonomik, sosyal sorunlarını nasıl çözmeyi düşündükleri belli değil. Beklentilerini şöyle formülleştirebiliriz: Bölgeyi bize bırakın, bütçeden sağlayacağınız desteğin nasıl kullanılacağını biz belirleyelim, halkı kendi törelerimize göre yönetelim diyorlar.

Türkiye vatandaşlarını böyle bir kadere terk edemez ve etmemelidir. Bölgede yaşayanların bir iş yerinde çalışarak ya da onun sahibi olarak gelir sağlaması, böylece özgür bireyler haline gelmesi, siyasi tercihlerini ekonomik olarak bağımlı oldukları kişilerin isteklerine göre değil kendi değerlendirmeleriyle yapmaları sağlanmalıdır.

Devlet kimlik üzerindeki tüm baskıları ortadan kaldıracağını ve bunun arkasının geleceğini söylediği halde sokak eylemlerine başlanması ülkenin bütünlüğü içinde bu sorunların çözümünün yeterli görülmediğini göstermektedir. Eylemlerin gerekçesi olarak kullanılan Öcalan’la ilgili hiçbir şantajın sonuç alınmasını sağlayamayacağı bilindiği halde eylemlerin sürmesi o kişiyi de kendi siyasi amaçları uğruna feda edebileceklerinin göstergesidir. Çünkü açılım bir barışla sona ererse herkes gibi onun da geleceğine yönelik bir karar alınabilir ve bu karar onun lehine olabilirdi. Şimdi yapılan eylemle bu kapıyı kapatıyorlar üstelik bunu bilerek yapıyorlar.

Bu şartlar altında devletin yapacağı şey şu olmalıdır: Hiçbir kanun dışı harekete göz yumulmamalı ama bunun aşırı bir sertliğe dönüşmesi engellenmelidir. Kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin açılım süreci devam etmeli, bölgede yaşayan insanların ekonomik durumları iyileştirilirken her türlü istismara açık olan ve adına töre denen geriliğin sona ermesi için eğitim faaliyetine önem verilmelidir.

Devletin muhatabı bölgede yaşayan halktır ve yapılanlar ya da yapılacak olanlar onlara anlatılmalı, var olan sorun üzerinden elde edilen siyasi çıkarların anlamsızlığı ispat edilmelidir.

Bir insanı sevmek, onun sorunlarını çözmek için aynı etnik kökenden gelmenin şart olmadığı, bunların sorunları kullanarak kendi çıkarlarını gerçekleştirebilecekleri gösterilmelidir. Türkiye bir avuç siyaset simsarının isteğine uyarak insanları etnik kökenlerine göre ayrıştıran bir devlet olmayacak ve insan odaklı bir yapılanmadan vazgeçmeyecektir.

Mahir Kaynak / Star

Bu haber 1,689 defa okundu.