'Tanı bunları Adiloş bebe, tanı da...'

3 Aralık 2009 10:16 tsi
Artık yeterince açık: DTP, açılım karşıtları kervanına katıldı. Bunu ilan da etti. Her gün sokaklarda patlattıkları molotof kokteylleriyle de ilan ediyorlar. Ortaya çıkan bu enteresan bileşimin öne çıkan ortak özelliği, Ahmet Arif’ten bir dizeyi get

Apo’nun 10 yıllık yalnızlığına, dolayısıyla kendisi ve avukatlarının “tecrit” şikayetlerine son verilen ve edinilen bilgilere göre devlete 4-5 milyon dolar ekstra maliyete neden olan İmralı’daki son düzenleme ortalığı karıştırdı.

Önce Apo avukatlarına “burası eski koğuşumdan daha küçük, daha kötü, hava alamıyorum” şeklinde şikayette bulundu. Ardından Hakkari, Doğubeyazıt, Mersin ve İstanbul’un bazı mahallelerinde emniyet güçlerine molotof kokteyli ve havai fişeklerle saldırılar düzenlendi. Yüksekova’da gerginlik birkaç gün sürdü.

Daha sonra DTP Grup başkanvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le görüştüler. Demirtaş ve Kışanak, Bakan Ergin’den Öcalan’ın hücre şartlarının “acil” olarak değiştirilmesini istedi.

Demirtaş, dün akşam katıldığı bir TV programında bu gelişmeler nedeniyle “demokratik açılıma” desteklerini çektiklerini açıkladı.

Bu arada “eve dönüşlerle” ilgili gözlerin üzerine çevrildiği Mahmur Kampı’ndaki “hava” da, PKK’nın “ağırlığını” hissettirmesi nedeniyle değişmiş gibi görünüyor. Köylerine, evlerine geri dönmenin heyecanı içerisinde eşyalarını toplayan köylüler, kampa gelen Türk gazetecilerine “Öcalan’ın cezaevi şartlarından” bahsetmeye başladılar. Zaten Kandil, “biz istemezsek kimse bir yere gitmez” diyen bir açıklama yapmıştı bile.

Durum şudur:
DTP, artık açıktan PKK’nın dümen suyunda siyaset yapmaya başlamıştır.

DTP ve PKK’nın “demokratik açılım” veya Kürt sorununda çözüm konusunda “kırmızı” çizgisi Öcalan’dır. Diğer bir deyişle “en olmayacak noktadan” isteklerde bulunmaktadırlar.

Öcalan ve İmralı’ya duydukları ilginin insan hakları kapsamında bir ilgi olmadığı biliniyor. Öcalan’ın “tecrit” durumundan çıkmış olması, ilginçtir, PKK ve DTP yöneticilerini sevindirmekten ziyade üzüntüye boğmuş gibi görünüyor. Bu arada Öcalan’dan “yıllar sonra insan yüzü gördüm” yolunda açıklamalar yapmasını bekleyenler yanıldılar. Şartlarının normalleştirilmesi, görünen o ki, Öcalan’ın kendisi tarafından da üzüntüyle karşılanmıştır.

Bu işte bir “tuhaflık” olmalı…

Bu “tuhaflığa” kafa yormayı sürdürürken, DTP’nin açılım tartışmalarındaki yeri de artık netleşmiş oluyor.

Sokaklarda molotof kokteylleriyle kargaşa yaratmak isteyenler üzerinden yürütülen bir siyasetin “açılıma” katkı sunmak şöyle dursun, süreci sabote eden bir etki yarattığı herkes tarafından yeterince açıklıkla görülüyor.

Açılımın lafıyla bile paniğe kapılanlar kervanına, dilinden düşürmediği “barış istiyoruz” sloganının tercümesi “Öcalan’a af istiyoruz” olan DTP de katılmıştır.

Ortaya çıkan enteresan bileşimin öne çıkan ortak özelliği, her geçen gün daha açık ortaya çıkmaktadır ki, mevcut kanlı kısır döngünün, statükonun, sorun ve çözümsüzlüğün sürüp gitmesini istiyor olmalarıdır…

Diyarbakırlı koca Ozan Ahmet Arif, yeğenine atfen yazdığı şiirde “Tanı bunları” diye yazmıştı, “tanı bunları Adiloş bebe, tanı da büyü…”

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 1,649 defa okundu.