Amerika’da 'açlık' tehlikesi!

3 Aralık 2009 08:12 tsi
Tüm araştırmalar, Amerika’nın günümüzde, 1929 Ekonomik Buhranı’ndan daha beter bir durumla karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyuyor:

Bir dönem başarısız bir sosyal program olarak ilan edilen bir kurumsallaşma, her ay hızla artan gıda kuponu kullanımı ile bir kez daha, her sekiz Amerikalı’dan birinin, her dört Amerikalı çocuktan da birinin açlık tehlikesini önleyerek yeni bir başarı öyküsüne dönüşüyor...”

Amerikalı meslektaşlar Jason DeParle ile Robert Gebeloff’un The New York Times gazetesinin 29 Kasım tarihli nüshasında yer alan ve Amerika’nın yaşamakta olduğu “açlık tehlikesini” bütün boyutlarıyla aktardıkları haber bu cümleler ile başlıyor.

Türk medyasının -nedense- dikkatini çekmeyen bu habere göre günümüzde tam 36 milyon Amerikan vatandaşı, günlük beslenme ihtiyacını gıda kuponlarıyla karşılıyor. Bu kuponlar, “fakirlik çizgisinin altında” geliri olan Amerikan vatandaşlarına bedava süt, ekmek yumurta ve peynir almalarını sağlıyor, bu yolla özellikle çocukların “açlıktan ölmesini” engelliyor.

Sıkı durun: Ekonomik krizin başlamasından bu yana, bu “açlık programı”ndan yararlanan Amerikalılara her ay 20 bin kişi katılıyor!..

Bu haberin gelişi bir-kaç hafta önceden belliydi. Ülkenin önde gelen gıda destek programı “Feeding America” tarafından yayınlanan bir raporda son bir yıl içinde gıda yardımı alan aile sayısında yüzde 30’luk artış olduğu belirtilmişti. Bu yardımdan destek alan ailelerin yüzde 79’unun “işsiz” olduğu belirlendi. Bu işsizlerin büyük bir kısmı da 2008 kriziyle doğan “yeni fakirler sınıfı”na ait.

Rapor, 17 milyon konutta toplam 49.1 milyon Amerikalı’nın “yüksek açlık riski” ve “yetersiz beslenme” ile karşı karşıya bulunduklarını ortaya koydu.

Mesela... Ülkenin tam 800 ilçesinde her üç çocuktan biri söz konusu gıda yardımını alamazsa ölümle karşılaşacak. 750 ilçede üç zenci Amerikalı’dan biri yaşamını gıda kuponuyla sürdürebiliyor.

Afganistan’daki savaş için savunma bütçesine 1 trilyon dolar aktaran Obama’nın bu gelişme karşısında iki yaklaşımı görüldü. Birincisi, gıda destek programlarına sadece 1 milyar dolar aktardı, ikincisi, gıda bakanının açıklamasıyla “zengin Amerikalılar’ın açlıkla karşı karşıya bulunan fakir komşularına yardım etmelerini” talep etti.

Hüsran...

KORKUNÇ RAKAMLAR

Bu raporlar ile bağlantılı tüm araştırmalar, Amerika’nın günümüzde, 1929 Ekonomik Buhranı’ndan daha beter bir durumla karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyuyor:

Eğer, gıda destek programlarında en kısa zamanda yüzde 50’lik artış sağlanmazsa, “dünyanın tek süper gücü, vatandaşlarını açlıktan kaybeden ilk süper güç olma” konumuna da taşınmış olacak...

Çocukları açlıkla mücadele ederken Irak ile Afganistan’ı kurtarmaya (!) çalışan bir devletten söz ediyoruz...

Bir yaman çelişki...

Irkçılık: Avrupa hastalığı

Senegal’in başkenti Dakar’a sadece 4 mil uzaklıktaki Goree Adası, insanlık tarihinin karanlık noktasını oluşturan “köle ticareti”nin en önemli kavşaklarından biri. Afrika’nın içlerinden toplanmış masum insanlar Karayipler ve Avrupa’ya köle olarak bu adadan sevkedilmiş asırlar boyu. Ada şimdi ibret-i alem için önce Portekizliler’in sonra da Fransızlar’ın yaptıklarının sergilendiği bir UNESCO Koruma Alanı. Zincirler, ölüm çukurları, kırbaçlar, hamile kadınların çocuklarının düşürüldüğü özel hücreler... Bundan iki yıl önce bu adayı gezerken insanlığın 2’nci Dünya Savaşı’nda milyonlarca Yahudi’nin yaşamını kaybettiği Auschwitz gibi insan yakılan fırınlarıyla ünlü temerküz kamplarına nasıl geldiğini anlamıştım. Irkçılık bir Avrupa hastalığı... Naziler’den çok önce başlamış ve insanlığın yüz karası görüntülerini asırlar öncesinde yaratmış bir hastalık. İsviçreli seçmenin minare yasaklamasına da öyle bakın... Sadece bu referandum sonucuna değil, Avrupa Birliği’nin aldığı son “vize kararı”na da... Sırbistan, Karadağ ve Makedonya vatandaşları artık Schengen bölgesinde vizesiz dolaşabilecek. Bu devletler ile aynı konumdaki Bosna-Hersek, Kosova ve Arnavutluk vatandaşları, “Müslüman ağırlıklı nüfus” oldukları için bekleyecekler! Daha vahim ve daha ince bir “ırkçılık ayarı” var bu kararda:

Bosna-Hersek vatandaşı Hırvatlar, Hırvatistan, Sırplar da Sırbistan pasaportuna ulaşabiliyor ve Avrupa Birliği içinde vizesiz dolaşabiliyorlar. Müslüman Boşnaklar?.. Onların ikinci pasaport şansı yok. Bu nedenle Avrupa içinde vizesiz dolaşamıyorlar. Hırvatlar Katolik, Sırplar Ortodoks, Boşnaklar Müslüman. Dolaşamayan bir tek, Müslüman Boşnak...

Yani Avrupa Birliği, aldığı bu kararla bir tek Müslüman Boşnak’a dur diyor... Neden? Bakın bu sorunun cevabı başta, yani Dakar’ın Goree Adası’nda... Dönüp oraya bakmak lazım... Daha ne anlatayım....

Ardan Zentürk / Star

Bu haber 640 defa okundu.