MİT hangi kilitleri açtı?

30 Kasım 2009 14:12 tsi
Hükümet ve genelkurmay arasında

Bayramlık bir polisiye hikâyesi (4)

MİT Müsteşarı Emre Taner, 21 Haziran’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Genelkurmay’daki 2 saat süren görüşmesi ardından Başbakanlığa dönüşünde, haftalık görüşme çerçevesinde, Karargâh Evleri dosyasının ek bilgilerini kendisine verdi. Ek bilgiler, Başbakan’ın bilgisi dâhilinde ertesi gün, 22 Haziran’da Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a sunuldu. Bu tarihten sonra gelişmeler farklı mecrada akmaya başladı:

* 27 Haziran sabahı Büyükanıt, günlük programını değiştirerek Isparta’ya gitti. Dağ Komando Okulu’nda Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un ev sahibi olduğu basın toplantısında ‘Kuzey Irak’a operasyon PKK’yı yok etmez, ama büyük darbe vurur’ dedi.
Yansıda gösterilen ve Türkiye-Irak sınırında bir tampon bölge izlenimi veren harita sorulduğunda ‘Türk keşif uçaklarının bölgenin zor coğrafi şartlarını gösterme amaçlı film çekimi’ cevabı alındı.

* 27 Haziran’da, bir gün önce Eskişehir’de annesine ait evde suikast tüfeği ve çok miktarda patlayıcı bulunan emekli binbaşı Fikret Emek tutuklandı ve Ümraniye soruşturması bağlantısıyla İstanbul’a gönderildi.

* 29 Haziran’da Dışişleri Bakanı Gül, Irak’taki PKK varlığına yönelik harekât planlarının hazır olduğunu, ABD’nin bu konuyu çözmediği takdirde Türkiye’nin girip çözeceği sözleri Radikal’de yayımlandı. Aynı gün, Ankara ve Mersin’de Vatansever Kuvvetler Güç Birliği derneğine yönelik Ümraniye ve Eskişehir ile bağlantılı operasyonda 20 kişi gözaltına alındı. Aynı zamanda Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı olan Gül, CNN Türk’de ‘Böyle dört, beş oluşum var. Birbiriyle irtibatlı hareket ediyorlar’ dedi.

* 5 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini ve milletvekili genel seçimlerinin dört yılda bir yapılmasını öngören Anayasa değişiklik paketini onayladı.

* 9 Temmuz’da Irak Dışişleri Bakanı Zebari, “Türkiye’nin PKK’ya dair meşru kaygıları için en iyi çözüm ABD-Irak-Türkiye üçlü mekanizmasını diriltmek. Türkiye en kısa zamanda Bağdat’a temsilci göndersin. Bağdat’ta üçlü komitenin faaliyetlerine ev sahipliği yapmaya hazırız” dedi.

* 22 Temmuz’da yapılan seçimlerde AK Parti yüzde 46.7 oy oranıyla gücünü tahminlerin üzerinde artırarak tek başına iktidarını sürdürdü.

* 28 Ağustos’ta Dışişleri Bakanı Gül, Meclis tarafından Türkiye’nin 11’inci cumhurbaşkanı seçildi.

* 21 Ekim’de yapılan referandum ile cumhurbaşkanının bundan böyle halkoyu ile iki dönem üst üste ve 5 yıllığına seçilmesinin önü açıldı.

Sonrasını biliyorsunuz: PKK’nın aynı gece 21 Ekim’deki Dağlıca sınır karakolunu basıp 12 askeri şehit etmesi ve Erdoğan’ın 5 Kasım’da Vaşington’da ABD Başkanı Bush ile görüşmesiyle işbirliği süreci, bugün Kürt açılımıyla devam ediyor.

Erdoğan’ın seçim ardından üniversitelerde türban serbestîsi üzerine Anayasa değişikliğini gündeme getirmesiyle kapatma davasına tırmanan süreç Ergenekon davasının açılmasından yirmi gün sonra 30 Temmuz 2008’de tamamlandı. Ergenekon süreciyse devam ediyor.

Kürt açılımında MİT, özellikle Irak bağlantılarıyla kilit rol oynuyor. MİT, Ergenekon sürecinde de, ara sıra mahkemeye sunduğu ve bizim dört gündür üzerinde polisiye roman gibi çalıştığımız süreç üzerinde de kilit rol oynuyor.

MİT 2002’de o dönemki seçimleri etkileyebilecek Ergenekon bilgilerini seçimler sonrasında yeni iktidar döneminde devletin geri kalanıyla paylaşmayı uygun bulmuştu. 2007’de ise cumhurbaşkanlığı seçimini ve genel seçimi etkileyebilecek belgeleri hemen paylaşmayı uygun bulduğu anlaşılıyor. Üstelik her iki durumda da adeta Ankara dengelerinin değişmemesi amacıyla Irak’a harekât ve tampon bölge tartışmaları yapılıyor.

O zaman soralım:

1- Tam Özden Örnek’e atfedilen darbe günlüklerinin çıktığı 29 Mart günü MİT’in Genelkurmay’a ilettiği bilgilerde ne vardı? Bu bilgiler arasında acaba Genelkurmay’dan hassas bilgilerin sızdığı ve sisteme kasteden ellere geçtiğini gösteren bilgiler de var mıydı?

2- Bu bilgiler, Genelkurmay’da ne gibi iç hareketliliğe yol açtı. Genelkurmay’ı siyaseten ilk yenilgisi sayılan 27 Nisan bildirisini yayımlamasına yol açan kimya bozulmasına ve tepkisel yanlışlığa mı yol açtı?

3- Erdoğan’ın 4 Mayıs’ta Dolmabahçe’de Büyükanıt’a sunduğu Genelkurmay karargâhı ve genel olarak askeri karar mekanizmasındaki boşlukların istismar edildiğini gösteren bir dosya, ya da kaba deyişle bir ‘sobeleme’ dosyası mıydı? Bunda MİT’in sunduğu bilgilerin rolü neydi?

4- Zirveye ulaşan gerilimin birden durulup yerini Ergenekon operasyonları ve olağan seçim tartışmasına bırakmasında MİT’in 21-22 Haziran’da Başbakan ve Genelkurmay Başkanına sunduğu bilgilerin rolü oldu mu? O bilgileri ne zaman öğrenebileceğiz?

Murat Yetkin / Radikal

Bu haber 962 defa okundu.