Siyasette koçbaşı olmak ya da Kılıçdaroğlu

23 Kasım 2009 10:18 tsi
İyi bir maliyeci, hesap uzmanı olabilirsiniz; ama siyasette hesabını bilmek başka bir şeydir. Hele ki ikide bir ‘koçbaşı’ olarak arenaya sürülüyorsanız, adımlarınızı dikkatli atacak, altında kalacağınız iddialar ortaya atmayacaksınız. Yoksa

Ne demiştik:

“Kemal Kılıçdaroğlu, bazı sivil toplum örgütlerinin davetlisi olarak Almanya’ya giderken, havalimanında gazetecilerin sorularıyla karşılaştı. Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan gazetecilere, iddialı bir demeç verdi: Başbakan Erdoğan’a dersini Almanya’da vereceğim, merak etmesin…

Sayın Kılıçdaroğlu yine altında kalacağı bir laf mı etti, yoksa gerçekten ‘ders’ mi verecek, göreceğiz…

Unutmadan, Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da katılacağı toplantıların konusunu da haber vermiş olalım: Siyasi ahlak…” (Bknz. ‘Gandi Kemal’in zor günleri… )

Peki ne oldu?

Partisinin bir başka “Dersimli” Genel Merkez yöneticisi Ali Kılıç’la birlikte Almanya ve Avusturya’da bazı panel ve toplantılara katılmaya giden Tunceli’nin Nazımiye ilçesinin Ballıca köyünden Kemal Kılıçdaroğlu, gittiği yerlerde protestolarla karşılaştı.

Kılıçdaroğlu, katıldığı toplantılardaki en “anlaşılır” konuşmasını Münih’te yaptı. Diğer yerlerde protestolar nedeniyle ya kürsüden inmek zorunda kaldı, ya da ne dediği anlaşılamadı. Kılıçdaroğlu’nu gazetecilik tabiriyle “haber” ve “fikir” takibi hassasiyetiyle Avrupa’da da adım adım izledik.

Münih’te yine protestolar eşliğinde Neufahrn Alevi Kültür Merkezi ve Türk Alman Dostluk Federasyonu'nun düzenlediği "Siyasette Dönüşüm" konulu panelde, “Onur Öymen’in konuşmasında düşünceme uygun bölümleri alkışladım, alkışlamadığım yerler de var ve Öymen’in konuşmasının o bölümünü hiçbirimiz alkışlamadık” dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında “Başbakan’ın söylediği gibi o sözleri alkışlamışsam özür dilerim” dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında, Öymen’in “olay” yaratan sözleri için ise, “Dersimlileri incitmek istemedi, ancak sözleriyle kabuk bağlamış bir yarayı kanattı” şeklinde konuştu.

“Haber”i özetlememizin nedeni, Kılıçdaroğlu’nun Avrupa’dan Başbakan Erdoğan’a “ders vermek” şeklindeki sözleriyle ilgili ortaya attığı iddiayı “test” etmek. Açıkçası, görünen, Kılıçdaroğlu’nun, konuyla ilgili “Öymen gereğini yapmalı” açıklamasının ardından bir kez daha sözlerinin altında kalmış olduğudur…

CHP Grupbaşkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Mart seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Deniz Baykal tarafından aday yapılarak, AK Parti’ye karşı bir tür “koç başı” olmakla görevlendirilmişti.

Kılıçdaroğlu şimdi de tartışma ve tepkilere konu olan “Dersim” ve Aleviler konusunda aynı görevle kamuoyu karşısına çıkıyor veya çıkarılıyor.

Ve bu şekilde kamuoyu nezdinde var olan itibarını, saygınlığını çok hızlı bir şekilde erozyona uğratmış oluyor. Maliye bürokratlığından siyasete transfer olan Kemal Kılıçdaroğlu ekonomi ve maliye konularında ne denli “hesabını” bilen bir kişi idi ayrı bir konu, ama siyasette “hesap” yapmaktan çok da anlamadığı ortada.

Kemal Kılıçdaroğlu 29 Mart seçimlerini kaybederek belki siyaseten “yara” aldı, ama işte şuraya yazıyoruz, Dersim tartışmalarında sergilediği tutarsız tavırlarından dolayı, bitti.

“CHP’nin başında Baykal değil de Kılıçdaroğlu olsaydı keşke” diye düşünenlerin hayallerini de bitirerek...

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 1,407 defa okundu.