Organize işler bunlar | " /> Organize işler bunlar | "/>

En Sıcak Konular

Organize işler bunlar

21 Kasım 2009 11:11 tsi
Organize işler bunlar Anlaşılan işgal ile karmakarışık bir hal alan Irak'taki durum şimdi çok daha karışık. Hem de organize bir şekilde.

Organize işler bunlar!

Çok tartışmalı ve zaman zaman kavgalı 10 oturumdan sonra 275 üyeli Irak Parlamentosu 8 Kasım günü yeni seçim yasasını 141 oy ile kabul etti. Ancak yasanın kabul edilmesiyle birlikte neredeyse herkes yasanın bir yerlerine itiraz etmeye başladı.

Örneğin Kürtler.

Onlara göre diğer illerle karşılaştırıldığında Kürt illere tahsis edilen sandalye sayısı daha az. İkinci olarak yasanın gecikmesinde temel engelleyici neden olan Kerkük'teki seçimlerin kaderi yeni dönemde yine belirsiz kalacak. Çünkü yasaya göre Kürtlerin Kürt Federe Bölgesi'ne katmaya çalıştığı Kerkük'te 2005 sonrasında seçmen sayısında (seçmen sayısı dağıtılan gıda karnesine göre belirleniyor) yıllık %5 kadar bir artış tespit edilir ve bu sandıklara yansırsa o zaman bu kentteki seçimler iptal edilecek, özel bir komisyon kurularak durum incelenecek.

Daha açık bir ifade ile 2005'ten bu yana Kerkük'e taşınan Kürtler kentin seçmen sayısında %5'ten fazla bir artışa neden olmuşsa ve bu sandığa yansırsa o zaman kentin Kürt kimliği tartışma konusu olacak.

İşte bu nedenle Kürt Federe Bölgesi Başkanı Mesut Barzani yasanın yeniden gözden geçirilmesini, aksi takdirde seçimi boykot edeceklerini söylüyor.

Oysa yine Kürt ve aynı zamanda KYB'nin lideri olan Cumhurbaşkanı Celal Talabani yasayı onaylamakta gecikmedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Şii Adil Abdülmehdi'nin onayladığı yasa Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi tarafından veto edildi. Anayasa gereği Cumhurbaşkanı ve iki yardımcısının onaylaması gereken yasa, Anayasa Mahkemesi'nin Haşimi'nin vetosunun yasal olmadığını söylemesine rağmen bugün Parlamento'da çoğunluk sağlanması durumunda yeniden tartışılacak.

Parlamento Başkanı Ayad Samirai'ye göre 'Parlamento, Haşimi'nin veto gerekçelerini değerlendirip yeni bir formül bulmalıdır'.

Çünkü Sünni Haşimi, çoğunluğu Sünni olan, genellikle Suriye ve Ürdün'de yaşayan yaklaşık 3 milyon Iraklı (1 milyon da diğer yerlerde) göçmene tahsis edilen sandalyenin 20 değil en az 40 olmasını istiyor. Çünkü yeni yasaya göre  her 100 bin nüfusa karşın bir sandalye tahsis edilmekte. Başta Asuriler, Kildaniler ve Yezidiler olmak üzere farklı azınlıklara da sayılarına göre artı sandalyeler verilecektir.

Durum seçim yasanın tartışılması ile de sınırlı değil. Çünkü seçim öncesinde Şiiler, Sünniler ve hatta Kürtler önce kendi içlerinde sonra da kendi aralarında pek sorunlu. Dolayısıyla seçim olsa bile sandıktan çıkacak matematiksel yapı asla istikrarlı bir Irak için yeterli olmayacaktır.

Durum böyle karışınca BM ile koordineli olarak çalışan Ulusal Seçim Komitesi 18 Ocak'ta yapılması kararlaştırılan seçim ile ilgili tüm hazırlıkları dondurduklarını açıkladı.

Amerikalı yetkililer ise seçimin olmaması ya da gerçekleşmesine rağmen siyasi ve güvenlik  kargaşanın devam etmesi durumunda birliklerin çekilmesi ile ilgili olarak yeni bir takvim belirlemek zorunda kalacaklarını söylüyor.

Anlaşılan işgal ile karmakarışık bir hal alan Irak'taki durum şimdi çok daha karışık. Hem de organize bir şekilde.

İşte bu nedenle Türkiye'ye yeniden büyük bir görev düşüyor. Bu görevi de 'elalem beni pazarda görsün', 'canım sıkıldı eksen değiştireyim' ya da 'Amerika'nın çekilmesinden sonra doğacak boşluğu doldurayım' diye değil, Irak'ta olup biten her şeyin kendisini yakından ilgilendirdiği için üstlenecektir.
Çünkü istikrarsız ve kendi içinde anlaşmayan bir Irak ile Ankara, PKK sorununu asla çözemez. Çünkü istikrarsız, siyasal, etnik ve mezhepsel gruplar kendi aralarında çatışmalı Irak, Türkiye ve dolayısıyla bölge güvenliği bakımından da çok tehlikelidir.

İşte 1 Mart tezkeresinin rededilmesi ile elde ettiği saygınlıkla Iraklı tüm taraflarla karşılıklı güven ve dostluğa dayalı bir ilişki kuran, bunu şimdiye kadar başarı ile sürdüren (bunu başaran Türkiye'den başka bir ülke yok) Ankara, bu dönemde daha da yoğun çalışarak komşu ülkeye yardımcı olmalıdır.
Bunun için de Ankara çok daha aktif ve atılgan bir tavır sergilemeli, taraflara ne pahasına olursa olsun er ya da geç coğrafyamızdan ayrılmak zorunda kalacak olan dış güçlerin hesap ve çıkarlarının tersine kendi aralarında anlaşmaları  yönünde telkinlerde bulunmalıdır.

Bana kalırsa bu aşamada tüm Iraklı tarafların güvenip dinleyebilecekleri tek bir başkent var; o da Ankara.

Yok eğer onlar da alışageldiğimiz garip hesaplarla kendi bildikleri yanlış yolda devam etmek istiyorlarsa o zaman hiçbir konuda Ankara'ya tek kelime söyleme hakları olmayacaktır.

Hüsnü Mahalli / Akşam



Bu haber 684 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,296 µs