'operasyonsa'... | " /> 'operasyonsa'... | "/>

En Sıcak Konular

O cinayetler 'operasyonsa'...

19 Kasım 2009 13:31 tsi
O cinayetler 'operasyonsa'... "Herkes biliyordu ki bu ülkede iktidarlar siyasi meşruiyetlerini uluslararası kamuoyundaki itibarlarından da alıyordu. Darbe yapmak, hükümeti devirmek, iktidarı değiştirmek istiyorsanız dünyanın rızasını da almak zorundaydınız."

Bugün Taraf’ta ayrıntıları okuyacağınız Kafes Operasyonu Eylem Planı’nın hemen girişinde “durum” adı altında şunlar yazılmış:

“Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak AKP tarafından, karşıt medyanın da desteğiyle, söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur.”

Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları. Bu suikastlardan ilk kez operasyon diye bahsediliyor. Hem de Poyrazköy’de bir cephanelik bulunmasının ardından aylardır Deniz Kuvvetleri’nden subayların tutuklanmasına neden olduğu anlaşılan bir eylem planında.

Ada vapuru iskelelerine saldırmaktan, azınlık mahallelerinde duvarlara ırkçı sloganlar yazıp, mezarlıklara bomba koymaya kadar gayrımüslimlere dönük terörün hedefi aslında gayrımüslimler değil. Bu saldırılardan sonra onlarla dayanışma içine girmek de planın parçalarından biri. Planın vazife bölümünde esas amaç şöyle anlatılmış: “Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlerin can ve mal güvenliklerinin sorgulanarak, AKP hükümeti üzerinde iç ve dış toplumun baskısını arttırmak...”

Bundan aylar önce bir dizi yazı yazmış ve şu temel sorunun hâlâ net bir cevabı olmadığını söylemiştim: Hrant Dink neden öldürüldü?

Türk kanı üzerine Yargıtay’ın da katiller gibi yanlış anladığı yazısı yüzünden mi? 301 davaları yüzünden mi? Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğunu açıkladığı için mi? “Milliyetçileri kızdırdı, onlar da kızıp onu öldürdü”, bu mudur gerekçe?

“Bu bir provokasyondur” demek de hiçbir şey demek değildi. Hrant Dink onu tanıyanlar için çok kıymetliydi ama toplum tarafından yakinen tanınan bir değildi. Sesleri çıkmayan küçük bir cemaatten bir gazeteciyi öldürmek Türkiye’de hangi taşı yerinden oynatabilirdi? Bu cinayet onu öldüren ‘milliyetçilerin’ nefretlerini soğutmaktan başka hangi işlerine yaradı?

Peki, o zaman Hrant Dink neden öldürülmüştü?

Aslında bu soruya en iyi cevabı Hrant Dink’in kendisi öldürülmeden aylar önce cevap vermiş, 19 Mayıs 2006’da Antalya’da yaptığı bir konuşmada şöyle demişti:

“Önümüzdeki seçimlerde AKP’den oy tırtıklayacak yeni ruh halleri üretmeye çalışacaklar. Bunlardan bir tanesi milliyetçilik, yükseltilen milliyetçilik. Ama milliyetçilik tek başına yetmeyebilir. Bu kez “laik-anti laik cepheleşme”nin tekrar gündeme getirilmesi söz konusu. Şimdi şu son olaylara baktığım zaman (rahip cinayeti, Danıştay saldırısı) Türkiye’de o derin mühendisliğin harekete geçip önümüzdeki siyaseti (bu siyasetin içinde cumhurbaşkanlığı seçimi de var, genel seçimler de var) dizayn etmeye başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu bir alternatif iktidar ya da AKP’siz bir siyasi düzen yaratma çabası olarak değerlendiriyorum.”

Hrant Dink son yazısında da 2007’nin kendisi için de zor bir yıl olacağını yazmıştı.

Hrant Dink Türkiye tarihinin en büyük siyasal krizlerinden birinin yaşandığı bu zor yılın ilk günlerinde öldürüldü.

Artık biliyoruz.

Hrant Dink’in öldürülmesinden “operasyon” diye bahseden bu eylem planında yazıldığı gibi amaç: “AKP hükümeti üzerinde iç ve dış toplumun baskısını arttırmak”tı.

Herkes biliyordu ki bu ülkede iktidarlar siyasi meşruiyetlerini uluslararası kamuoyundaki itibarlarından da alıyordu. Darbe yapmak, hükümeti devirmek, iktidarı değiştirmek istiyorsanız dünyanın rızasını da almak zorundaydınız.

Rahip Santoro, Hrant Dink cinayetleri ve tıpkı Irak’taki El-Kaideciler gibi boğaz keserek yapılan Malatya Zirve katliamlarıyla dünyaya Türkiye’den bir resim verilmişti.

Türkiye’de, dünya basınında isminin önüne İslâmcı sıfatı konan bir iktidar vardı. Dünyada ‘İslâmcı bir partinin’ iktidara gelmesi için kötü bir zamandı. Önyargılar zirvedeydi. Bu ‘İslâmcı iktidar’ her an ‘düşman’ diğer İslâmcılarla karıştırılabilecek ve böylece her an dünya güç dengeleri gözünde itibarsızlaşabilecek hassas bir denge üzerinde yol almak zorundaydı. Memleketin içinde bu iktidardan kurtulmak isteyenler de dünya çapında bir itibarsızlaşmanın, Türkiye’de laiklik elden gidiyor korkusunu küreselleştirmenin siyasi manevraları açısından faydasının farkındaydılar.

Türkiye’de iktidarda ‘İslâmcı bir parti’ varken, bir rahip, bir Ermeni gazeteci ve en vahşi yöntemlerle misyonerler öldürüldü. Türkiye’ye çıplak gözle bakanlar için resim netti: Bir İslâmcı hükümet iktidardaydı ve Türkiye’de gayrımüslimler hedefteydi.

Kafes planında söylendiği gibi bu planı iki şey bozdu: En önce Hrant Dink’in cenazesine katılan ve “Hepimiz Ermeniyiz” diye bağırmaya cesaret eden yüz binler. Ve tarihî bir hata yapıp o cenazeye başbakan düzeyinde katılmasa da en başından itibaren bu cinayetlerin üzerine gitme iradesini gösteren hükümet...

İşte bu plan aynı oyunun ikinci kez denendiğini gösteriyor. Peki, bu kez oyunu kim bozacak? Çok açık değil mi:

Heybeliada Ruhban Okulu’nu açacak, Ermenistan ile barış yapacak, Hrant Dink’in, misyoner katliamının gerçek katillerini bulacak, azınlık vakıflarının sorunlarını çözecek AKP...

Yıldıray Oğur / Taraf



Bu haber 892 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,843 µs