-Video | " /> -Video | "/>

En Sıcak Konular

Baykal: Atatürk olsaydı... -Video

17 Kasım 2009 17:50 tsi
Baykal: Atatürk olsaydı... -Video "Başbakan ‘Asıl Atatürkçü biziz’ diyor neymiş Atatürk mezardan çıkıp gelirse, Atatürk bizi defedermiş. Acaba Atatürk orada olsa idi sen orada olabilir miydin?"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümetin 10 Kasım’da TBMM Genel Kurulu’nda Demokratik Açılım ile ilgili ön görüşmeler sırasında, CHP’li bazı milletvekillerinin pankartlı eylemini savundu. Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, “Asıl Atatürkçü biziz” sözlerini ise, “Acaba Atatürk orada olsa idi sen orada olabilir miydin? Ben tabii Atatürk'e Başbakanın sahip çıkmasından gurur duyarım ama ben inanmıyorum” şeklinde değerlendirdi.

Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, 10 ve 13 Kasım tarihlerinde TBMM Genel Kurulu’nda yapılan “demokratik açılım” görüşmelerini değerlendirdi.

Baykal, açılım ile ilgili tespitlerini ifade ettiklerini, ortaya çıkan yanlışlıkları çok kapsamlı bir şekilde dile getirdiklerini söyledi. Baykal, Gelinen noktada, Hükümet’in, ortamı yeniden şekillendirmeye yönelik bir çaba içerisine girdiklerine tanık olduklarını söyledi.

-"BAŞBAKAN OLAYI “AKP-CHP” KAVGASI GİBİ GÖSTERİYOR"-

Hükümetin, gelen tepkiler karşısında tutuştuğunu öne süren Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, olayı bir “CHP’ye saldırarak, suçlayarak, AKP-CHP kavgası” gibi gösterdiğini belirterek, asıl olayı milletin gözünden saklamaya çalıştığını savundu.
Baykal, Hükümetin “açılım” la çok yanlış bir işin içine girdiğini dile getirerek, AKP iktidarına şu suçlamaları getirdi:

“Olay şudur; Türkiye'de bu iktidar 86 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir iktidarın aklından bile geçirmediği çok yanlış işin içersine girmiştir. Türkiye’nin bir ulus devleti olarak kurulduğu günden bu yana biz daima kimliğimizi geliştirmeye, kökleştirmeye ve Türkiye’nin kendi içindeki etnik kimliklere ne olursa olsun, bütün insanlarımızı aynı milletin vatandaşları olarak toplumda söz sahibi olmalarını, hukuk sahibi olmalarını, hiçbir zaman etnik kökeni resmi kabul olarak görmedik. Etnik kökeni ne olursa olsun, aynı milletin vatandaşı kökleşti oturdu ve yerleşti. Türkiye kurulduğu günden bu yana daima bu kimliğimizi geliştirmeye. Etnik kimliği ne olursa olsun bu milletin bir parçası olduğu amacıyla yönetildi. Artık Türkiye'nin bir millet olduğu aynı cevherin damarı olduğumuz bilinci yerleşti. Hep beraber bu sürecin bu kritik aşamasında ilk kez AKP çıktı dedi ki, ‘önemli olan bizim etnik farklılığımızdır. Ülkeyi ayrıma sokacağız, anayasayı değiştireceğiz’ demeye başladılar. ‘Ülkede etnik eğitim ayrımını gerçekleştireceğiz’ dediler. PKK'nın hedefi de budur. Türk milletinden ayrı bir kimlik çıkarmak. ‘Biz bu milletin parçası değiliz ayrı milletiz’ yaklaşımı içerisine girdiler. Olay budur. Ama bunun herkes farkında değil.”

-"PKK TERÖRLE ELDE EDEMEDİĞİNİ ELDE ETME NOKTASINA GELMİŞTİR"-

Demokratik açılımı bir “tezgah” olarak değerlendiren Baykal, “Kimse fark etmesin diye, devletin milli eğitiminin içine bir de etnik eğitim söylemi sokulmaya çalışılıyor. Bu da şimdiki Anayasa'ya aykırıdır. Bu tezgahın içinde yer alan bakan, başbakan kimse Anayasa'ya uygun değildir” dedi.

PKK’nın 25 yıldır terörle elde edemediğini, bu süreçte elde etme noktasına geldiğini savunan Baykal, “Bize Başbakan cumhuriyet öncesini örnek gösteriyor. Atatürk dediği gibi İslam toplulukları olarak geldik ama bugün hepimiz bu milletin parçasıyız. Şimdi milleti ayrıştırmaya kalkacaksın, bu milleti kimse ayrıştırmaya kalkmasın” diye konuştu.
“Bölücülük ayrı demokrasi ayrı” diyen Baykal, demokraside. Demokraside bölücülüğün olmadığını, “Bunu biz dedik ya; Başbakana, o ne diyor; ‘ sen de gericisin’ diyor. Bölücülüğü bana gerici diyerek kapatamazsın. Ben bu durumda da saptırmaya alet olmam” dedi.

-"ATATÜR OLSAYDI SEN ORADA OLABİLİR MİYDİN?"-

Hükümetin demokratik açılımı TBMM Genel Kurulu’na 10 Kasım’da getirmesine yönelik eleştirilerini sürdüren Baykal, CHP’li bazı milletvekillerinin açtığı pankartlı eylemi ise savundu. Baykal şöyle dedi:

“İş çığırından çıkarılmaya çalışılıyor. 90 yıldır ulusal bütünlük politikası uygulanıyor. Sen tutuyorsun 10 Kasım'da yapıyorsun. Bunu 10 Kasım'da pankart açınca da çileden çıkıyorlar. Başbakan ‘Asıl Atatürkçü biziz’ diyor neymiş Atatürk mezardan çıkıp gelirse, Atatürk bizi defedermiş. Acaba Atatürk orada olsa idi sen orada olabilir miydin? Ben tabii Atatürk'e Başbakanın sahip çıkmasından gurur duyarım ama ben inanmıyorum.”

-BAYKAL DİNLEMELERİNİ DEĞERLENDİRDİ: İHTİYAÇ ÇOK AÇIK, BİRİLERİ DEVLETLE HESAPLAŞMAK İSTİYOR

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, telefon dinlemelerini değerlendirirken, “Buradaki bilgiler kime veriliyor bizzat Başbakan'a veriliyor. Bunları kim denetletiyor? Başbakan denetleniyor. Bunun altında yatan ihtiyaç çok açık; Birileri devletin temel kurumlarıyla hesaplaşmanın dosyasını oluşturmaya çalışıyor. Aydınlarla ilgili yapıyor, Ergenekon davası budur” dedi.

Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, telefon dinlemelerini de değerlendirdi. Baykal,telefon dinlemelerinin de, hükümetin diğer krizlerinden farklı olmadığını belirterek, herkesin birbirini hukuksuz bir şekilde dinlediğini öne sürdü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını, başsavcı yardımcılarının dinlediğini kaydeden deniz Baykal, “Bu gücü” nerden aldıklarını sordu.

Dinlemelerin yasal olmadığını savunan Baykal, “Yasal da değil, hukuki de değil. Çünkü yasal dinlemenin sınırları, şartları ve çerçevesi dinleme öncesi yapılması gerekenler ile dinleme sonrası yapılması gerekenlerin, hiçbir olayda uygulandığına dair elimizde tek bir örnek yok” dedi.

-"MAHKEME KARARI DENİLİYOR"-

Dinlemelerin, “mahkeme kararı” dinlenerek, bu işin yasal olacağı anlamına gelmediğini ifade eden Baykal, üç yıl önce kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın doğrudan Başbakan’a bağlı olduğunu söyledi. Baykal, “Buradaki bilgiler kime veriliyor bizzat Başbakan'a veriliyor. Bunları kim denetletiyor. Başbakan denetleniyor” dedi.
Baykal, şu ana kadar niye böyle bir sistemin kurulduğunu ise anlayamadıklarını ve açıklanamadığını kaydetti. Baykal, bu sistemin kurulmasının altında birilerinin devletle hesaplaşma amacında olduğunu öne sürerek şöyle dedi:

“Bunun altında yatan ihtiyaç çok açık; Birileri devletin temel kurumlarıyla hesaplaşmanın dosyasını oluşturmaya çalışıyor. Aydınlarla ilgili yapıyor, Ergenekon davası budur. 70 bin kişi dinleyen, istediği 70 bin kişiyi de ona ekleyebilecek olan bir yetkiyi kullanan otorite, demokratik sayılabilir mi, böyle bir ülkede hukuk devletinin işlediği söylenebilir mi? Bu büyük bir çatışmadır. Anayasa Mahkemesi, AKP, laikliğe karşı eylemlerin odağı diye karar aldı. Bu hüküm, anayasal sistemimizin özü, temeli. Laik bir anayasaya sahibiz. Yargımız da Silahlı Kuvvetlerimiz de laik. En azından öyleydi, öyle olması öngörülmüştü. Türkiye'de temel kurumların bu niteliğini ortadan kaldıracak, laik olmadığı Anayasa Mahkemesi hükmüne bağlanmış olan iktidara uygun yargı, Silahlı Kuvvetler oluşturmak, laiklik özelliğini unutmuş kurumlar haline dönüştürmek için altyapı hazırlandı. Bu yasa çıkarıldı, işletildi, bilgiler toparlandı, davalar açıldı. Şimdi bu süreç işliyor.”

-ISLAK İMZA-

Baykal, “İrtica ile Mücadele Eylem Planının” altındaki ıslak imzayla ilgili değerlendirmelerde bulunurken, Başbakan Erdoğan’ın imza ile ilgili Adli Tıp Kurumunun rapor verdiğini, bunun gereğinin yapılması gerektiğini söylediğini hatırlattı. Erdoğan'ın, rapordaki, “el imzası ürünü olduğu anlaşılmıştır. Kilidi bununla açalım” sözlerini hatırlatan Baykal, “Ne oldu o kilit, anahtar? Çatışma az buz değil. Olayın bir tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri var, kurumsal kimliğiyle hedef seçiliyor. Başbakan ‘bırakın’ diye rica ediyor. Ne oldu, askeri personel gitti, ifadesi alındı, hukuk süreci işledi, önce tutuklandı, sonra oy birliğiyle tahliye edildi. Bir yerde yanlış var da yanlış nerede?” dedi.

Konu ile ilgili askeri personelin ifadesi alındıktan sonra tutuklandığını ardından da serbest bırakıldığını söyleyen
Baykal şöyle dedi:

”Bu ıslak imza raporunu veren heyette imzası olan 2 kişi yeni atandı. Biri ‘ben yöneticiyim’ diye bahane koydu. Bu adli tıp bu zamana kadar nasıl biz zikzak izledi. Üzmez olayında nasıl zikzak çizdi. Sonra Cem Garipoğlu'nda nasıl hareket etti? Sonra Güler Zere olayı... O zaman dediler ki biz sadece tıbbi gelişmelere bakmayıp toplum beklentisini de dikkate alırız. Ergenekon savcıları ve beraberindeki sistem tutuklama kararı almış. Bir üst mahkeme oybirliği ile ‘bizi ikna edecek bir delil ortada yok’ demiş. Şimdi birileri hükmü verdikleri için yanlış olan budur diyorlar. Sen hükmü verdin kim olarak ne olarak verdin. O zaman fotokopi olarak inceleme yapan mahkeme diyor ki ‘ben takipsizlik verdim ama belge çıkarsa yeniden sürdürürüm’ diyor. Müsaade edin gönderin belgeyi diyorlar. Belge 3-4 defa yazı ile isteniyor; belge gelmiyor. Yetkili mercilerin, onların da belgeyi incelemesine gerek yok mu? Anayasa'nın hak tanıdığını bir belgeyi göndermeme yetkisini nerden alıyorsunuz. Mahkeme mahkemeye yetki vermiyor. Herkes doğru bildiğini söylüyor.”

 

 



Bu haber 2,167 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,161 µs