En Sıcak Konular

Demirel belli ki çok kızmış

14 Kasım 2009 22:38 tsi
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Sandık önünüze geldiğinde icabını yapmazsanız bu zulmü hak edersiniz." dedi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)'nın Geleneksel Ödül Töreni'ne konuşan Demirel'in gündeminde son günlerdeki dinlenme olayları vardı.

Türkiye'de telefon dinlemeleriyle bir korku imparatorluğu oluşturulmaya çalışıldığını ileri süren Demirel, "Sandık önünüze geldiğinde icabını yapmazsanız bu zulmü hak edersiniz." dedi. Türkiye'de geniş çapta bir korkunun hakim olduğunu, şimdiye kadar askeri dönemler dahil böyle bir korkunun yaşanmadığını iddia eden Demirel, şöyle konuştu: "Böyle devreleri uzun süre yaşatmak mümkün değil. Her şeyin vakti ve saati vardır. Devirler değişir, 'halkın oyuyla değişmelidir, sandıkla gelinmelidir ve gidilmelidir' mücadelesini yapmış biri olarak bunun dışında bir şeyi tavsiye etmedim. Ama bir şeyi tavsiye ediyorum; eğer bu kadar şikayete rağmen sandık önüne geldiği zaman icabı yapmazsanız o zaman zulmü hak edersiniz. Ben buraya dünyadan ve Türkiye'den bahsetmeye geldim. Kulağa girmesi gereken bazı şeyleri söyledim. İcap ederse daha gerisini de söyleyeceğim."

MEHMET HABERAL'IN DELİL KARARTACAĞINDAN KİMİN ŞÜHPESİ OLUR

Konuşmasında baştan sona iktidarı eleştiren 9. Cumhurbaşkanı, Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'a destek çıktı. Haberal'ın tutuklu kalmasını içine sindiremediğini ifade eden Demirel, "Mehmet Haberal'ın kaçacağından, delil karartacağından kimsenin şüphesi olur mu?" diye sordu ve ekledi: "Mehmet Haberal'ı neden hapishanede tutuyorsunuz. Böyle hukuk olur mu? Böyle ülke olur mu? Olmaz böle bir şey. Suçlu kimse yakasına yapışın. Ben mi savunacağım suçluyu. Ben suçluyu hiç savunmadım. Hukuku savunuyorum. Keyfi yapmayın adaletsizlik yapmayın. Yarın ayağınıza dolaşır." Demirel, bu cümlelerin ardından 'Benim kızgınlığım geçmedi' demesi salonda kahkahalara neden oldu. 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in şu sözleri ise, salonda bulunanlar tarafından ayakta alkışlandı. "Eğer bir ülkede yargı işlemiyorsa, mülkiyet rejimi güven altında değilse. Orada teşebbüsü girişimciyi çalıştırıp netice almak mümkün değildir. Bizim işimiz bir tane değil. Bizim işimiz ülkenin daha iyi idare edilmesi, siyasetin daha iyi işlemesi için Türkiye'nin bir reforma geçmesidir."

BENİ ZİYARETE GELENLER BURASI DİNLENİYOR MU DİYE SORUYOR

Demirel, son dönemlerde gündeme gelen telefon dinlemelerine de değindi. Türkiye'nin şimdiye kadar böylesine korkulu bir dönem yaşamadığını ileri süren Demirel, "Doğrusu ülkemizde korku geniş çapta hakimdir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri askeri dönemler dahil ki onları biz iyi biliriz. Tahmin ettiğiniz gibi. Böylesine korkulu bir dönem yaşanmadı. Vatandaşlar beni ziyarete gelenler burası dinleniyor mu? diye soruyorlar. Bu kendiliğinden olan bir durumdur. Ben bunları söylemesem söyleyecek lafım yok. Söyleyecek lafım var ama söylesek de olur söylemesek de olur cinsiyetinden olur. Bu zeminde siyaset yapmayın diyorlar. Siyaset ülkemizde rahat değiliz demek siyaset değil ki bir şikayettir. Şikayet de mi yapmayalım." diye konuştu.

"Siyaset büyük sıkıntılar içerisindedir. Siyaset sadece iktidardan ibaret değildir." diyen eski cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: "İktidar siyaseti sadece kendisinden ibaret sayarsa diğer kurumları susturmak veya etkisiz hale getirmek mecburiyetindedir. Bir ülkede özgür basın, meslek kuruluşları, üniversite yoksa veya bunların hepsi tabela olarak var olup fonksiyonlarını yapamıyorlarsa bu ülkede siyasi muhalefetten her şeyi beklemek yanlıştır. Siyasi muhalefet çırpınır durur derdini anlatacak birilerini bulmakta zorluk çeker."

Demirel, telefon dinlemeleri konusunda isim vermeden hükümeti hedef aldı. Telefonları dinleyin diyen birilerinin olduğunu iddia eden Demirel, "Siyaseten herkesle hesabımı gördüm ama milletim için bu duruma razı değilim. Herhalde bu telefonları dinleyin diyen birisi vardır. Yahut şu adamı al Silivri Cezaevi'ne koy diyen birisi vardır. Bir adamın ya kaçacağında şüpheniz olması lazım ya da delilleri karartacağından. Haberal'ın kaçacağından kimsenin şüphesi olur mu. Böyle hukuk olur mu böyle ülke olur mu? Olmaz böyle şey."

Demirel, telefon dinlemelerini içine sindiremediğini dile getirerek "Böyle olur mu? 70 milyon insan korkar mı?" diye sordu. "Korkmaz. Ama maalesef bu hissiyat yaygındır." ifadelerini kullanan 9. Cumhurbaşkanı, şunları söyledi: "Dünya'daki en önemli araç telefondur. Telefonunuzu dinliyorlarsa buna kimin ne hakkı var. Bir ülkede herkes devlet düşmanı olabilir. Bir ülkede herkes rejim düşmanı olabilir. Bir ülkenin savcısı devlet düşmanı olur mu? Yargıtay'ı, kurumları rejim düşmanı olur mu? Siz bir takım insanların telefonlarını dinleyip, adamları alt alta koyup hapsederseniz bu telefon bir medeni hizmete mi yarar yoksa bir zulme mi yarar? Bunlar zulümdür. Ülkemde gördüğüm rahatsızlığı içime sindiremedim."

BİR ELBİSEYE DÜĞME DİKİP DE ELBİSENİN HEPSİNİ BEN DİKTİM DEMEK YANLIŞTIR

Konuşmasının büyük bölümünü telefon dinlemelerine ayıran Demirel, ekonomik konulara da değindi. Cumhuriyetin kurulduğundan 2000'li yıllara kadar tarımın 10, hizmetlerin 56, sanayinin ise 170 kat büyüdüğünü kaydeden Demirel, "Bu rakamlar geçen 7 sene zarfında oldu diyenler varsa Kepez santrali mi oldu, Alanya yolu mu oldu, Antalya Havaalanı mı oldu, Akdeniz Üniversitesi mi oldu, Manavgat Barajı mı oldu diye sorarım. Çıkan birisinin şu oldu demesi lazım. Antalya'nın elektriği olmayan köyü yoktur. 2000 senesinin başında da yoktu. Gönbe yaylasından Kaş'a 2000 yılında su indirilmiştir. Bu kadar büyük iş kolay olmamıştır. Antalya'da sadece bazı küçük Yörük köylerinde su yoktur. Bu iş seneler almıştır. Bu seneler içerisinde birçok hükümetin gayreti olmuştur. Bir elbisenin düğmesini dikmekle 'Bütün elbiseyi ben diktim' diyorsanız bu yanlıştır. Türkiye'de 60 bin kilometre asfalt yol var. Bunlar geçen 7 sene zarfında yapılmadı. Geçen 7 sene zarfında 16 bin kilometre bölünmüş yol yapılmış. Bölünmüş yol nedir biliyor musunuz? Yol varda sağına soluna bir şey yapılıp ortasına da bir çizgi konulmuş demektir. Bunları millete söylüyorlar. Bilen bilmeyen tabi ki ne yapsın millet." diye konuştu.

BAYKAL, DEMOKRATİK AÇILIMA DEĞİNMEDİ

ATSO'nun geleneksel ödül törenine 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yanı sıra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da katıldı. Konuşmasında geçtiğimiz günlerde TBMM'de de görüşülen 'Demokratik Açılıma' hiç değinmeyen Baykal, hükümeti daha çok ekonomik yönden eleştirdi. Türkiye'nin büyüme bakımından 2002 yılında gelişmekte olan 149 ülke arasında 29'uncu sırada yer aldığına işaret eden Baykal, "Küresel krizin daha kendisini göstermediği 2007 yılında Türkiye'nin 29'uncu sıradaki yerinin 100'üncü sıraya düştüğüne tanık olduk. Bu sırada krizin ortaya çıktığı 2009 yılında ise 136'ıncı sıraya düştük." dedi. Türkiye'nin G-20 içinde büyüme bakımından gerilere düştüğünü ifade eden CHP lideri, "AKP iktidara geldiği zaman büyüme hızı anlamında 3'üncü sıradayken 2007 yılında bu hız 9'uncu sıraya, 2009 yılında ise 17'inci sıraya düştük. Bu bize bir şeyi gösteriyor. Bu rakamların Türkiye'de son dönemde izlenen politikaların dünyadan ne kadar kopuk olduğunun bir göstergesidir." şeklide konuştu.

Baykal, son 10 yıllık periyot içerisinde Türkiye'nin dünyadan koptuğunu ileri sürerken konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sorulması gereken ana nokta bu gelişmenin arkasında ne var. Niçin Türkiye Dünya'dan geri kalmaya başladı. Bunun altında ne yatıyor sorusu önemlidir. Bu durumun bana göre 3 temel unsuru vardır. 1'inci unsur Türkiye yanlış büyüme stratejisi izlemiştir. 2'incisi yanlış maliye politikaları bu stratejiye refakat etmiştir. 3'üncü ise ekonomik kriz doğru değerlendirilememiş ve gerekli önlemler alınamamıştır."

2008 yılında yüzde 4 büyüme olacak gibi bir bütçe kurulduğunu dile getiren Baykal, bunda vergi artışı ve harcama modelinin öngörüldüğünü dolayısıyla 10 katrilyon olarak beklenen bütçe açığının 65 katrilyona çıktığını söyledi. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yeni bir ekonomi politikasına ve mali disiplin anlayışına ihtiyacı olduğunu savunan CHP lideri, "Bankalarımız 2001 yılında alınan önlemler sonucu daha sağlam bir mali bünyeye sahip olduğu için finansal krizi daha rahat bir şekilde atlatabilmiştir. Ama reel sektörümüz ciddi bir şekilde bu krizden etkilenmiştir. Yaşanan krizin çerçevesiyle ilgili 2009 yılının ilk yarısında ekonomi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 oranında daralmıştır. İşsizlik tarihi rekorlar kırmış ve şubat ayında yüzde 16,3'e çıkmıştır. En son verilere göre ise tarım dışında çalışan 314 bin kişi işini kaybetmiştir. Sanayi üretimi 2009 yılının ilk 9 ayında geçen yılın aynı ayına göre 105 daralmıştır." şeklinde konuştu.

Cihan



Bu haber 780 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,265 µs