Doğan Süper Lig'de oyuncu olacak mı?

13 Kasım 2009 09:59 tsi
Doğan Yayın Holding CFO'su Soner Gedik, Doğan'a kesilen vergi cezası, yabancıya hisse satışı, D-Smart ve naklen yayın ihalesi ile ilgili konuştu. Süper Lig'de naklen yayın ihalesi yaklaşırken Doğan Grubu'ndan ilk sinyal geldi.

Doğan Yayın Holding CFO'su Soner Gedik, holdingle Maliye arasındaki vergi anlaşmazlığından, ortaklık planlarına ve lig yayın ihalesine kadar çeşitli konularda merak edilenleri CNBC-e'de değerlendirdi.

Şu noktada yatırımcının anlayabileceği ölçüde süreç neyi işaret ediyor Doğan Yayın Holding açısından?

Küçük yatırımcılar açısından bakılırsa 2009 yılı bir kayıp yılı olarak addedebiliriz. Zaten hisse performansında bu açıkça görülüyor. Maalesef grubumuza karşı uygulanan haksız diyebileceğimiz vergi cezaları nedeni ile hisse performansımız oldukça düştü. 6 liradan 1 liralara geldi. Değerimizin yüzde 85’i  yok oldu.

Kaç dava var? Nedeni ne? Konusu ile başlayalım isterseniz.

Şubat ayında yaklaşık 1 trilyon civarında hisse satışından kaynaklanan ve bu hisselerin 2007 yılında değil 2006 yılında satıldığı gerekçesi ile bütün işlem yok sayıldı ve bir milyar gibi büyük bir rakama ulaşıldı. Ödenilen vergi 30 milyon TL, hesaplanan vergi 30 milyon TL ve büyük bir sihirbazlıkla rakam bir milyar TL’ye çıktı. Türkiye'de maalesef vergi adaleti geç düzeliyor. Biz haksızlığa uğradığımızı, işlemin yasalara uygun olduğunu, çeşitli yerlerden görüşler alarak destekledik. Fakat maalesef Türkiye'de bir hukuki sonuç almak uzun sürüyor. Vergi Mahkemesi'ne başvurduk. İki gün önce mahkeme vardı ve Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilk oldu vergi idaresi kendi özel mahkemesi olan Vergi Mahkemesi'ne reddi hakim talebinde bulundu ve yine belirsiz bir sürece girdik. Yani yaklaşık 7 aydır sonuçlanmasını, haklılığımızın ispat edilmesini beklerken yine belirsiz bir sürece girildi. Bundan sonra Bölge İdare'ye gidiyor orada uzlaşılamazsa veya karar verilemezse Danıştay’a gidecek. 7 ay daha askıda olan belirsizliğin devam ettiği bir süreci yaşayacağız.

Diğer bir dava bundan bir buçuk ay önce grubumuza, bu sefer Doğan TV Holding ve iştiraklerinde başka belirsiz bir takım uygulamalar yapıldı diyelim. Katma Değer Vergisi'ne yönelik ve hisse değişimine yönelik iki uygulamamız eleştiri konusu oldu ve Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük cezası kesildi. Yaklaşık 4 milyar TL. Ama gecikme zamlarını hesapladığınızda bu yaklaşık 5 milyar TL’ye ulaşan bir rakam.

Türkiye'de bugüne kadar yaklaşık 40 milyar dolarlık bir hisse değişimi işlemi yapılmış. Burada vergi kanunları 2001 yılında değiştirilmiş ve Avrupa Birliği müktesebatına uygun olarak denilmiş ki; şirketlerin iç yapıları yönetsel olarak düzenli hale getirilsin ki satılabilir, yönetilebilir ve verimli bir hale getirilsin diye hisse değişimi, bölünme gibi bir takım kanuni haklar getirilmiş. Burada beş tane hak var beşinin de yapıldığını görüyoruz. Buna rağmen bir kişinin hatası diyeceğimiz, bir inceleme elemanı "bu grup içi işlemdir" diye işlemi reddediyor. Ortada bakıyorsunuz bir kazanç yok, bir servet artışı yok, bir öz kaynaklı bir artış azalış yok. Bir şirketin vergiyi doğuran olayı olabilmesi için dönem başı öz kaynağı ile dönem başı öz kaynağı arasında müspet bir farklılık olması gerekiyor. Bu basit bir hisse değişimi. Kanun bunların nedenlerini saymış bizde bunlara uygun olarak yapmışız. İnceleme elemanı arkadaşımız diyor ki "Ben bunu grup içi işlem olduğu için kabul etmiyorum. Çünkü yönetimini devretmemişsin" diyor.

Bize göre sığ bir yorumla, yönetim kurulu üyelerini anladığını aslında raporda görüyoruz. Birçok hukukçudan ve basit bir yaklaşımla da görüleceği gibi yönetimden kastedilen Türk Ticaret Kanunu’nda yönetimin değişmesidir. Yönetim hakkının oy kullanma hakkı, yönetim hakkı vesaire yönetim kurulu üyelerinin değişmesi değildir. Böyle çok alelade bir yorumla "ben bunu satış sayıyorum hisse değişimi değildir" diye büyük bir matrah farkı çıkardı. Bu 5 milyar liralık olayın yaklaşık 1 milyar lirası anlattığım olaydı. Bir de daha da vahim olan bir uygulama var. Bu da geçici ilmuhaber hisse senedi değil basit bir taahhütler geçici ilmuhaber katma değer vergisine tabi olduğu kısımda da yaklaşık 4 milyar liralık bir rakam matrah farkı olarak sunuldu. Türkiye'de şu ana kadar son beş yılda 130 milyar dolarlık hisse senedi işlemi olmuş. Bunu devlette yapıyor, Özelleştirme İdaresi de yapıyor ve bu beşte dördü hisse senedine bağlanmıyor. Kurucu hisse senedi, kar payı ortaklığı vesaire katma değer vergisi kanunu da derki ben hisse devrini vergiden muaf tutuyorum diyor. Arkadaşımız maalesef yine sığ bir yorumla ben diyor ki hisse senedi saymıyorum diyor geçici ilmuhaber Türkiye'nin beşte dördü bunu kullanıyor. Üstüne üstlük böyle bir tartışma olmasın diye vergi idaresi gelir vergisi kanununda bir tebliğ bir yapmış. Orada çok açık olarak geçici ilmuhaberde hisse senedi hükmünden sayılır dolayısıyla katma değer vergisi kanunu kapsamı dışındadır. Bütün yasalar görmüşler ortada bütün uygulamalar ortada kanun kapsamı dışında.

Ben bir yatırımcı olsam bu belirsizlik süreci bir performansta olumsuzluk yaratıyor gözüküyor ama diyelim ki bu davaların olumsuz sonuçlanması söz konusu oldu bu açıdan. Bu durumda bu şirketin yöneticilerinin vereceği kararlar açısından hangi olasılıkları akılda tuttukları önemlidir bir oyun planları olması. En kötü durumu düşündüğünüzde nasıl bir oyun planı içinde olacaksınız?

Bunu sadece biz değil tabi bizim yabancı ortaklarımız, küçük ortaklarımız var onlarda düşünüyorlar. Bu vergi davalarının gerçekten vergi ödenecek hale geldiğini düşünürseniz bu rakamın şu anda 1.43 değil 0.1 olması lazım. Şu andaki şirketin borsada oluşan değeri ile bize uygulanmaya çalışan verginin arasında büyük bir dengesizlik var. Dolayısıyla zaten genel bir toplumda veya ilişkili olduğumuz kişilerde bunun gerçek bir vergi sonucuna ulaşacağına yüzde bir ihtimal bile verilmiyor.

Bir uzlaşma süreci var bu ne kadar sürer?

Burada kamuoyunun bir inceleme elemanının hata yapma olasılığını göz önüne almasını istiyoruz. Aynı inceleme elemanı yıllar önce büyük bankaya da 3 milyar gibi büyük bir ceza uyguladı ve Maliye Bakanlığı bu cezaya olduğu gibi sıfıra indirdi. Burada bir kişinin bir bütün Maliye Bakanlığı'nı bütün kanunları tebliğleri hiçe saydığını görüyoruz. Bizim çok kalın dosya hazırlandı burada kalem kalem bütün haklılığımız ve uygulamalar anlatıldı ve biz buraya giderek ilgili kişilere ne kadar haklı olduğumuzu anlatma fırsatını yakalayacağız uzlaşma kurulunda.

Yabancı ortaklarınız vergiyi ödeme riskini sıfır görüyorlar onun içinde devam ediyorlar yapabilecekleri başka bir şey var mıydı? İkincisi de önümüzdeki dönemde RTÜK’ün medya şirketlerinde yabancı payı sınırlamasını yüzde 25’ten 50’ye yükselteceği gibi bir beklentiler var bu beklenti de yabancı ortağınızın bundan sonrası ile ilgili düşüncesinde bir etki yaratabilir mi?

Bizim vergi uzlaşmasına gitmemiz Vergi Mahkemesi'ne gitme hakkımızı engellemiyor. Biz aynı şekilde Vergi Mahkemesi'ne de başvurduk. Dolayısıyla uzlaşmadan umudumuz bütün haklılığımız anlaşılacak ve bizden bir özür dilenecek belki çünkü kamuoyu nezdinde geldiğimiz durum ortada.

Diyelim ki rakamla ilgili bir değişiklik geldi bunu ödemeyin de şunu ödeyin gibi bunların hepsine kapalı mısınız?

Maliye tarihinde çok konu var ki sıfırla uzlaşılan bir çok konu var. Bizim yalnız ana konu dışında da bir çok konu var. Maliye, bazılarında haklı olabilir biz yanlış yorumlamış olabiliriz veya yüzde yüz de haklı olabiliriz. Fakat Türkiye'de bir sonuç alabilmek 2-3 yıl arasında sürüyor. Siz bu süre içinde gerek küçük veya büyük yatırımcınız gerek kamuoyu nezdinde hala askıda olan bir cezai müeyyide ile karşı karşıyasınız. Ben yönetici olarak 8 aydır kendi CFO’luk görevim dışında herhalde zamanımın yüzde 90’ını buna veriyorum.

Yabancı payı konusuna gelelim isterseniz.

Avrupa Birliği’ne girmeye çalışıyoruz oraya baktığımızda görüyoruz ki zaten sınırlamalar artık tarih oluyor. Türkiye'de bildiğim kadarı ile RTÜK kanunundaki değişiklik yüzde 25 yabancı payının yüzde 50’ye çıkarılmasına yönelik. Bu bütün televizyon sahibi şirketler için olumlu bir gelişme. Türkiye'ye yabancı sermaye çekmek istiyorsak rekabetçi pazarlar yaratmak istiyorsakta yabancılara ihtiyaç olduğunu zannediyorum.

Springer ile mevcut ortaklığınız ve bu ortaklığın diğer potansiyellerinin değerlendirilmesi ve başka yabancıların ortak olması anlamında bu gelişmenin bir etkisi olur mu sizce?

Bizim için çok etkisi olur bizim üç tane ulusal kanalımız var ve haylice yüksek sayıda tematik kanallarımız var. Dolayısıyla her biri potansiyel bir yabancı ortağa satış imkanı olur.

2010’da çıkması olasılığı nedir sizce ve sizde bir hareketlilik getirebilir mi?

Bence bütün sektörde getirir. 2010’da da çıkacağını düşünüyorum.

Sizin verdiğiniz teminatların bilanço kaleminiz içinde bir duran varlık haline mi döndü yoksa hala bir likit dönen varlık halinde mi olduğu da önemli bir soru bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Burada alınan teminatlar geçici teminatlar. Vergi alacağı kesinleşmediği için burada donduruluyor bulunan veya verilen mal varlıkları. Dondurulmanın anlamı bir şekilde satış olursa aynı rakamı bloke ederseniz maliye bakanlığına teminat olarak satışta falan bir engel yok.

2010 yılına baktığınızda 2009’u değerlendirdiğiniz de ortaya çıkan tablo ne krizi medya nasıl atlattı?

Ben Türkiye medya sektörü ile bazı rakamlar vereyim. Birinci çeyrekte Türkiye reklam sektörü yüzde 25 küçüldü. İkinci çeyrekte yüzde 29 küçüldü ve bu son çeyrekte biraz daha pozitif yaklaşımlar çerçevesinde reklam yüzde 17 küçüldü. Yani reklamın artık yavaş yavaş küçülme oranının azaldığını görüyoruz. Geçen sene son çeyreği -16’ydı Türkiye reklam sektörü ondan daha iyi bir sonuç görürüz.

D-Smart yatırım yapmaya devam ettiğiniz bir mecra burada ne noktadasınız? Naklen yayın ihalesi yaklaşırken tartışmalar devam ediyor mevcut durumunuzla sizin oyun planınızda bugünden yarına karar verecek bir noktada mısınız?

Biz D-Smart’ta bütçelerimizin daha ötesine gittik. Haziran 2007’de başladığımız bu serüven 1 milyon yüz bin civarında kutu satışı gerçekleşti ve bunun yüzde 25’ine yakını da paralı abone şeklinde. Mali etkilerini görmek iki yıl daha sürer diye düşünüyoruz. Bu bizim gelecek medya diye gördüğümüz bir yatırım. Daha öncede kamuya açıklamıştık stratejik bir ortakla işbirliği yapabiliriz. Bu arayışlarımız devam ediyor dolayısıyla burada böyle bir gelişme olabilir. Maç yayınlarına gelince 2010 Mayıs aylarında bir ihale olacak bizim bütün oyun planımız maçsız oyun planı. Biliyorsunuz Türkiye'de maç deyince birinci lig maçları var, şampiyonlar ligi var, milli maçlar var, özel maçlar var. Biz bunların bir kısmında zaten oyuncuyuz. Ama lig maçlarında büyük rakamlarla oyuncu olmayı düşünmüyoruz.

Bu mevcut mali durumunuz ve belirsizlik dolayısıyla karar vermenizi gerektiren yakında duyabileceğimiz bir şey var mı mevcut yatırımlarınızla ilgili?

Zaten kriz döneminde veya durgunluk döneminde herkes gibi bizde yatırımlarımızı bir müddet askıya aldık daha sonra sonucunu alacağımız zarar edeceğini beklediğimiz işlerin bir kısmını askıya aldık. D-Smart yatırımımız hariç. Bunun dışında yaklaşık bir hafta önce grubumuz her türlü yabancı ortaklığa finansal ortaklığa görüşmeler yapabilir bunları sonuçlandırabilir diye genel bir açıklama yaptık. Bu doğrultuda da grubumuzun gerek parçalı olarak gerek bütününde bir takım ortaklıklar yapabiliriz.

Doğan Yayın Holding’e yazılan ceza metninin fotokopisini basına verdiniz mi gibi bir izleyici sorusu var?

Bunu vermek yasak ama maalesef internet sitelerinde bunu bizde gördük sadece bizde olması gereken bu raporların her yerde olduğunu gördük. Sızdıranlar kimdir? Ne amaçlar yapılmıştır? bilmiyoruz ama bunların hepsinin suç olduğunu tekrar söyleyeyim.

Uzlaşma süreci dava süreçlerinden ayrı bu kadar bir süreçtir diye bir saptama yapabilir misiniz?

Uzlaşma bu ayın 24’ünde. Uzlaşma işin tekniği gereği o gün bitiyor ve zaten uzlaşma veya uzlaşmazlık tutanağı imzalanıyor uzlaşma işi olursa bütün teminatlar işlemler bitmiş oluyor orada uzlaşılan bir rakam varsa o rakam ödeniyor ve kapanmış oluyor. Uzlaşmazlık tutanağı imzalandı bizim Vergi Mahkemesi aşamalarımız devam ediyor. 9-10 ay sonra Vergi Mahkemesi sonucunu yaklaşık bu kadar süre sonrada Danıştay kararını yani 2 yıl daha süren bir sürece girmiş oluruz uzlaşamazsak.

Sıfırda uzlaşma olmazsa başka bir rakamda verebilir misiniz bize?

Bizim rakamdan ziyade bütün amacımız haklılığımızın Maliye Bakanlığı nezdinde de teyit edilmesi bunun kabul edilmesi.

Vergi borcuna karşılık medya grubundaki şirketlerin satılacağı söylentisi var. Eğer dava olumlu sonuçlanırsa yine de grup şirketleri satılacak mı diye soru var izleyicilerimizden.

Bu grubun daha iyi yönetilmesi daha fizibil hale gelmesi biz yabancı ortaklara açık bir grubuz yaklaşık 5 yabancı ortağımız var ve bundan önceki vergi olayından öncede grubumuzun uluslararası arenada yabancı ortaklıklarla işbirliği ile gerek yurtiçinde gerek yurtdışında işbirliği geliştireceğini anons etmiştir. Bu düşünce şu anda devam ediyor. Her gelen yabancı ortağımız stratejik ortak olduğu için bir katkı sağlıyor ve gelişmemize fayda sağlıyor.

NTV

 

Bu haber 644 defa okundu.