Tunceli'ye gelse... | " /> Tunceli'ye gelse... | "/>

En Sıcak Konular

Bir Cumhurbaşkanı Tunceli'ye gelse...

6 Kasım 2009 09:39 tsi
Bir Cumhurbaşkanı Tunceli'ye gelse... Tunceli’ye 14 yıl sonra ilk defa cumhurbaşkanı geldi. Cumhurbaşkanı Gül’ün Tunceli ziyareti, başka ‘ilklere’ de sahne oldu. Gül’ün, Tuncelililerin umut ve heyecanla, ilgiyle karşıladıkları mesajlarına mercek tuttuk…

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 14 yıl sonra Tunceli’ye giden ilk cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı Gül’ün 14 yıl sonra Tunceli’ye giden ilk cumhurbaşkanı olması, kuşkusuz başlı başına bir “haber”; ancak bu “ilki” daha da anlamlı kılan başka “ilkler” de söz konusu.

Sadece protokol ziyaretleri yapmadı
Cumhurbaşkanı Gül, Tunceli ziyaretinde “olağan” protokol ziyaretlerini yaptı. Valiliği, Garnizon Komutanlığını ve DTP’li belediyeyi ziyaret etti. Tunceli Üniversitesi’nin açılış törenine katıldı. Ancak bununla yetinmedi, halkla buluştu, onları dinledi ve ülke gündemine ilişkin önemli mesajlar verdi.

“Atlamış” olmayalım; Tunceli’nin artık bir üniversitesi var… Bilmeyenler için bu sıradan bir haber olabilir. Ama yörede yaşayanlar için böyle değil. Tuncelililer yıllardır illerinde bir üniversite kurulması için talepte bulunuyor, uğraş veriyorlardı. Nüfusu itibarıyla küçük bir olan Tunceli, okur-yazarlık oranının en yüksek olduğu illerimizin başında geliyor. Ama bir üniversitesi yoktu ve Tuncelili gençler kendi illerinde üniversiteye gitmek imkanından yoksundu.

Cemevinde bir cumhurbaşkanı…

Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyaret ettiği mekanlardan biri de cemevi idi. Hemen belirtelim: Bir cemevi, bir cumhurbaşkanı tarafından ilk defa ziyaret edildi…

Cumhurbaşkanı Gül, cemevine girerken, “sizin çıkarmanıza gerek yok” şeklindeki ısrarlara rağmen, “adet buysa ben de uyacağım” diyerek herkes gibi ayakkabılarını çıkardı.

Dersimspor forması

Bu arada Cumhurbaşkanı Gül’e yeni kurulan “Dersimspor”un bir forması hediye edildi. Gül ile Vali Mustafa Taşkesen arasında geçen “Dersim” diyalogu da ilginçti.

Gül Vali Taşkesen’e “Buranın adının ne olması gerektiğini halka sorsak ne derler?” diye sorunca, Vali, “yüzde yüz Dersim olsun derler” şeklinde cevap verdi. Gül de “o zaman bakarız” dedi. Malum; bu yönde bir talep TBMM’de DTP’li Tunceli milletvekili Şerafettin halis tarafından gündeme getirilmişti.

Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasında “farklılıkların zenginliğimiz” olduğunu vurguladı. Bu vurgu Gül’ün başka konuşmalarında da öne çıkan bir mesaj idi. Mesela TBMM’nin açılış konuşmasında. Ancak bu mesajın Tunceli’de verilmesi, mesajın anlam ve önemini daha da artıran bir husus.

Bununla bağlantılı olarak “tartışabilme, konuşabilme, karşılıklı saygı içinde düşünceleri ifade etme ortamını bozmamak” gereğine dikkat çekti.

‘Derin demokrasi’ vurgusu

Gül, Türkiye’nin gelişmesinin, hukukun üstünlüğü ve “demokrasinin derinleşmesiyle” bağlantılı olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, şöyle dedi:

“…Demokrasinin standartları yükseldikçe, bu ülkenin çeşitli sorunları, meseleleri kendiliğinden hallolacaktır. Bu sadece belli bir konuyla ilgili değil. Türkiye'nin hangi köşesine gitseniz çeşitli problemler olabilir, ama bunları büyük bir olgunluk içerisinde, hep beraber konuşarak tartışarak, evrensel demokrasilerin standartlarını yükselterek, hep beraber halledeceğiz. Unutmayın ki bu işler yapılırken, Türkiye'nin her tarafının sosyal, kültürel farklılıklarını da tekrar kucaklayacağız.”

Gül’ün konuşmasında altı çizilmesi gereken bazı tespitler de şunlardı:

“Türkiye’nin hangi köşesine gitseniz birbirinden güzel ilgi çekici tarafları vardır. Bütün bunlar bizim zenginliğimizdir. Bu bölgemizin de Tunceli'nin de kendine has, kültürel, sosyolojik yapıları vardır. Alevi kültürü, bununla ilgili üniversitede yapılan çalışmaları takdir ettim. Bütün bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin, bizim, hepimizin kültür parçalarımızdır.''

Halkın sağduyusuna inanmak…

Cumhurbaşkanı Gül, halkın “sağduyusunun sağlam” olduğuna dikkat çekti. Bunu temellendirdiği cümleleri ise şunlardı:

'”Çünkü bunlar bizim geleneklerimizde, genlerimizde vardır. Hoşgörü, saygı, beraber yaşama. Bugün Avrupa'nın demokrasi, insan hakları çerçevesinde ifade ettiği değerler, yüzyıllar önce bizim büyüklerimiz tarafından o günkü dünyada zaten ifade edilmiştir, hoşgörüdür, toleranstır, birbirine saygıdır. Bu öğütleri bugünkü modern terminolojiye çevirdiğinizde karşınıza demokrasi, insan haklarına, insanlara saygı, sevgi çıkar. Onun için bu değerler bize yabancı değildir. Bunları biz bugün daha geçerli kılacağız ve ülkemizi güçlü kılacağız.”

Gül, Türkiye’nin bundan 5-10 sene sonra her alanda daha güçlü olacağını da vurguladı.

Hatırlanmak güzel şey…

Bu mesajlar Tunceliler tarafından ilgi ve sempatiyle karşılandı. Bu mesajların Tuncelilerde yarattığı duygu ise, “hatırlanmış” olmakla özetlenebilir.

Bunun beraberinde, sorunlarının dinlendiğini, sahiplendiğini görmek de “sesimizi duyan yok” psikolojisi içerisindeki Tuncelililer açısından büyük önem ifade ediyordu.

Malum; Tarihsel adı “Dersim” olan ve 1935 yılında adı kanunla “Tunceli” olarak değiştirilen bu ilimiz, hayli “dertli” bir bölge. İşsizlik bu sorunların başında geliyor. Bir de son zamanlarda öne çıkan “Munzur Vadisine yapılması planlanan barajlar” sorunu var.

Bunun bir “sorun” olmasının temelinde, sadece bu barajların enerji üretimi açısından son derece verimsiz olmaları bulunmuyor. Aynı zamanda barajların vadi üzerinde bulunan “ziyaretleri” de sular altında bırakması, vadinin doğal güzelliğinden eser kalmayacağı kaygısı ve yanı sıra barajların bölgenin iklim ve ekolojik şartlarını değiştirmesi gibi kaygılar da söz konusu. Nitekim Tuncelililer Cumhurbaşkanı Gül’e illerinin sorunlarını aktarırken bu konu üzerinde çok durdular.

Dileyelim ki, bir cumhurbaşkanı veya üst düzey devlet yöneticisinin bir ilimizi ziyaret etmesinin sadece “rutin” bir haber olacağı günler çok da uzağımızda değildir…

www.iyibilgi.com zoom



Bu haber 849 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,892 µs