Biraderliği | " /> Biraderliği | "/>

En Sıcak Konular

'Truva Atı' Biraderliği

5 Kasım 2009 08:32 tsi
'Truva Atı' Biraderliği “Efsuncu Baba” önceki gün Güniz Sokak'taki evinde DP Gençlik Kolları'nı kabulünde “1946'dan bu yana Türkiye'de icraat olarak ne yapılmışsa DP'nindir, AP'nindir, DYP'nindir, Anavatan Partisi'nindir” diye konuşmuş, meselaR

'Truva Atı' Biraderliği

Önce bir uyarıda bulunmalıyım: Bu sütunda, içinden Hüsamettin Cindoruk geçen bir yazı otomatik olarak ileri seviyede kara mizah unsurları içeriyor demektir…

O yüzden, lütfen yazınızın ayarlarıyla oynamayınız.

*

1983'te Turgut Özal tarafından kurulan Anavatan Partisi kapandı ve Cindoruk'un genel başkanlığını yaptığı DP ile birleşti, geçen hafta sonundaki “düğün gibi” kongrede…

Şimdi, sadece DP var; bunun adı da “Merkez Sağ'da yeni dönem” oluyor!

Şikayetçi değilim; tersine siyaset dünyamızın şu son ironisi beni pek mutlu etti…

Neden mi? Yıllardır “Aslında kim kimdir?” babında anlata geldiğim kimi temel hususları ve portreleri ayan beyan etmesi bakımından hayli açıklayıcı görüntüleri de beraberinde getirdiği için…

Lafı hiç uzatmayacağım…

Mesela, Hüsamettin Cindoruk ile Mesut Yılmaz…

Filmin başından beri aslında “aynı adam”lardı.

Kamuoyunun ezici çoğunluğu, yıllarca onları rakip partilerin önde gelen simaları olarak “kavga ederken” tanımış; gayet tabii yanılmıştı.

Bir an için “Politik Kazı-Kazan” oynadığımızı farz edelim; siyaseten Cindoruk'u kazıdığınızda altından Yılmaz, Mesut Bey'i kazdığınızda ise Hüsamettin Bey çıkar!

Yılmaz, Özal'ın ANAP'ına Statüko tarafından monte edilen bir “Truva Atı” idi; Turgut Özal'ın ilk kabinesine girmesi “Cumhurbaşkanı Kenan Evren”in müdahalesiyle gerçekleşmişti.

Cindoruk da Statüko'nun AP-DYP'deki “Truva Atı”ydı.

Şimdi çıkmış, heyecanla “Biz sağ parti değiliz. Soldakileri de bekliyoruz” diyor; DP'nin “akıllara ziyan” lideri Hüsamettin Bey…

Celal Doğan'ı partisine almış, Hikmet Çetin'le Yılmaz Büyükerşen'i de yanına bekliyor:

“Aslında, en başından itibaren hatta Yassıada'dan beri gizli solcuydum” dese “tam süper” olacak!

Bundan sonraki aşamada zat-ı şahaneden “Kimse kızmasın kendimi yazdım” türünde bir “itirafname” bekliyorum, açıkçası…

*

Netice itibarıyla, son kongre filminde Statükocular Kavuştu:

Mesut Bey, DP yönetimine girdi; “Ergenekon tutuklularını canla başla savunan” Cindoruk'un partisini TBMM'de temsil edecek…

“Sahte DP” için doğru tanımlama “Devletin Partisi” yerine “Kaybeden Statüko'nun Partisi” olmalıdır.

*

DP'nin “düğün gibi” kongresinde güldüğüm sahnelerden biri Hüsamettin Bey'in etrafındakilerle birlikte “Anavatan selamı” çakmaya çalışırken; o selamın parmaklarını birbirine geçirmek suretiyle karikatürize edilmiş halini yapabilmesiydi.

Cindoruk'un “ANAP selamı” çalışmadığı belliydi; buna karşılık -illüzyon için bile olsa- Özal Tarihi'nin kapağını açtığı anlaşılıyor:

Hüsamettin Bey, “Yeni parti programımızı Özal'dan esinlenerek hazırladık” diyor; Turgut Bey'i överek rahmetlinin dönemindeki hizmetlerden örnekler veriyor!

O “hizmetleri” engellemek için “üstadı” Süleyman Demirel'in önderliğinde sarf ettikleri büyük çabayı da anlatsaydı, ya…

Dahası Turgut Özal'la aslında ne için ve kimin adına kavga ettiklerinden de bahsedebilseydi, keşke…

Rahatlardı…

*

DP Kongresi'nde salona asılan dev Özal-Demirel resmi de “bütünleşme yanılsaması”nın “şah eseri” idi:

1991'de Özal Cumhurbaşkanı, Demirel de Başbakan iken bir toplantıda çekilen ve ikiliyi sohbet ederken gösteren o fotoğrafı “Bütünleşmenin Ruhu”nu yansıtması açısından özellikle seçtiklerini söylüyor, Cindoruk…

Başbakan Demirel'in o dönemde Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini budamak amacıyla “by-pass” hazırlıkları içinde olduğunu hatırlatacak değildi, ya!

*

“Çakma DP” filminin yönetmeni Süleyman Bey'in “Cindoruk'un liderliğindeki Mesut Yılmaz'lı DP”den pek mutlu olduğuna kuşku yok…

Beyefendi “İş işten geçtikten çok sonra da olsa nihayetinde Anavatan'ı yuttuk” diye içinden geçirmiş midir, bilemiyorum…

Kaldı ki, “Özal'ın ANAP'ı” 1991'de “Statükocu” Mesut Yılmaz'ın eline geçtiğinde bitivermişti…

O vakit, siyasi rakip olsalar da…

Demirel ile Yılmaz daima “aynı yolun yolcusu” idiler!

Eh, sonunda “resmen” de buluştular.

*

Kara mizahın kanununu yeniden yazmak babında Süleyman Bey'in Cindoruk'tan aşağı kalır bir yanı yoktur, hatta fazlası vardır…

“Efsuncu Baba” önceki gün Güniz Sokak'taki evinde DP Gençlik Kolları'nı kabulünde “1946'dan bu yana Türkiye'de icraat olarak ne yapılmışsa DP'nindir, AP'nindir, DYP'nindir, Anavatan Partisi'nindir” diye konuşmuş, mesela…

Süleyman Bey'in “Özal'ın Anavatan'ı için” icra ettiği tezvirattan otuz iki ciltlik ansiklopedi olur, yahu!

Tamer Korkmaz / Yeni Şafak



Bu haber 554 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,030 µs