İran'ın PKK hesabı tutar mı?

4 Kasım 2009 13:40 tsi
"Kuzey Irak Kandil’deki PKK’lılara karşı Türkiye ile istihbarat işbirliği yapan İran rejimi, diğer yandan halen topraklarında dört PKK kampı bulundurmayı da ihmal etmiyor."

İran’daki PKK kampları...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, son günlerde tekrarladığı açıklamaları, İran’ın nükleer silah geliştirme planları konusunda şeffaflıktan kaçınma ve uluslararası camia ile işbirliği yapmayı reddetme politikalarını adeta cesaretlendirdiği endişelerine yol açıyor.

Erdoğan, geçen hafta sonunda yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında, İran’ın nükleer programıyla ilgili tartışmalar konusunda tavırlarının açık ve net olduğunu, nükleer silahlardan tamamen arındırılmış bir dünyada yaşamak istediklerini belirtirken İran’ın nükleer enerji programını eleştirenlerin aynı silahları kendi ellerinde bulundurduklarına dikkat çekmişti. Aslında Erdoğan’ın açıklamaları, temel olarak Türkiye’nin nükleer silahlar konusunda öteden beri izlediği politikalara ters düşmüyor. Tek fark, Başbakan Erdoğan’ın, kullandığı üslubun sert olması ve yanlış anlamalara yol açması. Nitekim, Erdoğan’ın özellikle İran yolunda nükleer silahlar konusunda yaptığı açıklama, dünya basınında Türkiye’nin yüzünü Batı’dan Doğu’ya çevirmekte olduğu ve bir eksen kaymasının söz konusu olduğu yorumlarına neden oldu. Her zamanki gibi, Erdoğan’ın üslubundan kaynaklanan bu yanlış anlamaları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün düzelttiği gözleniyor. Gül, önceki gün Slovakya yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, İran’ı da kastederek, “Komşuda nükleer silah istemeyiz,” dedi. (Hürriyet, 3 kasım)

NATO müttefiki ve AB’ye üye olmak isteyen (ki isteyip istemediği pek net değil) Türkiye’nin dış politikasında Doğu’ya kaydığı endişeleri, yakın askerî müttefiki İsrail ile ilişkileri gerginleşirken İran ile yakınlaşması nedeniyle, daha da yüksek perdeden dile getirilmesinde etken oldu.

Benim kanaatim, Türkiye’nin bu türden zikzakları zaman zaman çizecek olması ama Batı tipi demokrasiyi yakalama arayışlarından vazgeçmeyeceğidir. Askerler de geçmişte benzer zikzaklar çizmişlerdi.

Diğer yandan, İran konusunda Türkiye’deki karar vericilerin uyanık olduğunu biliyorum. Bir yandan, Kürt nüfusun bulunduğu sınırının öteki yakası Kuzey Irak Kandil’deki PKK’lılara karşı Türkiye ile istihbarat işbirliği yapan İran rejimi, diğer yandan halen topraklarında dört PKK kampı bulundurmayı da ihmal etmiyor.

PKK’nın uzantısı olan ve daha ziyade İran yönetimini hedef alan PJAK, aslında İran’a ciddi tehdit değil. Ama, İran PKK’ya karşı Türkiye ile işbirliği yapar gibi görünüp, bu arada bir taşla iki kuş vurup, PJAK’ı da sindirmeyi amaçlıyor.

İran, Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde de eskisi kadar olmasa da PKK’nın kamp kurmasına izin verip, dış politikasında terörü bir araç olarak kullanmaya devam ediyor.

PKK, temkinli olmayı sürdürecek

ABD, 2011’in aralık ayında Irak’tan askerlerini tamamıyla çekmeyi planlıyor. Bu ülkeden gelen haberler, Amerikan askerlerinin planlanandan çok sonra çekilmesine neden olabilir. Ancak, yaklaşık bir yıl içinde Amerikan askerlerinin Irak’tan çekileceğini varsayarsak, bu süre zarfında Kuzey Irak’taki PKK’lıların çok dikkatli davranmaya devam edeceklerini tahmin edebiliriz. Zira, bu bölgedeki tüm faaliyetleri, Amerikan uyduları, insansız hava araçlarıyla takip edilmeye devam edecek. Bilindiği üzere, ABD, PKK’nın Kuzey Irak’taki tüm faaliyetlerini, anlık istihbarat bilgileri yoluyla Türkiye’ye aktarıyor. Türkiye de bu bilgiler ışığında sınırötesi operasyonlarla PKK hedeflerine saldırıyor. TSK’nın sınırötesi hava operasyonlarında şu sıralarda bir azalma olsa da Türkiye toprakları içinden Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik topçu atışlarında bir artış olduğu gözleniyor. Bu artış da ABD’nin ilettiği istihbarat bilgileri etkili oluyor. Gerçi şu sıralar, topçu atışlarının artıyor olması, askerden hükümete bir mesaj mı, onu bilmiyorum.

ABD’nin anında ilettiği istihbarat bilgileri ışığında PKK’lıların artan biçimde Türkiye sınırlarından uzaklaştığı söyleniyor.

Ama her şey yolunda giderse Amerikan birlikleri yaklaşık 14 ay sonra Irak’tan çekilirken, ABD’nin anlık istihbarat için kullandığı askerî gereçler de uydu ve İHA’lar gibi Irak’tan çekilecek. Çekilince de PKK, izlenmediğini bildiği için eylemlerini arttırabilir.

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, 23 ekimde bir grup gazeteci ile yaptığı görüşmede, “PKK’nın bir yıl içinde bitmesi gerekir,” diye boşuna söylemedi. Gerçi Türk tarafı, Jeffrey’in bu sözlerine biraz kızgın, “PKK hemen bitmeli,” diyor.

Nihayetinde, Türkiye’nin Kuzey Irak’a sınırötesi operasyon yapması arzu edilen bir durum değil. Ama, kendimize de şimdiden; 1-Kürt açılımı bu süre zarfında önemli ilerleme sağlar mı, 2- PKK sorunu çözülür mü, 3- Çözülmezse ve bu arada Amerikan askerleri Irak’tan planlandığı şekilde çekilirse, anlık istihbarat işbirliğine Irak yönetimi yanaşır mı, gibi soruları sormamız gerekiyor.

Lale Kemal / Taraf

Bu haber 674 defa okundu.