Serdar-Moshe: İkna turları!

Normalde veya paranormalde bu iki simanın bir ortak noktasını bulmak zor. Esasen Serdar Turgut bu konu üzerine düşünse, İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi ile muhakkak bir ortaklık yaratabilir ama…

Artık buna gerek yok. “Kader” onları bir araya getirdi. Üstelik Hürriyet ve Sabah gibi Türkiye’nin büyük gazetelerinin Pazar eklerinde. Hem de aynı anda, yani aynı günde.

Kuşkusuz rakip gazetelerin aynı zamanlama ve aynı bakışla aynı kişileri sayfa sayfa haber yapmaları, ortak ve zorlayan bir gündem olmadıkça zor.

Biraz garip dursa da, sanki gazeteciler “bir konuşalım” demiş değil de, onlar, eş-dost vasıtasıyla “biz gelelim” demişler gibi dursa da, sonuçta bu sefer “denk düşülmüş" işte.

Halkla muhakkak ilişki lazım...

Üstelik “amaçlar”da benzer. Serdar Turgut’un sayfa sayfa konukluğunun sebebi, hemen herkesin duyduğu gibi Rojin hakkında yazdıklarından ötürü özür dilemek. Gerçi bu kadar kapsamlı bir medya gücü kullanmaya gerek var mıydı, tartışılır...

O tartışmanın bir yönü de, Turgut’un bir yandan Rojin’den özür dilerken, bir yandan da “PR (halkla ilişkiler) yapması”. Çünkü kusur, kendi gazetesinin yönetiminden bile reaksiyon gördüğünden, bu kamuoyu desteğine ihtiyaç var!

Hoş, Serdar Turgut gibi konuştuğu (ve anlaşılıyor ki yazdığı zaman da) her zaman risk yaratan birinin-ki bu söyleşilerden birinde, “özür için bir Kürt gazetesinde şimdiden "kendimle ve Türklerle dalga geçeceğim” demiş bulunuyor -bu denli göz önünde olması iyi mi?

Ya da en iyisi Turgut’u iyi tanıyan Ertuğrul Özkök’e kulak vermek: “O değil dağa kadın kaldırmak, dansa bile kaldıramaz!”

Hangisinin işi daha kolay?

Gelelim Moshe Kamhi'ye. Artık herkesin öğrendiği gibi O İstanbul doğumlu. Hatta Kasımpaşalı! O da artık sık sık medyanın konuğu oluyor ve o da Pazar günü sayfa sayfa büyük gazetelerin eklerindeydi.

Neden? Çünkü, Kamhi son günlerde artık iyice gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerini mümkün olduğunca belli bir dengede tutmaya didiniyor. Bunu yaparken Turgut gibi bir amacı yok tabi.

Yani özür dilemek gibi bir durumu yok. Fakat yaptığı iş yine PR. İsrail’in dilini, doğduğu ülkenin diline çevirerek belli bir yumuşama yaratmaya, kamouoyunun ilgisini ve desteğini toplamaya uğraşıyor.

Bunda yanlış bir şey de yok. Ama nitelik açıdan değilse bile, işte nicelik açıdan Serdar Turgut’la aynı konumda (gazetelerde) ve aynı amaçla bulunuyor. Halkla ilişkileri iyileştirmek!

Esasen bu toprakların özelliği de bu: Aynı topraklarda doğmuş tamamen ayrı insanları, aynı amaçlar için aynı kulvarlarda ama ayrı konularda buluşturmak!

www.iyibilgi.com