O olay bugün olsaydı...

2 Kasım 2009 13:28 tsi
‘Komplo’ belgesiyle ilgili tartışmaların ortaya koyduğu ciddi ve öğretici dersler var. Türkiye normalleşme yolunda önemli gelişmeleri yaşama noktasına nasıl geldi? Bazen durup yakın geçmişe bakmak, bugünleri anlamak ve geleceği öngörmek açısın

Hükümete ve politikalarına (özellikle ‘demokratik açılım süreci’ni kastediyoruz tabii) en sert muhalefet eden bazı kişi ve çevreler dahil olmak üzere, son ‘demokrasiye komplo’ belgesi odaklı tartışmalar, Türkiye’de bir dönemin kapandığını düşündüren bir öneme sahip: Askeri darbelerin Türkiye’ye bir hayrı olmadı ve olmaz…

Adına “normalleşme” de diyebileceğimiz yaşadığımız sürecin işleyişi, gidişatı açısından, bu, önemli bir gelişme.

Bir de bu noktaya nasıl gelindiği sorusu var.

Yakın bir zamana kadar (“28 Şubat süreci” denilen dönem “milattan önce” denilebilecek bir tarih değil) “andıç” ve “lahikaların” yarattığı etki ile bugün aynı türden belgelerin yol açtığı etkiler arasında “dağlar kadar” fark olduğunu herkes görüyor.

Bu gelişmeyi, demokrasi ve normalleşme adına katettiğimiz mesafe olarak da okumamız mümkün.

Bu noktaya nasıl geldiğimiz sorusunu 12 Eylül’den, hatta 27 Mayıs darbesinden başlayarak da izah etmek mümkün. Ama bu, neler olup bittiğini doğru anlamak açısından çok da tercih etmemek gereken bir yöntem olur.

Bugünlere gelinmesindeki mihenk taşı önemindeki “olay”, 2005 yılında, bu zamanlarda patlak veren Şemdinli olayıdır…

Şemdinli’de bir kitapçıya bomba konulması ve biri PKK itirafçısı, ikisi Jandarma astsubayı üç kişinin bu olayın faili olarak halk tarafından yakalanmasını takip eden olaylar, yaşadığımız günleri hazırlayan bir sürecin önünü açtı.

Bu olayın iddianamesini hazırlayan Ferhat Sarıkaya’nın, iddianamede dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı sıfatını taşıyan Yaşar Büyükanıt’ın adını anması, savcı Sarıkaya’nın meslekten men edilmesine yol açtı. Olayın faili olmakla suçlanan jandarma mensuplarının dosyaları ise “tefrik” edildi; ve askeri mahkeme tarafından serbest bırakıldılar…

Bir de dönüp “belge” olayının her boyutuyla nasıl soruşturulduğuna bakın. Aradaki fark son derece açık olsa gerektir…

Başta anamuhalefet partisi lideri Baykal olmak üzere, belgenin kendisine değil de “kim tarafından sızdırıldığına” ilgi gösteren çevrelerin bu tutumları ortaya çıkan gerçeklerin üzerine gidilmesine engel olmuyor, olamıyor.

Bu durumu “kurumlar arasında kaos, güvensizlik” gibi sözcüklerle felaket senaryoları hazırlamanın argümanı olarak kullanmak isteyenlere karşı, “demokrasinin olgunlaşma sancıları” olarak görmek daha doğru ve olması gerekendir.

Türkiye normalleşme yoluna girmiştir ve bu yolda yürünecektir. İnişler çıkışlar olabilir; ama statükoculukta ısrar eden politika ve söylemlerin etkisi gelip geçicidir…

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 735 defa okundu.