'Türkiye birilerini rahatsız ediyor'

1 Kasım 2009 09:52 tsi
Diplomatik açılımların Doğu'ya doğru olması ilginç bir tartışma başlattı...

Erhan Başyurt / Bugün

Türkiye'nin son dönem diplomatik açılımlarının Doğu'ya doğru olması ilginç bir tartışma başlattı: "Türkiye yüzünü Doğu'ya mı dönüyor?"

Gerçekten de alt alta yazıldığında böyle bir tablo çıkıyor.

Ermenistan, Suriye, Irak, Pakistan, İran ve son olarak Kuzey Irak ziyaretleri ya da açılımları...

Bunlara İsrail'le gerilen ilişkiler de eklenince bazılarının "endişeye" kapılmaması mümkün değil.

Ancak gerçek böyle değil.

***

Türkiye yıllardır ihmal edilen ikili ilişkileri onarmanın derdinde.

ABD'nin Irak'tan çekilme takvimi yaklaşırken, bölge ülkeleriyle ilişkileri pekiştirmek aslında stratejik bir hamle.

Ancak bunlara bakarak, "Batı ile ilişkiler askıya alındı" değerlendirmesi son derece yanlış.

Türkiye'nin Avrupa Birliği ile rayına oturan bir ilişkisi var.

Sorun Türkiye'nin reformlarını yavaşlatmasından ziyade, iki büyük AB üyesi ülkenin liderleri Merkel ve Sarkozy'nin üyeliğimize karşı oluşlarını açıkça ifade etmelerinden kaynaklanıyor.

Türkiye'nin ekonomik faturası ağır reformları gerçekleştirme iştahını kırıyor.

Buna karşın AB üyesi ülkelerle birebir ilişkilerde gerileme yok.

Hatta İspanya ve İtalya gibi ülkelerle ikili ilişkilerde güçlenme var.

ABD ile ilişkilere gelince yine Türkiye'nin "stratejik ortaklık" arzusu ortada.

Başbakan Erdoğan önümüzdeki günlerde Washington'a gidiyor.

Obama ile güçlü diyalog kurulduğunu son BM toplantılarında da görmüştük.

***

O halde sorun nedir?

Sorun, AK Parti'ye (Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na) yönelik ön yargılarda.

Doğu'ya açılımların "gizli gündem" olduğunu düşünenler var.

İsrail ile ilişkilerin yine İsrail'in saldırgan tavrından kaynaklı kırılmalar yaşaması da aleyhte yayınları körüklüyor.

İsrail, Suriye'nin topraklarını işgal altında tutuyor. İran'ı da vurmak istiyor.

Türkiye ise, komşularıyla istikrarlı ilişkiler kurmaya çabalıyor.

Ulusal çıkarlar çatışıyor.

Uluslararası basında da Türkiye'yi zora sokmaya yönelik yayınlar artıyor.

Bir diğer neden de Türkiye'nin, bağımsız bir siyasi aktör gibi hareket etmesi.

Türkiye'nin bölgenin yükselen gücü olması içeride ve dışarıda bazılarını fazlasıyla rahatsız ediyor.

Oysa Türkiye bütün bu açılımlarla doğrusunu yapıyor.

Fırsatları iyi niyetle değerlendiriyor.

***

Yine de bir hatadan söz edilecekse, o da bütün bu hamlelerin art arda getirilmesinde.

Zaman aralıklarının doğru ayarlanmamasında...

Doğu'ya yönelik diplomatik açılımlar, peş peşe gelmeseydi bu şekilde dikkat çekici de olmayacaktı.

Yoksa Türkiye'nin Sırbistan ile ilişkilerde attığı adımlar, Ermenistan ile sağlanan açılımdan daha az önem taşımıyor.

Birçok ilki içerisinde barındırıyor.

Bütün bunların nazara verilmesinde, medya yoluyla halka duyurulmasında da sıkıntılar yaşandığı ortaya çıkıyor.

***

Sonuç olarak, Türkiye'nin yüzünü Doğu'ya döndüğü doğru değil.

İhmal edilen Doğu ile ilişkiler onarılıyor.

Henüz yeterli adımların atıldığını söylemek mümkün değil.

İlişkileri güçlendirecek ekonomik ve siyasi açılımlar devam etmeli.

Hatta Türkiye, mutlaka Hindistan'a ve Endonezya'ya da açılmalı.

Hatta mümkünse, geleceğin dünyasını inşa adına Hindistan ile Pakistan, Endonezya ile Malezya arasındaki siyasi sorunları da sona erdirmeli.

Unutmamak lazım ki, Türkiye'nin Doğu ile ilişkileri ne kadar güçlenirse, Batı'da ağırlığı da o kadar artacaktır.

 

Bu haber 1,029 defa okundu.