aydınlatır, soru var... | " /> aydınlatır, soru var... | "/>

En Sıcak Konular

Soru var aydınlatır, soru var...

30 Ekim 2009 12:02 tsi
Soru var aydınlatır, soru var... Erdoğan-Başbuğ görüşmesinin sonucu meseleyi 'uykuya yatırmak' mı? 'Maksat sorular cevabını bulsun, gerçekler ortaya çıksın' mı, yoksa başka bir şey mi? 'Belge' ve 'mektup' tartışmalarında kafalar karışsın diye ortaya atılan sorulardaki ayrıntılara

Malum "belge" ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Kamuoyunda "demokrasiye komplo belgesi" olarak isimlendirilen söz konusu "İrtica ile mücadele belgesi", önce "fotokopiden belge mi olur?" denilerek neredeyse çöpe atılmasına karar kılınmıştı. Ancak Karargah'tan" geldiği belli olan ve üstelik de "gerekirse tanıklık yapmayı" da taahhüt eden "ihbar mektubu"nun ekinde o belgenin "ıslak imzalı" hali de ortaya çıkınca, "yeni" bir durum ortaya çıktı.

Gözler, dün yapılan Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ arasındaki görüşmede idi. Görüşme öncesi 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız başta olmak üzere bazı üst düzey komutanların "istifa edeceği" yönünde kuvvetli beklentileri olduğunu ifade edenler oldu. Ama 80 dakikalık görüşmenin sonunda yasal, hukuki sürecin işlediğine dikkat çeken bir açıklama yapıldı.

Bu, "yasal sürecin sonucunu beklemek" anlamına geliyor tabii ki. Ama bir başka anlamı daha var ve o da şu: Yasal sürecin işlemesine,  hukuki prosedürün gereğinin yapılmasına, herhangi bir şekilde etkide bulunulmayacak. Dolayısıyla bu sürecin sonucunda olması gereken her ne ise, olacak. Bu duruma bakıp da meselenin "uykuya yatırılacağını" düşünenler varsa, yanılıyorlar.

Zira yargı süreci sanılandan daha hızlı işleyecek. Ortalığı bu denli karıştıran etkiler yaratan ve içeriği itibarıyla kimsenin arkasında duramayacağı komplo planları içeren bir belgenin ne "yok" sayılması ve ne de bu noktadan sonra "uykuya yatırılması" beklenemez...

O belgenin "kağıt parçası" olduğu üzerine görüş beyan eden, bunun üzerinden siyaset yapan ve "belge" ile ilgili tartışmaları hükümete yönelik yeni bir muhalefet argümanı haline getirenlerin durumu ise, hayli enteresan...

Daha önce de yazdık, belgenin orjinalinin ortaya çıkmasıyla medyada bir "özeleştiri" ve hatta doğrudan "özür" havası esti. Bu, demokratik olgunluk ve seviye adına hiç şüphesiz olumlu bir gelişmeydi. Ama "bakalım CHP ve Baykal ne diyecek?" diye bekleyenler, sükut-u hayale uğradılar. Zira Baykal'ın hedefi, ihbar mektubunu kaleme alan kişi olmuştu. Bir de "böyle önemli bir belge nasıl olur da posta ile gönderilir?" gibi soru işaretleri yaratmaya çalışmıştı sayın Baykal. Ne var ki, "belge" üzerine son derece yüksek perdeden yaptığı konuşmalar halen hatırlarda. Dolayısıyla Baykal'ın "ihbar mektubunda partimize saldırı var. Kim bu, çıksın ortaya" minvalindeki sözleri, kendisini ve partisini içerisine düşürdüğü sıkıntılı durumdan çıkarmaya yetmedi.

Halbuki Baykal basın önüne çıkıp, "keşke o kadar kesin konuşmasaymışız" şeklinde bir cümle kurmuş olsaydı, sanırız, daha etkileyici olur ve yürüttüğü muhalefet tarzından vazgeçiyor olma ihtimaliyle herkeste umut yaratırdı. Kendi tercihidir. Bize düşen kamuoyunun hissiyatına tercüman olmak.

Baykal'ın "İhbar mektubu niye postayla göndeilmiş?" sorusu fazla "kafa karıştırıcı" bir etki yaratamadı, ama bu bu yönde kafa yoranların gayretlerinin son bulduğu anlamına da gelmiyor tabii ki. Nitekim "ıslak imza makinesi" gibi tezler ortaya atanlar bile oldu.

Bu yöndeki gayretlerden son örnek, Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi'den geldi.

Önce (27 Ekim 2009) konuyla ilgili TSK'ya atfen "bu kadar da olmaz ki" mealinde bir yazı yazan Ekşi, Baykal'ı dinledikten sonra "toparlanmış" görünüyor. Bugünkü yazısında (30 Ekim 2009) ordan burdan alıntılanmış "sorular" var. Zaten yazısının başlığı da "Sorular..."

Bu sorular, parantez içinde kendi cevaplarımızla birlikte, şunlar:

-"Muhbir" mektubunu neden Haziran ayında değil de, aylar sonra gönderdi? (Bunu bir gün kendisi ortaya çıkıp da cevaplandırdığında netçe öğrenebileceğiz. Ama örneğin kendince olup bitenleri izlemek ve vicdani muhasebesini yapmak gereği duymuş olabilir.)

Ekşi kendi sorusuna şöyle bir manipülatif yorum getirmeyi de ihmal etmemiş: Siz burada, şimdilik içeriğini ve niteliğini bilemediğimiz bir “plan” ve bu planı hazırlayan bir “merkez” olduğunu düşünmez misiniz? (Olur. Bir düşünelim bakalım...)

-Mektubu neden posta ile gönderdi? (Bu soruya aslında PTT yöneticilerinin bir cevabı olmalı. Posta idaresine bu kadar güvensizlik normal mi yani?)

Baykal'ın ortaya attığı bu "posta" muhabbetini Oktay Ekşi çok tuttuğundan olsa gerek, bu sorunun çok sayıda verisyonunu da yazmış...

-Ekşi'nin sorularından biri de Çiğdem Toker'den alıntı: Islak imzanın yaşı araştırılıyor mu? (Ya, işte böyle. 'Islak imzanın' da yaşı olurmuş demek ki. Madem teknik olarak böyle bir imkan var, gerçekten de araştırmaya değer bir konu...)

-Bitmedi. Bu da son soru: O belgenin kağıdı ile Genelkurmay'da kullanılan kağıtlar aynı mı? (Aynı soruyu "kullanılan kalem" ile ilgili olarak da sormak mümkün. Madem ayrıntıya gireceğiz; evet, o kalem de araştırılmalı, bulunmalı...)

Ekşi'nin son sorusu da okurlarına yönelik: "Peki siz ne diyorsunuz? Aydınlanmaya ihtiyacımız yok mu?"

El cevap: Olmaz mı?

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 675 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,559 µs