En Sıcak Konular

Ergenekon'da PKK gerginliği

27 Ekim 2009 22:07 tsi
Ergenekon'da PKK gerginliği İkinci Ergenekon davasında teslim olan PKK'lılarla ilgili tartışma çıktı. 'Yoğun ve gergin' geçtiği gözlemlenen duruşmada Yalçın Küçük 'tarihi ve felsefi bir konuşma yapmak istiyorum' deyince Başkan Şengün'le Küçük arasında ilginç diyaloglar yaşandı

İkinci "Ergenekon" davasında bazı tutuklu sanıklar, teslim olan terör örgütü PKK üyelerinin serbest bırakılmasını eleştirdi. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından iddianamenin okunmasına devam edildi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, 30 sanıkla ilgili hukuki bölümlerin okunmasının ardından sanık ve avukatların taleplerini aldı.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur, 30 yıldır TSK'ya hizmet ettiğini, terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ı sorgulamanın kendisine nasip olduğunu ifade ederek, "üniforma giyip teslim olan PKK üyelerinin büyük bir coşkuyla karşılanmasını" eleştirdi.

Uğur, askerleri, polisleri şehit eden silahların bilinmediğini, bunların da faili meçhul olduğunu kaydederek, "Olmayan bir savaşın barışı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya çalışan PKK terör örgütü vardır. Gelenler, 'PKK üyesi olduklarını ve önderlerinin talimatlarını yerine getirerek geldiklerini' söylediler ve affedildiler. Bebek katilini sorgulayan, hayatını bu mücadeleye adayan ben, terör örgütü üyesi olarak yargılanıyorum. Eğer yasal bir düzenleme, iyileştirme yapılacaksa, onlarla aynı düzenlemeden yararlanmayı şerefsizlik addediyorum" diye konuştu.

Tutuklu sanık Kemal Aydın da belge diye tanzim edilenlerin sahtecilik ürünü olduğunu, bu belgelere dayanarak yargılandıklarını savunarak, iddianameyi kabul eden mahkeme heyetini eleştirdi.

Aydın'ın konuşmasını tamamlamasının ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, "Rahatladınız mı?" dedi. Tutuklu sanık Birol Başaran'ın "Ne demek istediniz?" diye birkaç kez sorması üzerine Şengün, "Size söylemedim. Sizinle bir alakası yok. Buyurun yerinize oturun" diye konuştu.

Tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu da yerinden kalkıp, sanık bölümünden hızla mahkeme heyetine doğru yürüyerek, "Siz niye rahatsız oluyorsunuz?" şeklinde bağırdı.

Özoğlu'ndan küfür

Başkan Şengün'ün yerine oturması yönünde birkaç kez uyarmasına rağmen bağırmaya devam eden Özoğlu, Şengün'ün talimatıyla jandarma görevlileri tarafından salondan dışarı çıkarıldı.

Özoğlu'nun salondan çıkarken küfür etmesi üzerine Şengün, bu sözleri tutanağa geçirtti.

Tutuklu sanık Fatma Cengiz, savcılık sorgusunda ifadesini alan kişinin kendisini savcı Nihat Taşkın olarak tanıttığını, ifade tutanağının altında da Nihat Taşkın imzasının bulunduğunu belirterek, "O gün gördüğüm ve ifademi alan kişi ile burada gördüğüm Nihat Taşkın aynı kişiler değil. O gün kendisini Nihat Taşkın olarak tanıtan kişi kimse ortaya çıksın" dedi.

Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da teslim olan terör örgütü PKK üyelerinin ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Gerek savunmalarına giren Diyarbakır Baro Başkanı, gerekse DTP'nin eş başkanları, müvekkillerinin etkin pişmanlık yasasından yararlanmayacaklarını söyledi. Gelenler de 'Örgüt liderinin talimatıyla geldik, pişman değiliz' dedi. Adam, 'Ben örgüt üyesiyim. Örgütün talimatı doğrultusunda geldim' diyor, suç şüphesi yok diye serbest bırakılıyor. Örgüt üyesi oldukları yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle burada insanlar aylarca tutuklu kalıyor. Adam 'dağa çıkmışım' diyor, eylem yapmadıkları söyleniyor. Nereden biliyorsunuz? Suça karışmamış demek ne demek? Memleketini terk edip, dağa çıkmış. Burada silahlı isyan var."

Saçan, 34 PKK'lının neden serbest bırakıldığını merak ettiğini belirterek, dosyalarının buraya getirilmesini talep etti.

Beşiktaş'taki hakim ve savcılar ile istihbarat şube polislerinin birlikte katıldıkları iftar yemeğini eleştiren Saçan, yıllarca o mesleği yapmış bir kişi olduğunu hatırlattı. "Yemek yiyen kişilerin hangi cemaatten olduğunu bildiğini" öne süren Saçan, "Polis üniformasının altına giyilen imam cübbesinin ne olduğunu ben burada uzun uzun anlatacağım, ispat edeceğim" diye konuştu.

Başkan Şengün de "Biz öyle bir şey görmüyoruz" dedi.

Tutuklu sanık Ayhan Atabek de Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru olarak 15 yıl görev yaptığını ve terörle mücadele ettiğini belirterek, bu mücadele sırasında birçok arkadaşının şehit, birçoğunun da gazi olduğunu kaydetti.

Teslim olan terör örgütü PKK üyelerinin serbest bırakılmasının ardından kalbinin çok kırıldığını ifade eden Atabek, "Terörist değilim, kimseyle de kendimi mukayese etmek istemiyorum" dedi.

Şengün ile Küçük arasında tartışma

Tutuksuz sanıklardan Yalçın Küçük'ün, bugünkü oturumun çok yoğun ve yer yer gergin geçtiğini belirtmesi üzerine Başkan Şengün, "Olacak o kadar" dedi.

Küçük'ün, daha çok tarihi, felsefi ve dini bir konuşma yapacağını söylemesi üzerine Şengün, "Öz olursa sevinir mahkeme" dedi.

Küçük'ün, "Ben DGM'lerde yargılandım. Başkanlar, 'konuş, konuş' derdi" şeklindeki ifadesine Şengün esprili bir şekilde "Çok mahkemeye gittiniz, çok konuştunuz yani" karşılığını verdi.

Yalçın Küçük'ün, "kendisini yargılayan tüm mahkeme başkanlarının Yargıtaya gittiğini" söylemesi, salonda gülüşmelere neden oldu.

Sesi duyulmayan Küçük'ü kürsüye çağıran Şengün, "Nasılsa burada kalacağız, anlaşıldı" dedi.

Küçük, "Siz benim gibi ilmiye sınıfındansınız. Toplumda yargıçlar, profesörler ilmiye sınıfındandır. Onlar yüksekte oturur. Tanrı'ya daha yakındırlar. Öğleden sonra çalışmazlar" diye konuştu.

Başkan Şengün'ün, mahkemenin öğleden sonra da duruşma yaptığını belirtmesi üzerine Küçük, "Ben 50 yıldır yargılanıyorum, onlar alaturka mahkemeler. 50 yıldır alıştığımız mahkemelere göre o kadar hoşgörülüsünüz ki" dedi.

Çocukluğundaki yargıçların, "biri selam verir, almak zorunda kalırım, rüşvet sayılır" deyip, başını öne eğerek yürüdüğünü ifade eden Küçük, din ve devlet işlerinin ayrı olduğunu, hiçbir kamu görevlisinin de iftar veremeyeceğini söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sanıkların taleplerinin ardından avukatların beyanları alındı.

Duruşmada söz alan tutuklu sanıklar Birol Başaran, Adil Serdar Saçan ve Tuncay Özkan'ın avukatı Celal Ülgen, müvekkillerinin tahliyesini isteyerek, "Derin devleti birlikte çözelim, ortaya çıkaralım. Mustafa Balbay'ın, Tuncay Özkan'ın burada ne işi var" dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ve üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin soruşturmayı yürüten emniyet mensupları ve savcılarla yediği iftar yemeğini hatırlatan Ülgen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen "adil yargılanma hakkı" ve 5. maddesinde yer alan "özgürlük ve güvenlik hakkı"nın ihlali nedeniyle, Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan fotoğrafları da kanıt olarak sunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyledi.

Başkan Şengün, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.



Bu haber 546 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,172 µs