etkin hale gelebilir | " /> etkin hale gelebilir | "/>

En Sıcak Konular

Ergenekon zihniyeti etkin hale gelebilir

26 Ekim 2009 13:11 tsi
Ergenekon zihniyeti etkin hale gelebilir Eğer diyalog ortamı ve mekanizmasını geliştirmez ve süreci kesintiye uğratırsanız, açılımı sabote etmek isteyen güçler, yani Ergenekon zihniyeti daha etkin hale gelir ve bu da ülkemizde hiç kimseye kazandırmaz, aksine büyük şeyler kaybettirir."

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, 34 PKK'lının karşılanışı sırasında yaşanılanlara yönelik eleştirilere cevap verdi. Başından beri hassas davrandıklarını ve bundan sonra da hassas olacaklarını dile getiren Türk, AK Parti iktidarına seslenerek, "Eğer diyalog ortamı ve mekanizmasını geliştirmez ve süreci kesintiye uğratırsanız, açılımı sabote etmek isteyen güçler, yani Ergenekon zihniyeti daha etkin hale gelir ve bu da ülkemizde hiç kimseye kazandırmaz, aksine büyük şeyler kaybettirir." dedi.

Türk, DTP'den parti meclisi üyesi seçilen Esat Canan'ın "Bunu bir zafer şovuna dönüştürmenin anlamının bulunmadığını ve insanların dağdaki kıyafetleri ile gelip otobüsler üzerinde zafer işaretleri yapmasını kesinlikle tasvip etmediği" yönündeki açıklamalarını da eleştirdi. Konuya ilişkin soruya Türk, "Bütün arkadaşlarımızın düşüncelerini alıyoruz, saygı duyuyoruz. Ancak parti yönetiminin, partisiyle bir diyalog içerisinde olmadan yapılan açıklamaları da doğru bulmuyoruz." şeklinde cevap verdi.

DTP Genel Merkezi'nde Emine Ayna ve milletvekilleriyle basın karşısına çıkan Türk, PKK'lı grubun teslim olmasını barışa ve demokrasiye olan inancın, arayışın ve samimiyetin göstergesi olarak tanımlayıp önemsediklerini söyledi. Silopi'den Diyarbakır'a oradan Türkiye'nin çeşitli kentlerine kadar uzanan bu coşku ve sevinç gösterilerinin 'bir an önce barış istemi ve talebini' yansıttığını savunan Türk, bu tablonun aynı zamanda yıllardır çatışmalarda ağır bedeller ödeyen halkın barışın bu topraklarda yeşerecek olmasına duyduğu inanç ve özlemin bir ifadesi olduğunu ileri sürdü.

Bayram havasına dönüşen gelişmelerin bu nedenle bir kez daha doğru okunması ve doğru anlaşılması gerektiğini dile getiren Türk, bütün dünyanın dikkatle izlediği bu tabloyu özünden saptırmaya çalışan ve bir şov olarak gören yaklaşımları büyük bir talihsizlik olarak değerlendirdiklerini vurguladı.

"Mütevazi bir barış adımının bile kahramanlık-teslim olma-teslim alma-yenme-yenilme gibi kışkırtıcı bir savaş diliyle tanımlamak ancak ve ancak toplumun barış ve huzur taleplerine karşı sorumluluk duymayan siyasetçilerin işi olabilir." diyen Türk, "Bu süreçten çıkarılması gereken sonuç şudur; samimi olunması ve cesur adımlar atılması halinde demokratik açılım sürecini milyonlarca yurttaşımız sahiplenecektir. Türk ve Kürt gençlerinin ölmeyecek olmasına, Türk ve Kürt anaların artık ağlamayacak olmasına duyulan sevinç ve coşkudan daha doğal daha barışçıl ve daha güzel ne olabilir? Eğer bölgedeki gelişmelere objektif bir gözle bakılır ve gerçekten empati kurulursa, halkın bu coşkusunun yıllardır çektiği acılarla ve ızdıraplarla doğru orantılı olduğu görülecek ve kimse buna öfkeyle yaklaşmayacaktır. Yaklaşmamalıdır." diye konuştu.

"MHP VE CHP KIŞKIRTICILIK YAPIYOR, BU ERGENEKON ZİHNİYETİNİN TA KENDİSİ"

Çatışma, ölüm, kan ve gözyaşından başka bu topluma önerecek bir çözümü olmayan CHP ve MHP'nin barış grubunun gelişiyle oluşan olumlu iklimi tersine çevirebilmek ve ortamı kışkırtabilmek için büyük bir çaba sarf ettiğini iddia eden Türk, "Hem Baykal, hem de Bahçeli geliştirdikleri ırkçı söylemlerle Türkiye'yi tehlikeli bir noktaya doğru sürüklemektedir. Bahçeli 'İstanbul, Silopi değildir' diyerek kime hangi mesajı göndermektedir? Sormak istiyoruz, Kürtleri linç mi ettirmek istiyorsunuz? Kürtleri kıyımdan mı geçireceksiniz? İşte Türkiye açısından gerçek bölücülük budur. Halkları birbirine karşı kışkırtan yaklaşım budur. Bunun, son 30 yıldır Kürt-Türk çatışması yaratmak isteyen Ergenekon zihniyetinin ta kendisini olduğunu söylemekten kendimizi alamıyoruz. Türk halkını asıl geren DTP ve Kürtler değil, tam tersine CHP ve MHP iken, Sayın Başbakan'ın hedef şaşırtıp, partimizi adres göstermesi doğru bir yaklaşım değildir. Şunu çok açıkça belirtiyoruz ki; DTP olmasaydı dahi, halk yine barış grubunu yüz binler olarak karşılayacaktı." şeklinde konuştu.

Hükümetin, İçişleri Bakanlığı'nın karşılama sırasında göstermiş olduğu hassasiyeti de önemsediklerini vurgulayan Türk, ancak Başbakan'ın daha sonra partilerini gerilimin kaynağı olarak göstermeye çalışarak başlangıçtaki bu olumlu yaklaşımını terk etme eğilimine girdiğini savundu.

"Eğer böyle giderseler sil baştan yaparız" denilmesininin açılım sürecinde kararlı olunmadığının bir göstergesi olduğunu ileri süren Türk, "Avrupa grubunun gelişinin engellenmesini bu çerçevede yorumluyor ve değerlendiriyoruz. Biz böyle olmadığını görmek ve duymak istiyoruz. Eğer hükümet samimiyse o halde kararlı ve cesur olmalı, milliyetçi odakların tehditlerine boyun eğmemelidir. Sayın Başbakan'ı ve hükümeti bir an önce bu tutumunu terk etmeye çağırıyoruz. 'DTP'yi ve Kürtleri suçlayan dilden vazgeçin, bu dil barış sürecine hizmet etmez' diyoruz. Hükümete şu çağrıda bulunuyoruz: Barış grubunun gelişiyle oluşan olumlu süreci demokratik açılıma dönüştürerek sürdürün ve cesur adımlar atın. Kürtler bir adım, bir jest, güçlü bir irade beyanı beklentisi içindedirler. Ülkemizin ve halklarımızın demokratik ve özgür geleceğini büyük hassasiyet ve duyarlılıkla hepimiz düşünmek zorundayız. Türkiye tarihi zamanlar yaşamaktadır. Ya hep birlikte kazanacağız, ya hep birlikte kaybedeceğiz. Üçüncü bir seçenek yoktur, olmayacaktır." dedi.

"ROLÜMÜZ VE MİSYONUMUZUN FARKINDAYIZ"

DTP olarak bu son gelişmelerle birlikte rollerinin ve misyonlarının farkında olduklarını kaydeden Türk, barışçıl ve demokratik tüm adımları geliştirmeye, teşvik etmeye ve savunmaya devam edeceklerini belirtti.

"DTP olarak, barışçıl rolümüz ve demokratik duruşumuzdan asla geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz." diyen Türk, şöyle konuştu: "Tüm yurttaşlarımızdan, sivil toplum örgütlerinden, aydın-demokrat-sanatçı çevrelerden dileğimiz; provokasyonlara-kışkırtıcı tutum ve davranışlara karşı duyarlı olmaları, barışçıl girişimlerin sindirilmesine ve bastırılmasına izin vermemeleridir. Kürt sorunun demokratik ve barışçıl bir şekilde çözümünün gündemde olduğu bu süreci, hiçbir gücün akamete uğratmasına izin vermeyelim. Üç gün sonra Cumhuriyetin 86. yıldönümünü kutlayacağız. Amacımız, demokratik bir cumhuriyet oluşturmaktır. Sorunun çözümü, cumhuriyeti güçlendirecek, sağlamlaştıracak, halklarımızın farklılıkları ile bir arada özgür ve eşit bir şekilde yaşamalarını sağlayacaktır. Tüm vatandaşların bu algı ve sorumlulukla, olayları değerlendirmesi ve provokasyonlara-kışkırtmalara karşı olgun ve duyarlı davranılması çağrısında bulunuyoruz."

Mahmur ve Kandil Dağı'ndan gelen PKK'lı grubun Ankara'ya gelmesine yönelik bir soruyu cevaplandıran Türk, "Tabii ki bunları birileri bilinçli olarak gündeme getiriyor, şey yapıyor. Tabii ki bu gelen insanlar, niçin geldiklerini, barış için geldiklerini siyasi partilere anlatmak için çaba gösterecekler. Sonuçta biz de siyasi partiyiz, elbette partimize de geleceklerdir. Niyetlerini, niçin geldiklerini, mesajlarını verecektir. Olayın özü budur." diye cevap verdi.

Ahmet Türk, Avrupa'dan gelecek PKK'lıları karşılama konusunda daha hassas davranacaklarını açıkladı.

Türkiye'ye dönüşleri önemsediklerini belirten Türk, ''Dönüşler barış sürecine katkı sunacaktır, bunu önemsiyoruz.'' dedi.

Genel Başkan Türk, DTP Meclis Üyesi Esat Canan'ın Silopi'de yaşananlara tepki göstermesi hakkında ise farklı görüşleri anlayışla karşıladıklarını söyledi.

Eski DEP milletvekili Leyla Zana, demokratikleşme sürecinde birlikte yaşama iradesinin ortaya çıktığını belirterek, "Hiç olmadığı kadar barışa yakınız. Bütün kesimler cesaret ve sağduyu ile hareket etmeli. Seçim ve oy kaygısıyla hareket edilmemeli. Biçime takılarak özü kaybetmeyelim." dedi.

Diyarbakır'da Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC)'nde basın toplantısı düzenleyen Zana, barış ve bir arada yaşama şansına katkı sunmanın vicdani bir sorumluluk olduğunu söyledi.

Bütün kişi ve gruplara sağduyu çağrısı yapan Leyla Zana, herkesin birbirini anlayarak sabır ve sağduyu ile hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Zana, Mahmur kampı ve Kandil Dağı'ndan Türkiye'ye dönen PKK'lılar için düzenlenen karşılama törenlerine değinirken, sürecin iyi koordine edilmediğini vurguladı.

Her türlü hesaptan, kişisel ve grupsal kaygılardan sıyrılmak gerektiğini vurgulayan Zana, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her halkın kendisini ifade etme biçimi farklıdır. Biçime takılarak özü kaybetmeyelim. Hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Böyle zamanlarda yaşanması muhtemel gerilimleri ancak birbirimizi anlayarak sabır ve sağduyuyu öne çıkararak aşabiliriz. Umutluyum; çünkü yaşanan onca acıya rağmen, bu coğrafyada yaşayan halklar birbirlerini düşman olarak görmediklerini ispatladılar. Endişeliyim; çünkü çekilen acılar hâlâ taze. Herkesin acısını paylaşıyorum. Tercihimizi yaşamak ve yaşatmaktan yana kullanmalıyız."

BÜTÜN KÜRTLER TÜRKİYE'YE DÖNMELİ

Farklı kimlikleri koruyan bir anlayışın, ülkenin birlik ve bütünlüğünün garantisi olduğunu belirten Leyla Zana, yurtdışında yaşayan bütün Kürtlere 'vatanınıza geri dönün' çağrısı yaptı. Sadece 15-20 kişilik grupların değil, diasporadaki herkesin Türkiye'ye dönmesini isteyen Zana, "Arkadaşlar gelecekler. Başkasının vatanı bizim memleketimiz olamaz. Herkes dönerek özgür bir şekilde yaşamalı, sinerjisini duru bir zihinle burası için harcamalı." ifadesini kullandı.

Cihan



Bu haber 602 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,734 µs