Keskin viraj | " /> Keskin viraj | "/>

En Sıcak Konular

Açılım, değişim: Keskin viraj

26 Ekim 2009 10:50 tsi
Açılım, değişim: Keskin viraj Bir yandan bir olgu olarak görmezden gelemeyeceğimiz küreselleşme ve öte yandan birlik-beraberliğimizi daha da sağlamlaştırma iddiasıyla başlamış olan bir süreç… Güç ve ilham kaynağımız ne olacak? Bir de duyguları tahrik etmeye dayalı söylemler var&

Değişim, yaşadığımız tarih kesitinin en önemli dinamiklerinin başında geliyor.

“Küreselleşme” olarak ifade edilen mevcut uluslararası konjonktür, artık hiçbir sorunu sadece o ülkenin kendi sorunu olarak kabul etmiyor.

Ekonomik, ticari, diplomatik, siyasi ve bölgesel çapta bağlar, ilişkiler, anlaşmalar içerisinde dünya ülkelerinin tamamı birbirleri açısından “olmazsa olmaz” bir önem ifade eden ilişkiler içerisinde bulunuyorlar.

Adına “küreselleşme” denilen olguyu devlet yönetirken, siyaset yaparken, hatta ticaretle, ekonomik bir faaliyetle iştigal ederken mutlaka göz önünde bulundurmayı gerekli kılan realitenin önemi de zaten burada.

Buradan hareketle “değişimi” küreselleşmenin kaçınılmaz bir sonucu olarak gören düşünce sahipleri de var. Bu tip düşünceler, “değişimi” talep eden, gerekli kılan “iç” dinamiklerin zayıflığından hareketle “değişim” umutlarını küreselleşmeye bağlı görüyorlar.

Türkiye söz konusu olduğunda, genel ve genellikle de yüzeysel küreselleşme analizleri üzerinden, söze “Doğu toplumları” diye başlayıp “enseyi karartmayın, dünya bizi zaten değiştirecek” diyenler, iç dinamikleri daha çok iktisadi kavramlarla anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorlar.

Bu tip liberal bakış açılarının sahipleri, biraz da bu nedenle Türkiye’nin demokratik değişimini daha çok AB’ye üye olunmasıyla mümkün bir süreç olarak ele alıyorlar.

Şüphesiz bu da bir görüştür. Ancak ne Türkiye’nin, ne de genel olarak “Doğu toplumlarının” insanlığın ortak tarihine kazandırdığı değerleri görememekle maluldürler.

Meseleyi kamuoyunda “Kürt açılımı” olarak algılanan “demokratik açılım” bağlamında ele aldığımızda, küresel faktörlerin güç ve etkisini görmezden gelmek nasıl ki mümkün ve doğru değilse, uzun bir tarihsel evveliyatı bulunan geleneklerimizin, bir arada yaşama kültürümüzün, değerlerimizin rolünü görmezden gelmek de bir o kadar yanlıştır.

“Demokratik açılım” konusunu büyük bir hassasiyetle yürütmek gereği açık ve ortada. Bu hassasiyeti göstermede en hafif deyişle özensiz davrananlar ve kendi beklentilerini sokaklara yansıtmak arayışı içerisinde olanlar ise, siyasilerden başkası değil.

Duyguları, duygusallıkları tahrik ederek siyaset yapmak, bu tip siyaset anlayışlarının sahiplerine “günlük” olarak prim sağlayabilir; ama sadece “günlük” olarak. Yani bu etki, geçicidir.

Kalıcı olan bu coğrafyada çok sayıda halkın aynı sınırlar içerisinde yüz yıllarca birlikte yaşadığı uzun bir tarihin sahibi olmamızdır.

Kalıcı olan bu coğrafyada marjinal kesimler dışında hiç kimsenin bir başkasına karşı etnik kimliğinden, inançlarından, farklılıklarından dolayı topluca “düşmanca” duygular beslememiş olmasıdır.

Her gün cenaze kaldırdığımız günlerde, karanlık güçler tarafından “Türk-Kürt kavgası” çıkarılmak istenen günlerde dahi bu ülkede, ne “iç savaş” çıkmıştır; ne de bir arada yaşama istek ve arzusundan vazgeçilmiştir.

Küresel faktörlerin etkisi de var. Ama “demokratik açılımın” güç ve ilham alacağı asıl zemin, budur.

Sorumsuz siyasetlerin etkisinden tümüyle arınabildiği ölçüde, Türkiye, sorunlarına daha hızlı ve kalıcı çözümler üretebilecektir.

Türkiye olarak bu olgunluğa sahip olduğumuzu bir kez daha göstermemiz gereken bir dönemden geçiyoruz…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 1,212 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,447 µs