sınav İran ile | " /> sınav İran ile | "/>

En Sıcak Konular

İsrail'i unutun...Esas sınav İran ile

23 Ekim 2009 13:40 tsi
İsrail'i unutun...Esas sınav İran ile "Uzmanlar Türk-Amerikan ilişkilerindeki asıl sınavın İran olduğunu vurguluyorlar." Peki o sınav ne zaman başlayacak?

İsrail’le ilişkiler

İsrail ve Türkiye arasında gittikçe ekşiyen ilişkiler bir çok yoruma neden oldu. Türkiye’de ‘eksen kayması mı oluyor’ türünden bir soru furyasını tetikledi.

Türkiye’nin böylesi önemli bir müttefikiyle ilişkileri zedeleyerek kendini ayağından vurduğunu iddia ediyorlar. Kimilerine göre İsrail’i ‘kaybetmek’ Amerika’yı da ‘kaybetmek’ anlamına geliyor. Böyle bir yorumun abartılı olduğu aşikâr.

Yine de son günlerde görüştüğümüz bazı Amerikalı yetkililer, Türkiye’nin İsrail’e artan dozlarla yönelttiği eleştiriler ve özellikle Anadolu Kartalı tatbikatına katılımını engellemesi karşısında duydukları rahatsızlığı gizlemiyorlar. “Endişeliyiz ve bu endişemizi başta Başbakan Erdoğan olmak üzere çeşitli yetkililere ilettik,” diyor kaynaklarımızdan biri. Başbakan Washington’a gittiğinde bu konuda uyarılacağını da ekliyor aynı kaynak. Birçok Batılı kaynak Türkiye’deki Musevi cemaatinde huzursuzluğun had safhada olduğunu iddia ediyorlar. “1955 olaylarından beri kendimizi bu denli güvensiz hissetmedik” şeklinde, kendilerine cemaat tarafından aktaran sözleri paylaşıyorlar bizimle. Korkular, resmî ağızlarca telaffuz edilen İsrail aleyhtarlığının anti-semitizme dönüşeceği noktasında birleşiyor. Son günlerde cemaate yollanan tehdit mektupları ve benzeri çirkinliklerde artış olduğunu biz de duyduk. (Bu noktada Başbakan’ın, olmadı başka bir devlet büyüğünün Hahambaşı İshak Haleve’ye yapacağı bir ziyaret bizce fevkalade yerinde olur.)

Hükümetin politikalarını eleştirenler ayrıca, bu hafta New Jerseyli Demokrat Robert Menendez ve Nevadalı Cumhuriyetçi John Ensign tarafından ABD Senatosu’na, bir kaç ay önce de ikisi Cumhuriyetçi ikisi de Demokrat olan dört üye tarafından Temsilciler Meclisi’ne sunulan Ermeni soykırımını tanıma tasarılarının artık Musevi lobisince de destekleneceği öngörüsünde bulunuyorlar. Türkiye uzmanı ABD’li akademisyen Henri Barkey’nin de ifade ettiği gibi İsrail’le ilişkileri bozuk olan bir Türkiye ne Amerika’da, ne Avrupa’da ne de Arap dünyasında aynı cazibeye sahip olabilir.

Tüm bu argümanlara rağmen farklı panellerde yine Batılı analistlerce öne sürülen görüşler aksi yönde. Alman Marshall Fonu’dan Ian Lesser’a göre bugünkü konjonktürde Türkiye’nin artık eskisi kadar İsrail’e ihtiyacı yok. Suriye PKK’ya artık yataklık etmiyor, Hatay’a göz dikmiyor. 1 Mart tezkeresinde görüldüğü üzere artık Türk kamuoyunun görüşleri dışlanarak, Türkiye, dış siyasetini şekillendiremiyor. Türkiye’nin İsrail’le olduğundan çok, etrafı hasımlarla çevrili İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var.

Bizce Türkiye ve hatta bölge açısından en önemli faktörlerden biri de, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik çıkışlarının Türkiye’de olası radikal İslâmî akımların da önünü kesiyor olması.

ABD’ye gelince, her ne kadar Washington Orta Doğu’daki en önemli iki müttefikinin arasının açılmasından huzursuz olsa da ‘One Minute’ olayında olduğu gibi bu fırtınanın dineceğine inanıyor, daha doğrusu temenni ediyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir ABD’li uzmana göre Obama yönetiminin sorunları başını aşmış durumda. Bir yandan ekonomik kriz ve bir türlü meclisten geçirilemeyen sağlık reformu tasarısı, öte yandan Afganistan ve İran dertleri varken Türk-İsrail kavgaları oldukça tali kalıyor. Bu uzamana göre Obama yönetimi halen Türkiye’yi ‘sorun ülke’ değil ‘çözüm üreten ülke’ olarak görüyor. Zaten ABD’de de birçok Musevi grubu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun şahin tavırlarından (ve selefi Ehud Olmert’in onaylıyla Gazze’de uygulanan vahşetten) son derece rahatsız.

Aynı uzmanlar Türk-Amerikan ilişkilerindeki asıl sınavın İran olduğunu vurguluyorlar. (Zaten Suriye-Türkiye yakınlaşması Şam-Tahran ittifakını sulandırdığı için kimse itiraz etmiyor). Eğer İran ve Batı arasındaki nükleer pazarlık başarısızlıkla sonuçlanırsa İran’a yönelik olası yaptırımılar karşısında Türkiye’nin benimseyeceği tavır, esas ‘eksenin kayıp kaymadığını’ gözler önüne serecektir diyorlar. Bu bağlamda Başbakan Erdoğan’ın önümüzdeki hafta İran’a yapacağı ziyaret oldukça kritik görünüyor. “Erdoğan’ın Ahmedinejad ile sarmaş dolaş pozları Batı basınında nasıl bir etki yaratır, bunu Türk yetkililerin çok iyi hesaplamaları gerekiyor,” diye de uyarıyor Batılı uzmanlardan biri.

Barkey’ye göre tüm kaygıları giderecek sihirli formül 2006 yılından beri Hamas tarafından rehin tutulan İsrailli teğmen Gilad Shalit’te yatıyor. Eğer Türkiye Orta Doğu’daki artan nüfuzunu, Hamas’ın Shalit’i özgür bırakmasını sağlamak için kullanırsa hem İsraillilerin gönlünü yeniden fethedecek hem de bu nüfuzunun sahici olduğunu en somut biçimde kanıtlayacaktır. Devlet büyüklerimize duyurulur!

Amberin Zaman / Taraf



Bu haber 978 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,481 µs