En Sıcak Konular

B planından bu kez istifa çıktı

22 Ekim 2009 11:52 tsi
Yarı final oynadığımız Euro 2008’de maçları hep son anlarda kazanmamızı değerlendirirken “B planlarımı devreye soktum.” diyen Fatih Terim’e 2010 Dünya Kupası elemelerinde istifa etmek düştü.

Şenol Güneş’in kulakları çınlasın. 2002 Dünya Kupası’nda 3. olduğumuzda düzenlediği basın toplantısında şöyle demişti: “Biz bugün sonuç itibariyle üçüncüyüz; ama gerek Millî Takım, gerek futbolcu, gerek teknik adam, gerek medya, gerek yönetici ve seyirci açısından baktığımızda yerimiz burası değil.”

Gerçeği yüzümüze 7 yıl önce vuran Güneş, bugün bile ne kadar haklı değil mi? Oysa Fatih Terim, Euro 2008’de yarı finale yükseldiğimizde “Burada ben varım” diyordu. Organizasyonda Türkiye üçüncü, İspanya ise şampiyon oldu. 2010 Dünya Kupası elemelerinde İspanya ile aynı grupta yer aldık ve Boğalar bize 15 puan fark attı. FIFA klasmanında da 12 basamak birden gerileyip 39. sıraya düştük. Peki, Terim neredeydi?

Geçen ocak ayında Antalya’da bir seminer vardı. Seminerin konuşmacılarından biri de Terim’di. Terim, Euro 2008’de Türkiye’nin nasıl ilk dörde girdiğini, barkovizyonda maçların tek tek analizini yaparak anlattı. Sıra çeyrek finaldeki Hırvat maçına gelmişti: “Son dakika golü yedik. Orada ne yaptık? Stoperi ileri sürdük. Bizim her zaman B planımız vardı. Neydi? Uzun top kullanmak ve rakipten dönen ilk topa hamle yapmak. Hırvat maçında kalecimiz uzun top kullandı. Top rakipten döndü, Semih vurdu, gol oldu. Bu bizim taktiğimizdi.”

Oysa aynı maçı Hırvat Teknik Direktör Slaven Biliç şöyle yorumlamıştı: “Bugün sahada futbolla izah edemeyeceğim başka bir şey vardı.” Terim de Biliç’e şöyle cevap vermişti: “Ben vardım.” Ve Terim Antalya’da şu iddiada bulunmuştu: “Bazen ‘Bir antrenörün takıma faydası yüzde kaçtır?’ analizleri yapılıyor. Kimi zaman antrenöre galibiyet hakkını vermek gerek.”

Hiç şüphesiz “Galibiyet hakkını antrenöre vermek gerek” diyen Terim, mağlubiyetin de sorumlusu olmalı. 2010 Dünya Kupası elemelerinde Terim’in yanlışları saymakla bitmiyor.

Fatih Terim’in en büyük yanlışlarından biri kadro seçimleriydi. Faal futbolcular tarafından bugüne kadar hiçbir Millî Takım hocasına yapılmayan eleştiriler ona yapıldı. Hatta “O varken Millî Takıma gitmem” diyen oyuncular oldu. Yıldıray Baştürk, Gökdeniz Karadeniz, İbrahim Toraman, Fatih Tekke, Halil Altıntop gibi oyuncular, Terim’i açıktan eleştirdi. Millî Takım teknik direktörü tarafsız olmalıydı. Ancak Terim, kişisel problem yaşadığı oyunculara Millî Takım kapılarını kapatmakta bir beis görmedi. İbrahim Toraman, Mehmet Topuz, Fatih Tekke gibi oyuncular bu kategorideydi. Hatta kaptanlığı verdiği Emre’den pazubendi geri aldı (kaybedilen İspanya maçının soyunma odasındaki tartışma yüzünden). Terim, takımda sevgiyi tesis edemedi.

Terim’in kadro seçimleri istikrarsızdı. Ağustos 2005’ten bu yana takımın başında çıktığı 58 maçta 56 farklı 11’le mücadele etti. Toplam 98 futbolcuyu kadroya çağırdı. Bu oyunculardan 15’ini hiç oynatmadı. Tuncay Şanlı (46), Hamit Altıntop (43) ve Volkan Demirel (38) en çok oynayan üç oyuncu oldu. Bazı oyunculara sadece bir maçta forma verdi ve bir daha o oyuncuların yüzüne bakmadı. “Çoğunuzun Mevlüt Erdinç diye bir oyuncudan haberi yok.” dedi. Bu oyuncuya da daha sonra aynı muameleyi yaptı. Ceyhun Eriş’i Belçika maçında kurtarıcı olarak sahaya sürdü. Çağlar Birinci’yi bir maçta oynattı, bir daha oynatmadı. Trabzon’da kadroya giremeyen Ceyhun Gülselam’ı hayati Bosna Hersek maçında ilk 11’de sahaya sürdü. Kadro istikrarı oluşturamayan Terim, sistem de kuramadı. Türk Milli Takımı, 10 maçın neredeyse tamamına yakınında ‘futbol böyle oynanır’ dedirtecek bir kıvamı yakalayamadı.

Terim, Euro 2008’de kazandığımız maçlarda B planlarını devreye soktuğunu ifade etmişti. Hatta Çek Cumhuriyeti maçının ardından “Yazılarınızı değiştirtmek zorunda kaldığımız için özür dileriz!” şeklinde basın mensuplarıyla da alay etmişti. Ancak 2010 Dünya Kupası elemelerinde Terim’in B planları işe yaramadı. Oyuncu değişiklikleri meyve vermedi. 10 maçta 13 gol atabilen Millî Takım, sadece 4 maçı kazandı. Aynı grupta yer aldığımız Bosna 25, İspanya ise 28 gol attı.

Fatih Terim, öfkesiyle de hoş bir görüntü oluşturmadı. 2006 Dünya Kupası elemelerinde İsviçre ile oynanan baraj maçlarında meydana gelen tünel faciasından “Ben ceza almadım” diyerek sıyrılan Terim, elemelerdeki tavırlarıyla ceza almaktan kurtulamadı. İlk puan kaybını yaşadığımız Belçika mücadelesinde rakip takımın hocası Vandereycken ile kenarda tartışan Terim, Bosna Hersek deplasmanında golün oluştuğu pozisyonda hakemin verdiği faul kararına büyük tepki gösterdi. Ve ceza alarak ikinci Belçika maçını tribünden izledi. Terim, tevazuu acizlik gören tavırları yüzünden Türk halkının sempatisini de kaybetti. Ülke genelinde pozitif bir sinerji oluşturamadı. Spor yazarı Şansal Büyüka’nın ifadesiyle, halkta ‘Terim gidecekse inşallah Millî Takım yenilir’ psikolojisi oluşturdu.

GURBETÇİLERE KAPILARI KAPADI

Almanya, 2010 Dünya Kupası’na grup lideri olarak gitti. Bu takımda forma giyen oyunculardan biri de Mesut Özil’di. Özil’in Alman Millî Takımı’nı seçmesinde de Terim’in parmağı vardı! Evet, Terim bu oyuncuya gerekli ilgiyi göstermedi. Mesut Özil bu durumu şöyle açıklamıştı: “Türk Millî Takımı’ndan davet gelmedi. Ay-yıldızlı formayı o kadar çok giymek istedim ki anlatamam. Bekleyecek değildim. Ben de Almanların teklifini kabul ettim. Burada bana formayı direkt sundular. Bizde ise sanki bu işler sıralı.”

Euro 2008 öncesinde “Yıldıray gibi bir oyuncuyu yedek bekletemeyeceğim için kadro dışı bıraktım.” açıklamasında bulunan Terim’i Alman Kicker dergisi bile samimi bulmamış ve “Terim şüphe duyduğu durumda yurt dışında oynayan oyuncular yerine Türk ligindeki futbolcuları tercih ediyor.” diye yazmıştı.

2006 Dünya Kupası sırasında Almanya’yı çalıştıran Jürgen Klinsmann ve Almanya 21 Yaşaltı Millî Takımı’nın hocası Dieter Eilts, Almanya’daki Türk futbolcu potansiyelini mercek altına almıştı. Türk futbolcusunu yakından tanıyan Joachim Löw de bu projeye destek vermişti. Bu çalışmalardan sonra birçok Türk genci Alman Millî Takımı’nı tercih etti. Bu isimlerden biri olan Serdar Taşçı, bir demecinde şunları söylemişti: “Alman Millî Takımı’nı tercih etmek bana uykusuz geceler yaşattı. Ama onlar daha hızlı davrandı.”

Babası Türk, annesi Alman Malik Fathi de Türk Millî Takımı yetkililerinden gerekli ilgiyi göremediği için Almanya’yı tercih etti. Fathi, “Üzgünüm, Aurelio kadar şanslı değilim.” siteminde bulunacaktı. Terim ise bu oyuncu kendisine sorulduğunda “Malik Fathi’yi ben de yeni duydum.” diyecekti. Şu an 26 Türk oyuncu Alman millî takımlarında forma terletiyor.

Türkiye’nin elinden kaçırdığı oyunculardan biri de Gökhan İnler’di. Özellikle Euro 2008’deki performansıyla Türk futbolseverlerin dikkatini üzerine çeken ve İsviçre’nin kadrosunda bulunan Gökhan İnler, Türk Ümit Millî Takımı’nda oynamıştı. Ancak A Millî Takım yetkilileri onunla yeterince ilgilenmedi: “Gerçekten de çok kararlı bir şekilde Türk Millî Takımı’nda oynamak istiyordum. Ümit takımda da oynadım. Ama A Milli Takım için Türkiye’den teklif gelmeyince ben de İsviçre’nin davetini kabul etmek zorunda kaldım.”

TERİM, ALTYAPIYI DA UNUTTU

Terim’in görevden ayrılmasından sonra Futbol Federasyonu, millî takımlardaki yapıyı da gözden geçirecek. Bu, şu demek: Futbol Federasyonu, Fatih Terim’in sorumlu olduğu altyapılardan da memnun değildi. Terim’in göreve getirdiği altyapı hocalarının ortak noktaları, deneyimsiz olmalarıydı! Ogün Temizkanoğlu, Abdullah Ercan, Hami Mandıralı gibi isimler daha önce hiçbir yerde çalışmamış, tecrübesi olmayan antrenörlerdi. Almanya’ya bakalım: Alman Millî Takımı’nın altyapılarından sorumlu ismi, teknik direktörlüğünde Borussia Dortmund’a UEFA Kupası finali (2002) oynatmış eski ünlü futbolcu Matthias Sammer.

Altyapıdaki takımlarımızı tek tek incelediğimizde de istikrarsız sonuçlar göze çarpıyor. Terim döneminde altyapılarda hiçbir başarı gelmedi. Hami Mandıralı’nın çalıştırdığı Ümit Millî Takım, Belarus’a elenerek Avrupa Ümitler Şampiyonası’na gidemedi. Bu sonuçta da Terim’in payı vardı. Zira Belarus’la oynanan ilk maçın kadrosundaki Batuhan, Caner, Ceyhun ve Aydın’ı o hafta A Millî Takım’a aldı. Bu oyuncular Ümitler’in ilk maçında forma giyemedi. Ümitler ilk maçı içeride ancak 1-0 kazanabildi. Skor rövanş için yeterli olmadı. Çünkü takımımız 2-0 yenilerek elendi. Terim, altyapılardaki teknik direktörlerin görev yerlerini de sıkça değiştirdi. Bu değiştirmelerden dolayı bir türlü istikrar sağlanamadı.

Sonuç itibariyle Terim’den geriye ne sistem, ne düzen, ne takım iskeleti, ne gurbetçilere kucak açma, ne kolektif futbol ve ne de altyapılarda tıkır tıkır işleyen bir çark kaldı. Son söz: Bu tabloda, tüm yaşananlara bugüne kadar seyirci kalan Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun da payı var…

aksiyon



Bu haber 569 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,917 µs