nihayet Meclis'te | " /> nihayet Meclis'te | "/>

En Sıcak Konular

Açılımın protokolü nihayet Meclis'te

21 Ekim 2009 14:40 tsi
Açılımın protokolü nihayet Meclis'te Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolü içeren tasarı TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarının gerekçesinde, "İki protokolün Türkiye'nin komşu ülkelere yönelik izlediği 'sıfır sorun' siyasetiyle uyumlu şekilde, bölgesinde istikrar, barış, güven ve refahın sağlanması amacına hizmet edeceği değerlendirilmektedir." ifadelerine yer veriliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genel Kurul'da protokol hakkında bilgi verdi.

Protokol, 10 Ekim 2009 günü İsviçre'nin Zürih kentinde imzalandı. Protokol, iki ülke arasındaki mevcut sınırın karşılıklı olarak tanınmasını öngörüyor. Protokol çerçevesinde Türkiye ile Ermenistan, gerek ikili gerekse uluslararası ilişkilerinde, 'eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı' ilkelerine saygılı olacak. İki ülke protokolle ayrıca aradaki mevcut sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıyarak, ortak sınırın açılmasını kararlaştırıyor. Protokole göre iki ülke, terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınmayı ve teröre karşı mücadelede işbirliği taahhüt ediyor.

TASARININ GEREKÇESİ

Türkiye-Ermenistan arasında imzalanan protokollere ilişkin yasa tasarısının gerekçesinde, ''İki protokolün Türkiye'nin komşu ülkelere yönelik izlediği 'sıfır sorun' siyasetiyle uyumlu şekilde, bölgesinde istikrar, barış, güven ve refahın sağlanması amacına hizmet edeceği eğerlendirilmektedir.'' denildi.

''Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol ve Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı''nın gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi doğrultusunda barışçı, gerçekçi ve tutarlı bir dış politika izlediği vurgulanıyor. Gerekçede ayrıca Türkiye'nin, demokratik ve laik siyasal sistemi, dinamik ekonomisi ve çağdaşlığı kültürel kimliğiyle bağdaştıran geleneğiyle, bölgesinde ve dünyada güvenlik ve istikrar üreten bir dış politika yürüttüğü belirtildi.

Türk dış politikasının başlıca amacının, ''Bölgesinde barış ve refah temeline dayanan, istikrarlı ve beşeri kalkınmayı sağlayacak bir işbirliği ortamının oluşturulması'' olduğuna işaret edilen gerekçede, ''Türk dış politikası geleneksel olarak, ülke güvenliğinin sağlanmasını, ulusal çıkarların tarihten gelen ve geleceğe uzanan bir perspektif içinde korunup geliştirilmesini, kalkınma refah için gerekli dış kaynakların teminini, dost ve müttefikler edinilmesini, Türkiye'nin çağdaş dünya içindeki yerinin korunmasını ve güçlendirilmesini hedeflemiş; bütün bu hedefleri, başta komşuları olmak üzere, bütün ülkelerle işbirliğine dayalı iyi ilişkilerin tesisi, uluslararası barış, istikrar, güvenlik ve refaha katkıda bulunulması yoluyla gerçekleştirmeyi ilke edinmiştir." ifadelerine yer verildi.

ENGELLER KALKIYOR

Türkiye'nin, küresel düzeyde ve bölgesinde yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde ortaya çıkabilecek yeni gerilim ve sorunların krize dönüşmeden çözümlenmesini ve bu çözümlerin sunduğu fırsatlardan hem ulusal çıkarların geliştirilmesi hem de küresel barış, istikrar ve refahın yaygınlaştırılması yönünde yararlanılmasını amaçlayan, barış vizyonuna odaklı, proaktif ve sonuç almaya yönelik etkin bir dış politika izlediğine vurgu yapılan gerekçenin devamında, şu görüşlere yer verildi: ''Türkiye, uluslararası hukuk ilkeleri zemininde kapsamlı ve kalıcı barışın sağlanması için, mevcut ihtilafların barışçı yollardan çözümlenerek bölgede güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesini, uyuşmazlıkların bölgesel işbirliği ve refahın önünde teşkil ettiği engellerin, milli menfaatlere halel getirilmeksizin, ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Ülkemiz, bu anlayıştan hareketle Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden ve 1991 yılında tanıdığımız Ermenistan Cumhuriyeti ile bölgede barış ve istikrarın sağlanması amacına yönelik olarak karşılıklı güven üzerine tesis edilecek ve iki ülke arasındaki tarihi sorunları da kapsayan bir görüşme zemininin oluşturulması girişimlerinde bulunmuştur.''

Gerekçede, diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin protokolde iki ülke arasındaki mevcut ortak sınırın uluslararası hukukun ilgili sözleşmelerinde tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanındığı belirtildi. Böylelikle Ermenistan ile mevcut ortak sınırın hukuki temelini teşkil eden Kars Antlaşması'nın geçerliliği ve bağlayıcılığının bir kez daha teyit edildiği kaydedildi.

İki ülkenin toprak bütünlüğü ve sınırlarının dokunulmazlığı ilkeleri, bu ilkeleri yansıtan uluslararası belgelere atıf yapılması suretiyle yenilendiği bildirilen gerekçede, bu protokolle iyi komşuluk ilişkileri anlayışıyla bağdaşmayacak herhangi bir siyasetin izlenmemesi, ikili ilişkilerde eşitlik, egemenlik ve diğer ülkelerin içişlerine karışmama ilkelerine uyulması ve ortak sınırın açılması hususlarına vurgu yapıldığı belirtildi.

İKİ ÜLKE ARASINDA 'SIFIR' SORUN DÖNEMİ

Gerekçede, ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokolde ise ortak sınırın açılması, iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında düzenli siyasi 3. Hükümetlerarası Komisyon'un ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının bakanlar düzeyinde onaylanması Türkiye ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol'ün yürürlüğe girmesinden sonra 3 aylık bir süre içinde 4. Hükümetlerarası Komisyon'un ilk toplantısının düzenlenmesi hükümetler arası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının bakanlar düzeyinde onaylanmasından hemen sonra aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları gerektiği belirtiliyor.

Gerekçede alt komisyonlar şöyle sıralanıyor:

-Siyasi istişare alt komisyonu, ulaştırma, iletişim ve enerji alt yapı ve şebekeleri alt komisyonu.

-Hukuki konulara ilişkin alt komisyon.

-Bilim ve eğitim alt komisyonu.

-Ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu.

-Çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon.

-İki halk arasında karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması için ve Türk, Ermeni ve aynı zamanda İsviçreli ve diğer uluslar arası uzmanların da yer alacakları tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon, hükümetler arası komisyonun ilk toplantısından en geç 1 ay sonra gerçekleşecek.

Cihan



Bu haber 323 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,755 µs