En Sıcak Konular

Baykal'ın PKK tepkisi

20 Ekim 2009 15:44 tsi
CHP lideri Baykal da teslim olan PKK'lı grupla ilgili hükümete sert eleştiriler yöneltti. İşte Baykal'ın açıklamaları...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal PKK'lı grubun karşılanma şekline tepki gösterdi ve "Öcalan'ın yol haritası uygulanıyor" dedi.

CHP lideri Deniz Baykal, Mahmur Kampı'ndan gelen 26 kişi ve Kandil'den inen 8 PKK'lının Türkiye'ye girerken sevgi gösterileri ile karşılanmasına tepki gösterdi. Bu durumu İmralı'dan gelen yol haritasının ortaya koyduğu yol haritasında son tablo olarak gören Baykal, "Dün artık resmen görülmüştür ki, İmralı'dan gönderilen yol haritası uygulamaya konulmuştur. Dün ortaya çıkan olay tek taraflı olarak birilerinin Irak'ın dağlarında karar almasıyla ortaya çıkan tablo değildir. Bir karşılıklı mutabakatla görüşerek, belirleyerek olmuştur." dedi.

TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, konuşmasının büyük bir bölümünü PKK'lıların dağdan inmesine ayırdı. Baykal, PKK'lıların Türkiye'ye gelmesi ile birlikte demokratik açılımın yavaş yavaş netleşmeye başladığını ileri sürerken, "Dün fevkalade önemli bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Uzun bir süreden beri konuşulan bir konunun altında neyin yattığı, ne olduğu dün ortaya çıkan görüntüyle yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Bir açılım tartışması bütün Türkiye'de, hükümet işi gücü bıraktı, varsa açılım yoksa açılım... Nedir söyleyin diyoruz, bir şey söylemiyorlar, bir süreç diyorlar, ucu açık diyorlar, siz de gelin diye, bileni bilmeyeni işin içine sokmaya çalışıyorlar. Bunun altından bir şey çıkacağı belli derken dün neyin çıktığını gördük. Bence dünkü tablo fevkalade açıklayıcıdır ve pek çok şey kendisini göstermiştir. Bu açılım tartışmasının içinde ne yatıyor, bunun ilk ayağı ortaya çıkmıştır." şeklinde konuştu.

"ÖCALAN'IN YOL HARİTASI UYGULANIYOR"

Baykal, Öcalan''nın sözde yol haritasının niçin açıklanmadığının ise şimdi daha iyi anlaşıldığını söyledi. Baykal, "Niçin gizli götürüldüğünü şimdi anlıyoruz. Niçin hazmettire hazmettire bu konuyu halledeceğiz dediklerini şimdi daha iyi anlıyoruz ve niçin DTP'nin İmralı'yı muhatap alın dediğini şimdi anlıyoruz. Yol haritasının niçin açıklanmadığını şimdi anlıyoruz. Dün artık resmen görülmüştür ki, İmralı'dan gönderilen yol haritası uygulamaya konulmuştur. Dün ortaya çıkan olay tek taraflı olarak birilerinin Irak'ın dağlarında karar almasıyla ortaya çıkan tablo değildir. Bir karşılıklı mutabakatla görüşerek, belirleyerek olmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kadroları orada, MİT tepeden tırnağa orada, devlet tam kadro orada. Birilerini bekliyor, birilerini karşılıyor." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, demokratik açılımı bir senaryo olarak nitelendirdi. Bu senaryonun zamanlamasının ve sahneye kimin ne zaman gireceğinin belli olduğunu iddia eden Baykal, şunları söyledi: "Şimdi bu tablo bir senaryodur. Birileri bu senaryoyu yazdı. Zamanlaması, sahneye kim ne zaman girecek belli. Yol haritası ne? Yol haritası işte bu. Bunu ön görüyor. Ama sadece bunu değil, dikkatinizi çekerim. Şimdi bu tablo göstermiştir ki, İmralı'nın yol haritasını AKP iktidarı uygulamaya başlamıştır. Onları buraya gönderen talimatı kim verdi? Nereden gitti o talimat? Niçin indiler onlar? Birileri inin dedi. Siz inin, şuradan siz, şuradan siz inin dedi. Siz de bunu bilerek orada, bütün devlet yetkilileri orada, onları kucakladınız. Oraya gelenler, buraya şartlarını duyurmaya geldiler, teslim olmaya gelmediler."


TÜRKİYE, AZERBAYCAN'I GÖRMÜYOR

Baykal, Ermenistan sınır kapısının açılmasının ülkeyi büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacağını öne sürdü. Türkiye'nin kaş yapayım derken göz çıkardığını ifade eden Baykal, şunları söyledi: "İlişkilerimizin artık bir nezaket, bir üslup sorunu olmanın ötesine geçmeye başladığını, bu konunun ciddi bir konu haline dönüşmekte olduğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada maalesef kim haklı kim haksız tartışmalarının başlatılmak istendiğini görüyorum. Türkiye, bu Ermenistan sınır kapısının açılması konusunu, maalesef kendi özel ilişkilerini, durumlarını dikkate almadan çok yanlış yönetmiştir.

Bir sorun çözeceğiz derken, çok daha önemli, çok daha ağır büyük bir sorunla Türkiye'mizi karşı karşıya bırakmıştır. Gerçekten üzüntü verici bir olaydır. Kaş yapalım derken göz çıkardık. Birilerinin telkinleri doğrultusunda, birilerini mutlu edeceğiz diye, durduk yerde, gerekmeyen, çok ciddi sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olduk. Sakın ha Azerbaycan'ı küstürecek bir şey yapmayın diyorduk ve bunu söylerken elbette kardeşliğimizi, tarihin içinden gelen yakınlıklarımızı düşünüyorduk. Ama bunun ötesinde siyasetin gerçekçi ölçüleriyle baktığınız zaman Azerbaycan'ın Kafkasya için, Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ve ilişkilerin iyi tutulmasının reel siyaset konusu olduğunu vurgulamaya çalışıyorduk."

"PROTOKOL NEREDE?"

Baykal, Türkiye'nin bu süreçte Azerbaycan'ın konumunu dikkate almadığını iddia etti. "Birileri Azerbaycan'ı görmüyor Ermenistan'ı görüyor, dayatma yapıyor, ama sen görmemezlikten gelemezsin. Dünya görmese de Türkiye Azerbaycan'ı görecek." diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bakan geldi imzalamayın dedik. İmzaladılar. Şimdi öğreniyoruz ki, Meclis'e de imzalandıktan sonra gönderiliyor. Böyle tartışmalı bir protokol AB ilişkilerinde 2004 yılında katma ek protokol olarak imzalanmıştı Brüksel'de ve biz imzalamayın demiştik. Rum limanlarından çıkan gemilerin, uçakların gelmesini ön gören bir protokoldür.

Ama dikkatinizi çekerim, o protokol hala Meclis'e gelmemiştir. O meşhur protokolü Meclis'e sevk etmemişlerdir. Hala duruyor. Peki şimdi ben soruyorum, o Rum limanlarıyla ilgili protokolü sevk etmediniz de, bunu niye Meclis'e sevk ediyorsunuz? Üzüntü verici bir tablo. Bu ortaya çıkan sıkıntıları biliyorsunuz. Burada protokoller imzalandıktan sonra 14 Ekim'de Türk, Ermeni cumhurbaşkanlarının buluştuğu gün, Rus ile Azerbaycan yetkilileri petrol ile ilgili resmi bir anlaşma imzaladı. Bütün bunlar göz göre göre yapıldı. Nabucco işine bu anlaşma darbe vurmuştur. Zaten Nabucco'ya en büyük darbeyi Güney Akım projesini onaylayarak bu hükümet yapmıştır." şeklinde konuştu.

AZERBAYCAN'LA BAYRAK KRİZİ

Azerbaycan'da Türk bayraklarının anıttan indirilmesini de değerlendiren Baykal, "14 Ekim'de Bursa'da Ermenistan Türkiye futbol maçı oynandı. Sınır krizi yetmiyormuş gibi bir de bayrak krizi yaşandı. Valilik doğrudan harekete geçti, biz bizzat valiye baskılar yaptık. Ama bir defa bu iş çıkmış oldu ve Azerbaycan bayrakları toplatıldı. Daha dün PKK bayraklarıyla sınırda binlerce insan, güvenlik güçlerinin gözlerine baka baka, o bayraklarla gösteriler yapıyorlar. Bunların hepsini içinize sindiriyorsunuz, ama kardeş Azerbaycan'ın bayrağını Bursa'da bir maçta bulundurmasını yasaklama gereği duyuyorsunuz. Gücünüz sizin PKK'ya yetmiyor da Azerbaycan'a mı yetiyor?" diye sordu.

BAŞBAKAN'IN TALEBİ

Baykal grup konuşmasında ayrıca şu noktala dikkat çekti:

Biz dedik ki bunu kamuoyunun gerçekleri göreceği şekilde kayda alalım dedik. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bu tarihi ortamda ne söylediğimiz tarihe geçmelidir dedik. Biz bunu mektupla bildirdik. Başbakan teşekkür etti, kabul etti beklemeye başladık. Bugün çıktı görüşmeyeceğim diyor. Görüşmek isteyen sensin vazgeçen sensin... Böyle bir görüşmeyi ahlaksızlık olarak niteliyor. Her kim ahlak namusuz der durumu ortadır. O kadar sık söylenir... Herkes yarası olan gocunur. Bütün bu açılım süreci uluslararası raporda var dediğimizde , iddia eden namussuz dedin.İşte ortada... Mektubu aldığında ahlaksız değildi de şimdi mi oldu...

Bizim kapımız açık sizin de açık olsun diyor. Ben de diyorum kapım sana da millete de açık. İçeceğin çay olsun. Ne istersen emrine amade ama senin yanlışlarını paylaşmayız, işbirliği yapmana müsade etmeyiz. Başbakanın derdi düşüncelerim mi? Bunu zaten biliyor. Hayır ben senle görüşeceğim diye ısrar ediyor. Ama düşüncelerim ortada... Senin derdin kendi yanlış yolunu paylaşıyor izlenimi vermek.

70 milyona kapım açık gel görüşelim. Ama yok millet bilmesin tenhada buluşalım yok böyle... Erdoğan ağzından çıkan laflara dikkat etsin...

GÜL'ÜN MGK ÖNERİSİ

Anamuhalefetin Genel Başkanı da MGK'ya girsin. Devletin en temel konularında CHP ne düşünüyor bunu öğrenmek istemelerine saygı duyuyorum. Ama MGK'nın bir Anayasal çerçevesi var. Orada oylama yok, Cumhurbaşkanı oradaki kararları da duyuruyor. Değerli arkadaşlar organları dejenere etmeyelim. Bu ayrı bir iş biz siyasetçiyiz. Biz bunun ne yarar getireceğini anlamaya çalışıyorum. Ama CHP'nin en tepede temsilinin normal meşru yollarına bakalım.



Bu haber 706 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,063 µs