Sıcak gündemin özünde ne var?

15 Ekim 2009 13:54 tsi
Sıcak gündem ‘demokratik açılım’ ve bununla bağlantılı ‘mektup diplomasisi’, 'Erdoğan-Baykal görüşmesi olacak mı?’ şeklinde önümüze geliyor. Oysa bütün bunların etrafında dönüp durduğu asıl gündemimiz çok daha sıcak ve öneml

Geçtiğimiz 11-12 Ekim tarihleri arasında sivil toplum örgütlerinin organize ettiği bir “sivil anayasa” konferansı yapıldı. İki gün boyunca çok sayıda yazar, akademisyen, gazeteci, siyasetçi ve STK temsilcisi “neden sivil anayasa” sorusuna, kendi açısından cevaplar verdi. (Bknz. İyibilgi/Bu anayasa ile olmaz; ya bu siyasetle?)

Yeni ve sivil anayasa konusunun STK’lar tarafından gündeme getirileceği etkinliklerin devam edeceği anlaşılıyor. Fakat konunun asıl olarak siyasetin gündemine gelmesi gerektiği, giderek daha fazla önem ve ağırlığını hissettiren bir konu.

Çünkü hükümetin öncülük ettiği “açılım” politikası, siyaset gündeminin merkezine oturmuş durumda. Ama gündeme getirilen bu “açılım” politikasında yol alabilmek, sonuç alabilmek, her geçen gün çok daha açık anlaşılıyor ki, yeni bir anayasa yapmayı gerekli kılıyor.

Yeni ve sivil bir anayasa ile Türkiye’nin önünün açılmaması durumunda mevcut “açılım” adımlarının, çabalarının “yarım” kalması, hatta akamete uğraması işten bile değil.

Felaket tellallığı yapmak işimiz değil, ama “dahasını” söyleyelim: İktidar partisi AK Parti bu icraatları nedeniyle kendisini yargı önünde bile bulabilir.

Sürecin bu “kritik” özelliğine dikkat çekenlerden biri de Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas. Barlas bugünkü (15 Ekim 2009) “Artık yeni bir anayasa yapmanın zamanı geldi” başlığını koyduğu yazısında, tam da bu konuya dikkat çekerek “Bugün iktidar partisi ‘Kürt Açılımı’ ve hatta ‘Ermeni Açılımı’ bahane edilerek yargı önüne sürüklenebilir" diyor.

Bir de Milliyet gazetesinin şu haberine bakın: “Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, hükümetin büyük önem verdiği Kürt açılımı çalışmalarının başlama vuruşu olan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın başkanlık ettiği Polis Akademisi’ndeki çalıştayla ilgili soruşturma başlattı.”

1 Ağustos’ta gerçekleştirilen ve başkanlığını İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yaptığı çalıştaya katılan isimler şunlardı: Hasan Cemal, Deniz Ülke Arıboğan, Muharrem Sarıkaya, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar, Okan Müderrisoğlu, İbrahim Kalın, Mustafa Karaalioğlu, Nasuhi Güngör, Mithat Sancar, Ruşen Çakır, Fehmi Koru, Ali Bayramoğlu, Mümtazer Türköne, İhsan Dağı, Zühtü Arslan, Süleyman Özeren, Hüseyin Cinoğlu, Alper Sözer, Oğuzhan Demir ve Salih Elmas.

Savcılık soruşturmasının gerekçesi ise, “Anayasanın ihlal edilmesi”.

Malum; önümüzdeki haftanın gündemi, Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasında yapılması muhtemel görüşme olacak. Baykal’ın gündeme getirdiği “görüşme kaydedilsin” isteği ile ilgili yeni bir “yapay” kriz çıkmazsa, bu görüşme olacak.

Bu görüşmenin “Demokratik açılım” ile ilgili olacağı biliniyor. Yeni anayasa konusu da bu gündemin bir parçası olarak gündeme gelir mi? Gelirse ne olur? Baykal’ın “takoz” siyasetinin bu görüşmeyle değişmesi beklenebilir mi? Göreceğiz…

Öte yandan MGK toplanacak. Ve ardından Başbakan Erdoğan “Milli Birlik Projesi” olarak tanımladığı “açılım” konusunu çok sayıda il ve ilçeyi ziyaret ederek halka anlatacak.

Gündemin etrafında dönüyor dolaşıyor ve aynı noktaya geliyoruz: Türkiye’nin, her ciddi reformda karşı karşıya geldiği “anayasa ihlal mi ediliyor” kaygı ve endişesinden kurtulması gerek…

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 806 defa okundu.